90’lar partisinin son davetlisi Hüda-Par

Artık Cumhur İttifakı'nda silahlı saldırı, kundaklama, satırla vurma, zincir ve kezzap atma, adam kaçırma, darp, gasp, tehdit, propaganda, sorgulama, yol kesip silahla tarama, intihar eylemi gibi cürümler bulunan Hizbullah'ı terör örgütü olarak görmeyen Hüda-Par da var. Başlasın 90'lar partisi...

SELAHATTİN SEVİ 12 Mart 2023 GÖRÜŞ

Ucuz bulvar gazeteleri manşeti gibi söylersek, Elon Musk yaptı yapacağını. Twitter’ın takip etmediğimiz hesapların paylaşımlarını göstermesiyle şaşkına döndük. Göz konforu, iç huzuru, zihin sükûneti yerle bir… Görece steril bir sanal âlemin kıymetini bilememişiz meğer. “Kıl Oldum Abi”

Uygulama tam da deprem felaketinin şokundan çıkıp Uludağ’ın eteklerine kadar gelebilen, futbolun iyileştirici büyüsünden medet uman Amedspor’a karşı Bursaspor tribünlerinde ‘Beyaz Toros’ ve ‘Yeşil’ afişleri açılarak 90’lar Partisi duyurusunun yapıldığı günlerde aktif oldu. “Ateşle Barut”

İnsanın sevmediği ‘ot’ duvarında bitermiş ya, o ‘hesap’. Hilal Kaplan… Eski Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın, “Onlara bizim camiada troliçe diyorlar.” sözleriyle kabaca tarif ettiği, aynı zamanda TRT Yönetim Kurulu üyeliği maaşlı Sabah yazarı,  90’lar Partisi’ni başlatmış bile. “Hüda-Par’ın terör örgütü yok, olsaydı Özgür Özel bakanlık verelim derdi.” ne demek? Anladınız siz onu… “Rakkas/Salla”

Anlamadınız mı? Diğer Yalı kuşları, Saray papağanları anlatsın; duvarda izleri var hepsinin.

Soyadı ‘Yakışıklı’ bir troll, Hüda-Par’ın devletine milletine bağlılığını bildiğini iddia ediyor. ‘Domuz bağı’ ile bağlı olmalı… “Bu Akşam Ölürüm”

Çocuklarının babası, anne-babasının oğlu, kardeşlerinin ağabeyi, Ankara Sanat Galerisi’nin çalışanı… AK Parti MKYK, Çevre, Şehir ve Kültür Başkan Yardımcısı Eyüp Gökhan Özekin de kefil Hüda-Par’a… 23 yıldır (aklımız karışmasın diye yazı ile de ‘yirmi üç’ yazmış) eline silah almadığını öne sürüyor. Siyasi kanadı olduğu önü sürülen Hizbullah’ın o işleri 90’lar boyunca bodrum katlarda yarım metre urganla yaptığını bilmiyor olamaz. “Oynatmaya Az Kaldı”

Trollerin akademik cübbe giymişi, Liberal Düşünce Topluluğu öncü kurucusu, sosyal ve siyasal teori profesörü -ne demekse- Atilla Yayla, ‘analitik’ kılıfa sarıp sarmalayarak servis ediyor hezeyanlarını: “HüdaPar, geçmişinde şiddet olmasına rağmen, şiddetten uzaklaştı ve 23 yıldır şiddete bulaşmadı… Dolayısıyla, HÜDA-PAR meşru ve demokratik bir aktörken HDP gayri meşru ve anti demokratik bir oluşum. Umarım HDP, HÜDA-PAR ı örnek alır ve şiddeti reddeder, böylece hem Kürt probleminin çözülmesine hem de ülkede siyasetin normalleşmesine katkıda bulunur…“Faka Bastın”

MEZAR EVLER, DOMUZ BAĞI

23 yıl önceki şiddet dedikleri de öyle sıradan eylemler değil. O kadar ki, emniyet amirliği görevini ifa ederken uyguladığı akla hayale gelmeyen işkenceleriyle de tanınan dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın bile,  “Ben böyle bir vahşeti hayatım boyunca görmedim” dediği türden bir şiddet… “Serserim Benim”

İstanbul Beykoz’da denizi gören evlerin karanlık bodrumlarında bulunanlar domuz bağları ile işkence edilerek katledilmiş, satırlarla doğranmıştı. Cesetler onlarca mezar evden cesetler toplanmıştı.

Kürtlerin sevgisini kazanmayı başarmış ender bürokratlardan biri olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan vahşice katledilmiş, ona pusu kuran Hizbullahçılar geride yaklaşık beş yüz mermi kovanı bırakmıştı. “Bu Devirde”

Ya aktivist Konca Kuriş… Bir kadın hakları savunucusu olarak Hizbullahçıların hedefi olmuş, yine domuz bağı ile işkence edilerek öldürülmüş, cesedi Konya’da bir evde bulunmuştu. “Hicran”

HÜDA-PAR İLE HİZBULLAH İLİŞKİSİ NE?

90’ların sonunda ve 2000’lerin başında seri baskınlarla etkisiz hale getirilen, sağ olarak kurtulanların yakalanarak ağırlaştırılmış cezalara çarptırıldığı o Hizbullahçılara ne mi oldu?

