Yarbay Ali Tatar’dan Yarbay Gökhan Ünyeli’nin intiharına…

Yarbay Gökhan Ünyeli'nin intiharı, 2009'da intihar eden Yarbay Ali Tatar'ı hatırlattı doğal olarak. Tatar intiharı sonrası tüm yargı süreçlerini tartışan ve hukuksuz ilan edenlerden bugün ses yok. Kimse bir yarbayı intihara sürükleyen ankesör ya da sabit arama saçmalığı nedir diye sormuyor.

SEVİNÇ ÖZARSLAN 29 Mart 2024 GÖRÜŞ

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bugün yine sosyal medya hesabından Gülen cemaati soruşturmaları kapsamında 70 kişiyi gözaltına aldıklarını duyurdu. Gözaltı gerekçelerinden biri, ankesörlü telefondan aranmaktı.

Oysa daha iki gün önce ankesörlü telefonla arandığı gerekçesiyle açığa alınan 42 yaşındaki Yarbay Gökhan Ünyeli, arkasında iki sayfalık bir mektup bırakarak intihar etti. Yarbay Gönyeli, bu gerekçeyle açığa alınan binlerce askerden biriydi. Sadece açığa alınmakla kalmadı binlerce asker. Ankesörlü ya da sabit hatlı telefonlardan arandıkları gerekçesiyle hapse atıldılar.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’na (EDOK) bağlı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’ndaki (MEBS) görevinden 26 Mart 2024’te açığa alınan Gökhan Ünyeli neyse ki tutuklanmamıştı. Ama yaşadıkları onu ölüme sürükledi.

Yarbay Ünyeli’nin mektubunda silah arkadaşlarına tavsiyeleri işin vahametinin hangi boyutta olduğunu açıkça gösteriyor.

Diyor ki merhum Yarbay Ünyeli, “Genç subay ve astsubaylara bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Türk askerinin şerefine yönelik saldırıların daha da artacağı ve benzer süreçlere çekilmeye çalışacağınız gerçeğinden hareketle, ileri de kuvvetle muhtemele karşılaşacağınız idari ve adli süreçlerden alnınızın akıyla şüpheye yer vermeyecek şekilde çıkmak için her hareketinizi kayıt altına alın. Her türlü para transferini, telefon görüşme dökümlerinizi, bulunduğunuz yer ve zaman bilgilerinizi muhafaza ediniz. Özellikle bilinmeyen bir numaradan arandığınızda vakit kaybetmeden savcılığa başvurarak arayan numara ile iltisakınızın bulunmadığını beyan ederek suç duyusunda bulununuz. Suç duyurusunda bulunmak ücrete tabi değildir ve avukata da ihtiyacınız yoktur… Unutmayınız ki en ufak bir hatada veya haksızca üzerinize atılan suçta kimse yanınızda olmayacaktır. Askeri seven çok avukat olmadığını da bilin.”

Karşılaşılacak adli ve idari süreçlerle ilgili uyarısından sonra sarf ettiği “Özellikle bilinmeyen bir numaradan arandığınızda vakit kaybetmeden savcılığa başvurarak arayan numara ile iltisakınızın bulunmadığını beyan ederek suç duyusunda bulununuz.” ifadesine dikkatinizi çekerim.

Bilinmeyen bir numaradan biri sizi aramışsa, konuşmanıza bile gerek yok, sadece aramışsa ‘terör’den yargılanabilirsiniz.

Bunu biliyordu çünkü Gökhan Ünyeli de, 12 yıl önce bilmediği bir numara tarafından ankesörden aranmıştı. Hatta bu aramada hiç görüşme yoktu. Yani sıfır saniyeli, sadece çaldırılıp kapatma şeklinde bir arama olmasına rağmen iltisak-irtibat hukuksuzluğuna maruz kaldı.

Bugün gözaltına alınan 70 kişiden bazıları gibi, bundan önce de sırf ankesörden arandığı için adli işlem geçiren, tutuklanan binlerce asker benzer hukuksuzluklara maruz kaldı, kalmaya da devam ediyor.

Üstelik Gökhan Ünyeli’yi intihara sürekleyen sebeple ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 26 Eylül 2023’te önemli bir karar açıkladı ve ‘kanunsuz suç olmayacağını’ Türk yargısına, milletine ve medyasına deklare etti.

Yarbay Ali Tatar (19 Aralık 2009) ve Gökhan Ünyeli (27 Mart 2024) (sağda).

Buraya kadar yüzlerce örneğini gördüğümüz bir hikaye bu. Ancak işin bir de çok önemli ve gözlerden kaçan bir yönü var. Ünyeli’nin mektubunu kamuoyuna duyuran ‘muhalif medya’, gazeteciler, siyasetçiler  “FETÖ” soruşturmalarındaki bu hukuksuzluklar gündem olur korkusuyla, ‘ankesörlü telefondan aranma’ diye icat edilen bir suçun saçmalığını ağızlarına bile almadılar. Ünyeli’nin, ‘hakkında açılan bir soruşturma sonrası intihar ettiğini’ söylemekle yetindiler. Ankesör ifadesi de bir kez geçti.

‘FETÖ’ soruşturması geçirdiği için mektubunda inançsız biri olduğunu belirtmek zorunda kalan ve Eymir Gölü ODTÜ ormanında beylik tabancasıyla yaşamına son veren Gökhan Ünyeli’nin neler yaşadığı, neden intihar ettiği sizi hiç mi ilgilendirmiyor?

Ben size anlatayım. Gökhan Ünyeli’yi intihara sürekleyen kararı Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2019 yılında aldı. Ankesörlü telefondan kim tarafından arandığı belli değildi. Konuşma içeriği yoktu. Hatta bir konuşma bile yoktu. HTS kayıtlarının güvenilir olup olmadığı da belli değildi.

Buna rağmen sadece ankesörlü telefondan arandığı için terör örgütüne üye olmakla suçlandı. Binlerce başka asker gibi. Kaç yıldır sırf bu telefon aramaları yüzünden askeri öğrenciler başta olmak üzere birçok asker gözaltına alındı, soruşturma geçirdi ve ölüme mahkum edildi biliyor musunuz?

Yarbay Gökhan Ünyeli’nin intiharı birçok insana, Ergenekon davasında yargılanırken 2009’da intihar eden Yarbay Ali Tatar’ı da hatırlattı. Yorumlara bakıyorum. Herkes üzüntülerini yazıyor. Tatar’ın intiharı sonrası o dönem tüm yargı süreçlerini tartışan ve hukuksuzluklar olduğunu ilan edenlerden bugün ses yok. Kimse bir yarbayı intihara sürükleyen ankesör ya da sabit arama saçmalığı nedir diye sormuyor.

Boşuna kimse timsah gözyaşı dökmesin. Gökhan Ünyeli ve masum birçok insan “FETÖ”cü diye damgalanırken arkasını dönüp giden herkes Ünyeli’nin ölümünden sorumludur.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com