AİHM'in Yalçınkaya kararı sonrası KHK’lılar ve Gülen cemaatine yönelik davalardan yargılananlar açısında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bu karar, 7 yıldır süren hukuki süreçte sonun başlangıç noktasıdır. Ancak nihai hedefe ulaşmak için hukuk zemininde mücadeleye devam etmek gerekmektedir.
Rejim mahkemelerinin saray baskısına boyun eğerek AİHM kararlarını uygulamaması, bu kararların etkisiz ve hükümsüz kalacağı anlamına gelmez. Türkiye’deki başlıca tüm siyasî aktörler AİHM kararlarının bir noktada tatbikinin kaçınılmaz hale geleceğinin farkındadır.
Siyasi çözümün birçok alternatifi var. Kanun değişikliği ile terör suçlarının tanımı değiştirilerek derdest davaların beraat ile sonuçlanması ve tutuklu/hükümlülerin tahliyesi olabilir. İkinci olarak bir af düzenlemesi ile suçlama ortadan kaldırılarak davaların düşmesi sağlanabilir.