Rebwar Kerim Veli yazdı: Kürdistan’da tarihi hesaplaşma: Mesrur Barzani sahnede!

Mesrur Barzani ayağının tozuyla KDP’nin istihbarat ve iç güvenliği birimin başına geçti. Mesut Barzani adeta devredeceği koltuğun vârisini belirledi. Barzani ailesi içindeki ihtilaflar, çekişmeler artık Mesrur ve Neçirvan Barzani arasında yaşanmaya başladı... Ve bu tüm dengeleri değiştirdi.

REBWAR KERİM 12 Şubat 2024 GÖRÜŞ

Şimdi size biraz Kürdistan daha doğrusu Barzani ailesi tarihi anlatayım. Neden anlattığımı yazının sonunda göreceksiniz. Mesut Barzani’nin babası Mele (Molla) Mustafa Barzani’nin üç eşinden dokuz oğlu vardı. Sırayla ilk eşinden Ubeydullah, Lokman ve Sabir. İkinci eşinden tek oğlu vardı İdris yani Neçirvan Barzani’nin babası. Üçüncü eşinden beş oğlu vardı. Mesut, Nihat, Sihat, Sidat ve Dilşad.

Bunların arasında Mele Mustafa’ya en çok benzeyen ve liderlik sıfatlarını taşıyan Ubeydullah’dı. Ama babası ondan haz etmiyordu ve aralarından bir nevi çekişme vardı. 1970 yılında otonomi bildirisinden sonra Mele Mustafa tehlikeli gördüğü iki oğlunu yani Ubeydullah ve Sabri Bağdat’ta bakan olarak gönderdi. Devrim 1975’te sona erdi. Mele Mustafa Barzani ve ailesi ve ona bağlı Peşmerge aileleri İran’a sığındılar. İki büyük oğlu Mele Mustafa’ya katılmadılar ve Bağdat’ta kalmayı tercih ettiler. Nitekim birkaç ay sonra Lokman da onlara katıldı. Bir yıl sonra Saddam Hüseyin üçünü de idam etti. Kendi tarihçilerine göre Mele Mustafa Barzani, kendi oğullarına komple kurdu ve onları darağacına gönderdi.

Ubeydullah’dan kalan tek oğlu Vecih, Mele Mustafa’nın nüfusuna alınıp onun oğlu olarak göründü. 1970’ten itibaren Mele Mustafa, İdris ve Mesut’u kendi koltuğuna hazırlıyordu İdris’in hiç kardeşi olmadığı için ileride Mesut’un liderliği için engel teşkil etmediğini biliyordu. Ve nitekim Mesut’u İdris e emanet etmişti, İdris ondan yaşça büyük olduğu için. 1975’ten sonra da artık fiili olarak İdris ve Mesut eş başkan gibi Mele Mustafa’dan partiyi devraldılar. Mele Mustafa benim işim bitti demişti. KDP’nin başkanlık koltuğuna oturması gereken İdris’ti. Ama İdris bu haktan feragat etti ve 1979’da yapılan kongrede Mesut Barzani kendisini KDP’nin başkanı olarak ilan etti. İdris de askeri kanadın başına geçti. 1989’da şaibeli bir şekilde İdris hayatını kaybetti. Mele Mustafa’dan kalan her şey artık Mesut ve kardeşlerine aitti.

Neçirvan Barzani babasını temsilen KDP’nin Politbüro üyesi oldu. Amcası Mesut, abisi İdris‘e vefa borcu olarak Neçirvan Barzani’yi adeta sağ kolu yaptı. Neçirvan o dönemde dinamik ve delikanlı bir siyasetçi olarak ve amcasının tam desteğini sahip olan bir liderdi. Nitekim babası İdris‘e yakın olan kadro ve liderler de onunla biat ettiler ve kolladılar. Barzaniler geleneksel olarak 100 yılı aşkın kendi hareketlerini iki lider üzerinden yönetti. Mele Mustafa Barzani, dinamik ve genç bir lider olarak Ahmet Barzani tarafından himaye ediliyordu. Onlardan sonra İdris ve Mesut ve daha sonra Mesut ve Neçirvan. Yani hep ikili yönetim oldu. Neçirvan Barzani’nin Mesut Barzani’nin kızıyla evlenmesi bu birlikteliği perçinledi.

Zaman içinde özellikle 1991’den bu yana Neçirvan Barzani, parti içinde eş başkan olarak kendine ait bürosu kendine ait lider kadrosuyla Mesut Barzani’nin sahip olduğundan belki daha fazlasına sahipti. O dönem Mesut Barzani’nin oğulları küçük ve daha fazla zamanı ihtiyaçları vardı. Neçirvan Barzani her gün daha fazla güçleniyordu. 1998’de de KDP hükümetinin başbakanı olarak çok genç yaşta sınırsız bir güce kavuştu. Ta ki 2000 yılında Mesut Barzani’nin en büyük oğlu Mesrur Barzani Amerika’dan dönünceye kadar. Mesrur Barzani ayağının tozuyla KDP’nin istihbarat ve iç güvenliği birimin başına geçti. Mesut Barzani adeta kendisine devredeceği koltuğun vârisini belirledi. O günden bu yana Barzanilerin ikili yönetim geleneğine ters olan üçüncü kişi eklendi. Ve bir zamanlar Neçirvan Barzani ve Mesut Barzani arasındaki ihtilaflar çekişmeler artık Mesrur ve Neçirvan arasında yaşanmaya başladı.

Barzani kendisini rakip pozisyondan hakem pozisyonuna çıkarttı. O zamanlar KDP’nin içinde bunları konuşmak çok büyük bir günah işlemek gibiydi. Nitekim bunu dile getiren insanlar partiden ihraç ediliyordu o yüzden sessiz sedasız çok büyük kavgalar yaşanıyordu. Neçirvan Barzani’nin gücü ve popülaritesi Mesut Barzani korkutmuştu ve bu güç sadece KDP’nin içinde sınırlı değildi. Dışardan da çok büyük destek görüyordu. KDP’den haz etmeyen insanlar hep Neçirvan Barzani’yi ayrı tuttular bu ayrıcalıklı konum Mesut Barzani‘yi rahatsız ediyordu. Bunun karşısında Barzani her gün büyük oğlunu daha da güçlendirmek istiyordu. Mesrur Barzani de babası tarafından verilen sınırsız güce sahipti ve ara sıra Neçirvan Barzani‘nin sınırlarını ihlal ediyordu. Aile içindeki çekişme ve kavgalar büyüdü. Ama Mesut Barzani ısrarla aileyi bir arada tutmaya ve yönetmeye gayret ediyordu. O yüzden 2010 yılında üçüncü kongrede Neçirvan Barzani‘yi başkan yardımcısı olarak ilan etti. Bu Neçirvan Barzani’ye verilen bir garantiydi. Yani benden sonra parti sana kalacak. Ama aslında bu taktiksel bir adımdı ve mevcut durumla çok çelişkiliydi. Çekişmeler nereye vardı Mesur nasıl başbakanlık koltuğunu kaptı?

Bu çekişmeler nereye doğru gidiyor ve neler olacak?

Sonraki yazıda….