Kardeşimsin Alexis

Alexis ve Berkin için ağıtlar bitmeyecek. Manos Hadjidakis'in notalarında hayat bulan Vagelis Rozakeas'ın sözleri gibi...

SELAHATTİN SEVİ 08 Aralık 2018 YAZARLAR

Oturup bir şeylerin olmasını beklemek yerine 4 maddelik bir tarif yayımlamışlardı ‘yeraltı’ndan:

Soldaki görsele tıklayıp orijinal boyutunda görüntüleyelim. Mouse büyük görselin üzerindeyken sağ klik ile ‘resim olarak kaydet’ diyelim. Kaydetiğimiz jpg’i Copycenter Taksim, Nejdet Ozalit Beşiktaş gibi ozalitçilerde, A4 mat stiker-yapıştırma kağıdına çıktı alalım. A4’te aşağıda görüldüğü gibi 2 parça görsel olduğu için çıktıyı yine ozalitçide 2’ye kestirelim.

Bu kısa ama karmaşık işlem için yollara düşen gençler bir gece ansızın yeraltından çıkarak İstanbul’un her yerini siyah ve kırmızıya boyadılar. Gülümseyen siluetin altında, ‘Kardeşimsin Alexis’ yazıyordu. ‘Sol’daki o görsel, 6 Aralık 2008’de Atina’da 15 yaşında polis kurşunuyla can veren Alexandros Grigoropoulos’tan, yani Alexis’ten başkası değildi.

Farklı ülkelerden sol ve sosyalist partilerin katıldığı önemli bir zirve için Atina’dan İstanbul’a gelen arkadaşımın ilk bakışta dikkatini çekmişti resim. Toplantının yapıldığı Taksim’den Tünel’e doğru yürürken işaret etmese belki çok sonra fark edecektim: Kardeşimsin Alexis!

Sevgili arkadaşımla hep az olan ama her zaman çok şey sığdırmaya çalıştığımız İstanbul buluşmamızda akşam yemeği için mekân ararken adımlarımız yavaşladı. Onun Yunanlara özgü kırık Türkçesinden Alexis’in öyküsünü dinledim.

Henüz 15’inde bir çocuk olan Alexis bir gece yarısı polis kurşunuyla öldürülmüştü. Başta Atina ve Selanik olmak üzere bütün Yunanistan ayağa kalktı. Sol ‘intifada’ olarak başlayan ve bütün Yunan halkının vicdanında derin izler bırakan olay ülkeyi yangın yerine çevirdi. Seres’te parti etkinliğinde olan İçişleri Bakanı Prokopis Pavlopulos hemen gelişmelerle ilgili bilgi aldı ve başkente döndü. Hem kendisi hem de bakan yardımcısı sorumluluklarını öne sürerek istifa dilekçesi verdi. Ancak istifalar dönemin başbakanı Kostas Karamanlis tarafından işleme konulmadı.

Taammüden işlenen cinayet Yunanistan devleti tarafından kınandı. Başbakan ve meclis başkanı ile beraber Cumhurbaşkanı Karolos Papuliyas ortak açıklamayla yaşananları ülke için ‘hukukun üstünlüğüne yönelik bir travma’ olarak tanımlandı. Mağdur ailenin acısını paylaşıp başsağlığı dileklerinin kabul edilmesini istediler.

Büyük gösterilerin düzenlendiği 6 Aralık ile 14 Ocak tarihleri arasında adeta Yunanistan’da hayat durdu. The Economist dergisi sadece ekonomik kaybın 100 milyon dolar olduğunu kayıtlara geçirdi.

Nereden bilebilirdim aradan birkaç yıl sonra Alexis’in kaderiyle İstanbullu bir yaşıtının kaderinin kesişeceğini, Atina’nın arka sokaklarında Berkin’le yan yana isimlerinin yazılacağını…

Tarihler 16 Haziran 2013’ü gösterdiğinde İstanbul Okmeydanı’nda 14 yaşında bir can, Berkin yere düştü. Evinden çıkıp ekmek almaya giden Berkin Elvan polisin attığı gaz bombasının kapsülüyle başından vurulmuştu. Komaya giren Berkin henüz doyamadığı dünyaya bir daha dönemedi.

Türkiye’nin vicdanı da o günlerde ayağa kalkmıştı. Gösteriler başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere pek çok şehre yayıldı. Alexis’in öldürüldüğü yıllara kıyasla yaygınlaşan sosyal medyada insanlar örgütlendi.

Fakat hasbelkader atalarının dini İslam olmasa neredeyse ‘Devlet’e tapacak ülkenin yöneticilerinden ne bir özür, ne bir pişmanlık, ne de sorumluluk işareti geldi. Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkındaki yolsuzluk soruşturmaları sebebiyle istifa etmek zorunda kalmış, İranlı ‘hayırsever işadamı’ Reza’nın önüne yatma teklifi kendi polislerinin takibine takılmıştı. Yine dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın bağlı olduğu bakanlığın başındaki Güler’in çete ilişkilerini ortaya çıkaran polisler yüzünden görevden alınmıştı.

Komşuda Alexis’i öldüren polis memuru Epaminondas Korkoneas ömür boyu hapis cezasına çarptırılırken, ekip arkadaşı Korkoneas suça iştirakten 10 yıl hapse mahkum edildi. Berkin Elvan soruşturmasında ise tam 229 gün sonra ifade alındı. İfade veren 7 polis gaz kullanımı konusunda hizmet içi eğitim aldıklarını belirtirken, 5 polis olaylar esnasında gaz kullanmadıklarını, 2 polis ise gaz kullandıklarını ancak Berkin Elvan’ın yaralanmasına neden olmadıklarını savundu.

Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise her vicdan sahibinin kalbinde derin yara açan o ünlü 14 Mart 2014 tarihli Gaziantep konuşmasını yapmıştı:

“Geçenlerde İstanbul’da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor. Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak? Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, ‘ekmek almaya giden çocuk’ diyor. Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var? Çok enteresan, annesi ‘Evladımın katili başbakan’ diyor. Ben evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına? Neyin mesajını veriyorsun.”

Aynı mitingde Erdoğan, Berkin’in annesi Gülsüm Elvan’ı yuhalatmıştı.

Dün geceden beri Atina ve Yunanistan’ın her yeri yangın yeri. Devletin özür dilemesine rağmen insanların öfkesi dinmiş değil. İstanbul’da kurulmuş olan AEK spor kulübünün maçlarında hâlâ Alexis ve Berkin’in afişleri aynı kumaşa işleniyor.

İstanbul’da ise 2013 yılında Gezi ile başlayan sivil öfke yargı kararıyla terör faaliyeti olarak tanımlandı. 5 yıl sonra eski defterler yeniden açıldı.

Bilmiyorum, şimdi Taksim’den İstiklal’e doğru yürürken sağa sola bakanlar Alexis ve Berkin’le göz göze geliyor mudur?

Alexis ve Berkin için ağıtlar bitmeyecek. Manos Hadjidakis’in notalarında hayat bulan Vagelis Rozakeas’ın sözleri gibi:

Kuşları seviyordum,
Rüzgârı selamlıyordum,
Büyüyordum…
Ve çok hayallerim vardı efendim.

.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com