Ekonomide Hollywood tarzı aksiyon

AKP’nin başarı ile yürüttüğü kısımlardan bir tanesi propagandayı iyi yapması.

HARUN ODABAŞI 23 Temmuz 2019 GÖRÜŞ

AKP yeni bir yaşam eğrisi arıyor. Özellikle 2013’ten bu yana derin krizlerle sarsılan ekonomi bir tür nekahet dönemine girmişken AKP’nin ekonomi kurmayları şapkadan bir tavşan daha çıkarmaya hazırlanıyor. Anladığımız kadarı ile piyasada TL bolluğu yaratarak ekonomiyi canlandırmayı, enflasyonu ve faizi radikal bir şekilde düşürüp eski günlere geri dönmeyi hem de dövizi kontrollü bir başıboşluk içinde tutmayı planlıyorlar. Dövizi durdurmaya güçlerinin yetmediğini anladılar. Engelleyemiyorsan tadını çıkar mantığı ile yeni bir anlayışa sıçrama yapıyorlar ki aşağıda bunu izah etmeye çalışacağım. Teorik bilgiler ve pratik tecrübeler her alanda eli zayıflayan bir hükümetin bu ‘ölüm atlayışı’ndan başarılı çıkma ihtimalini zayıf gösteriyor. Ancak uçağın zaten düştüğünü ve yere çakılacağını görüyorsan mantık dışı hamleler ve riskli denemeler gözüne hoş görülebilir. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ‘ya tutarsa!’.

Aslında harekete geçmek için iyi bir dönem. Baz etkisi ile düşüş trendine giren enflasyon ve dövizin mevsimin rehaveti ile sakinleşmesi bazı radikal adımların uygulanmasına zemin oluşturuyor. Arazi temizliği yapıldığına, problem çıkaracaklarını düşündükleri Merkez Bankası başkanını da devreden çıkardıklarına göre ‘hücum’ emri verilebilir. AKP’nin dövizde tahmin edildiği gibi 400 baz puanlık bir düşüş gerçekleştirmesi obezite hastasını birkaç haftada zayıflamasındaki gibi ağır riskler içeriyor. Kim istemez hemen zayıflamayı. Ama eski düzenin alışkanlıklarını barındıran bünye yeni düzene ayak uyduramazsa ölüm dahil pek çok riskle karşı karşıya kalınabilir. Eğer sıkı bir diyet uygulanacaksa vücudun güçlü ve zayıf yönleri tahlil edilir ve yola öyle çıkılır. AKP böyle mi yapıyor? Hiç sanmıyorum. Tanzim satış modeli ve Londra’da gerçekleştirilen Swap işlemlerinde görüldüğü gibi mevcut ekonomi yönetimi oldukça maceraperest. Damat Berat Albayrak’ın tavır ve davranışlarına da yansıdığını düşündüğüm Hollywood tarzı bir tür aksiyon filminin karakterleri gibiler. Mantık boşluklarını izleyicinin tamamlamasını isteyerek bir sürü aksiyon hareketi deniyorlar.

AKP’nin başarı ile yürüttüğü kısımlardan bir tanesi propagandayı iyi yapması. Kabul etmek lazım ki 2013’ten bu yana döviz ve enflasyon merkezli iki büyük ekonomik kriz atlatmasına rağmen hala Türkiye’nin en büyük partisi. İşsizlik, döviz, faiz ve enflasyon cephesinde şok üstüne şok yaşandı. Ama kendi tabanını kontrol etme noktasında olup bitenlere hep kendileri dışındaki bir kesime havale etmeyi başardılar. Durum ne kadar vahim olursa olsun, elindeki medya gücü sayesinde aleyhte gibi görünen gelişmeleri lehlerine çevirebiliyorlar.

Değerli TL’nin bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sıkıntı oluşturduğu sanki yeni anlaşılmış gibi ifade ediliyor. Çin’in soluksuz büyümesinin arkasında en önemli ayaklardan birini Yen’i diğer para birimleri karşısında değersiz tutma politikası yatıyordu. Ama zaten bilinen bir imput değil miydi? Madem buna inanıyordunuz 17 sene güçlü TL’nin PR’ını niye yaptınız? ‘Değerli TL’ sebebiyle ihracat zorlandı, ithalat altın çağını yaşadı. Döviz son dönemde TL karşısında değer kazanınca ihracat artarken ithalatta ciddi düşüşler yaşanıyor. Hükümet ise krizin yan etkisi ihracat artışını kendi becerisi gibi takdim etme gayretinde.

Umarız, ekonomi yönetiminin bizim bildiklerimizin dışında güçlü argümanları vardır. Yoksa her riskli davranış bumerang etkisi ile daha kötüsünü beraberinde getirdi. Hazımsız faiz düşüşlerinin ardından yaşanan sert yükselişleri hatırlatmak isterim. Ama denize düşen yılana sarılırmış.

Yakında Prof. Dr. Haydar Baş’ın ‘milli ekonomi modeli’ni uygulamaya kalkarlarsa şaşırmayacağım.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com