Gözaltındaki üniversitelilere ‘istihbarata katıl’ şantajı

Bana gelen bilgilere göre 4 gün boyunca gözaltında baskı altında tutulan 3 öğrenciye 'etkin pişmanlık' dayatması yapılmış, yani bu çocuklar 'itirafçı' olmaya zorlanmış. Peki neler mi söylemiş bu çocuklar?

SEVİNÇ ÖZARSLAN 13 Mart 2024 HABER ANALİZ

Geçen hafta Ankara’da sessiz sedasız bir operasyon yapıldı. Bakan Yerlikaya’nın sosyal medya hesabından duyurduğu bir baskın değildi bu. İlginçtir medyaya da servis edilmedi. Ama 8 Mart Cuma günü ODTÜ ve Hacettepe’de okuyan, 8 öğrenci evleri basılarak gözaltına alındı.

Hem de sabah saat 05.00 sularında ve evlerin kapılar kırılarak. Sonra bu öğrenciler Ankara Terörle Mücadele Şube’ye götürüldü.

Dikkatinizi çekerim, üniversite öğrencileri bunlar. Ve 4 gün uygulanan gözaltı sonrası 3 öğrenci yurt dışına çıkış yasağı konularak dün serbest bırakıldı. Tutuklamaya sevk edilen diğer öğrenciler hakkında da avukatları şaşırtan bir karar çıktı. Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi o öğrencileri de serbest bıraktı.

Tabii ki olması gereken de buydu. Gözaltına alınmalarının hiçbir hukuki gerekçesi yoktu ama…

Binlerce haksız tutuklamayı düşündükçe…

Peki bu öğrenciler neden gözaltına alınmıştı. ‘Suçları’ neydi? Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerde üniversite öğrencilerine neden sürekli baskın yapılıyor?

Bu soruların hukuk içinde ve makul bir cevabı yok. Öğrencilerin ortak özellikleri; ‘ailelerinin işlem görmüş olması’. Bu şu demek; kiminin anne ya da babası KHK’lı, kiminin ailesi halen tutuklu. Tek gerekçe bu. Anne ya da babaları işlem gördüğü için terörist olmakla suçlanıyor bu çocuklar.

Şimdi düşünün; 15 Temmuz’da 13-14 yaşlarında olan çocuklar KHK ile işsiz aşsız kalmış ailelerine rağmen ODTÜ, Hacettepe gibi iyi üniversitelerde iyi bölümler kazanmışlar. 20’li yaşlarının başındalar. Ailelerine yaşatılan “Ağaç kabuğu yesinler” politikası nedeniyle özel yurtta kalacak ya da kendi başlarına ev tutacak imkanları yok. Aileleri KHK’lı olduğu için çoğuna devlet yurdu da çıkmıyor.

Ne yapsın bu çocuklar ve çocukların aileleri?

Onlar da bir araya gelmişler ve daha uygun fiyata kalacakları evlere yerleşmişler.

Ne var bunda? Suç bunun neresinde?

Evet, çocukların serbest bırakılması güzel bir gelişme.

Ancak orada başka bir hukuksuzluk olduğuna dair bilgiler geliyor. Aileler ve avukatlarından…

Bana gelen bilgilere göre 4 gün boyunca gözaltında baskı altında tutulan 3 öğrenciye ‘etkin pişmanlık’ dayatması yapılmış, yani bu çocuklar ‘itirafçı’ olmaya zorlanmış.

Peki neler mi söylemiş bu çocuklar?

İfade tutanağından okuyalım:

“Evde kaldığım dönem içerisinde sadece toplu namaz kılındı, örgütsel olarak herhangi bir faaliyet yapılmadı. Eve ayda bir … isimli şahıs gelerek namaz kılar, yemek yer ve ayrılırdı. Herhangi örgütsel bir faaliyet yapmazdı. Örgütsel bir deyim kullanılmamaktaydı.”

Sonra bu çocuklara ‘Kirayı kim nasıl ödedi, ne kadar para verdi, evi nasıl buldu?’ diye sorulmuş.

Ve bununla da kalmamış sorgudaki kişiler, gözaltındaki çocukların -evet çocukların- maddi sıkıntıları olduğunu fark edince daha da ileri giderek “Kalacağınız yer, para konularında biz size yardımcı olacağız” diye başlamış ve “Gelin istihbarat’a katılın.” teklifinde bulunmuşlar.

Anne ve babaları işten atılan, açlığa mahkum edilen, hapis yatan ama yine de pes etmeyen, üniversite kazanan ve okulunu bitirip hayata atılmayı hayal eden öğrencilere muhbirlik ya da ajanlık dayatmak…

Hukuk geldiğinde bunun da hesabını verecek herkes… Polis, jandarma, istihbarat… her kimlerse.

Ama insan sormadan da edemiyor; çoluk çocuktan ne istiyorsunuz?

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com