Zamana oynadılar. 2012 yılının Aralık ayı sonlarında kapatılan Mustazaflar ile Dayanışma Derneği’nin (Mustazaf-Der) eski Genel Başkanı Mehmet Hüseyin Yılmaz, Hür Dava Partisi (Hüda-Par) adlı yeni partinin kuruluş dilekçesini Türkiye İçişleri Bakanlığı’na verdi.

Mustazaf-Der, Türkiye’deki yasadışı Hizbullah örgütüyle ilişkili olduğu gerekçesiyle o yılın Mayıs ayında kapatılmıştı.

Mustazaf-Der’i kapatma kararı veren Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, dernek üyelerinin “şerri esaslara dayalı teokratik bir devlet kurmayı amaçlayan yasadışı Hizbullah terör örgütünün amacı doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğunu” gerekçe olarak göstermişti.

2019’dan itibaren birer ikişer serbest bırakılmaya başlandı. 2022 yılına geldiğimizde ise hiçbir tutuklu ve hükümlü sanık kalmadı. Örgüt sıfırlandı. “Kop Gel Günahlarından”

Bu günler mi murad edildi bilinmez ama; katliamlar, işkenceler, mezar evler, domuz bağları unutturuldu, gönül bağı siyasi ittifaka evrildi. “Her Şeyi Yak”

Bahane de HDP ile mücadele…

AKP ve ortağı MHP, ‘terör örgütünün siyasi uzantısı’ olarak nitelendirdiği, ‘bölücü’ olmakla itham ettiği HDP ile hem bölücü hem şeriatçı olan Hüda-Par ile mücadele edecekmiş. ‘Devlet’ aklı! Sanki genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Hizbullah terör örgütü değildir” dememiş. Eyalet sistemi, özerklik ve federasyon istememiş. Bingöl’de, Batman’da ‘Kutlu Doğum’ mitingleriyle allı-yeşilli flamalarla şeriat taleplerini dillendirmemiş. “Çalkala”

90’lardan sonra 90’lar Partisi’nde de her şey mubah.

HİZBULLAH NASIL DOĞDU?

PKK’ya karşı oldukları gerekçesiyle önce Batman, ardından da Diyarbakır ve ilçelerinde örgütlenen Hizbullahçılar, önce bölgedeki aydın kişileri enselerinden kurşunlayarak (Evet, tıpkı Ankara’da katledilen ülkücü Sinan Ateş cinayetinde olduğu gibi) öldürdü, Hizbulkontra olarak adını duyurdu.

Devletten istediği desteği istemediği kadar gören örgüt, PKK sempatizanı olarak gördüğü imam ve mollalardan siyasetçilere, basın mensuplarından sıradan vatandaşlara kadar suikastlarını artırdı 90’lar karanlığında. “Ateşini Yolla”

Dönemin en etkili ismi olan JİTEM’in kurucularından Binbaşı Cem Ersever bile bir söyleşisinde, dönemin anlayışını ve bir katliam şebekesinin meşruiyetini, “Hizbullah PKK’nın düşmanıdır. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur.” sözleriyle açıklıyor.

Yine dönemin MİT Müsteşarı Tümgeneral Teoman Koman, kendisine Hizbullah’ı soran gazetecilere karşı safa yatarak, “Hangi Hizbullah? Bir İran’daki Hizbullah vardır bir de PKK’nın baskılarına karşı kendini koruyan, dini inançları kuvvetli vatandaşlar.” şeklinde yanıt veriyordu. “Delisin”

90’ların siyaset efesi İsmet Sezgin ise bir gazetecinin, “Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu aranıyor mu?” sorusuna, “Ne sen sormuş ol, ne de ben duymuş olayım” diyerek koruma şemsiyesini açıyordu. “Yaz Yaz Yaz”

YİNE, YENİDEN 90’LAR

Şimdi resmi adıyla AK Parti, beyaz bir sayfa açtı. 20 Şubat 2018 tarihinde AKP ile MHP arasında kurulan Cumhur İttifakı, yaklaşan 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde genişleme kararı aldı. Daha önce Mustafa Destici liderliğindeki BBP’yi kanatları altına alan İttifak; Hüda-Par, ANAP, DSP, Yeniden Refah Partisi ile yaptığı müzakereleri tamamlamış gözüküyor. “Sevdik Sevdalandık”

Artık ortaklar arasında silahlı saldırı, kundaklama, satırla vurma, zincir ve kezzap atma, adam kaçırma, darp, gasp, tehdit, propaganda, sorgulama, yol kesip silahla tarama, intihar eylemi gibi cürümler bulunan Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmeyen Hüda-Par da var.

Hem de o dönem  çıkardığı 2000’e Doğru dergisinde, “Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezinde eğitiliyor” kapağını yapan Doğu Perinçek ve Vatan Partisi ile birlikte… Hizbullah tarafından öldürülen derginin Diyarbakır muhabiri Halit Güngen’in kemikleri sızlıyordur.

E, ne de olsa 90’lar cover’ına kapak, partiye afiş lazım. Yaşananlar da hem toplama albüme hem de bütün Türkiye’ye kapak olsun… “Mazeretim Var Asabiyim Ben”