Rusya Türk gemisine ateş açtı: “Aman fazla duyulmasın!”

Ruslar, Türk gemisine baskın yapıp videosuyla tüm dünyaya duyurdu. Sen bir tepki gösterdin mi? Saray, “Orası Türk karasuları değil” diyor. Yahu İstanbul’un 60 km açıklarında Rus savaş gemisi Türk ticarî gemisine ateş açıyor. Peki Rusya’nın ne işi var orada? Kime gözdağı veriyor?

ÖMER MURAT 18 Ağustos 2023 HABER ANALİZ

Şükrü Okan adlı, sahibi Türk olan Palau bayraklı bir gemi, geçen Pazar günü Türk karasuları yakınlarında, İstanbul’un sadece 60 km kadar açıklarındayken bir Rus savaş gemisi tarafından ateş açılarak durduruldu ve askeri helikopterle inen Rus askerlerince gemide arama yapıldı. Bunun Rusya’nın Türkiye’ye verdiği bir gözdağı olduğu açıktı ve dünyada da öyle algılandı.

Erdoğan Türk ekonomisinin içinde bulunduğu kriz nedeniyle acilen para bulmak maksadıyla Batı’yla ilişkilerini düzeltmek için NATO’nun Vilnius Zirvesi’nde ve hemen öncesinde gerçekleşen Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’nin Ankara ziyareti sırasında U dönüşü olarak görülen adımlar attı. Buna tepki olarak Putin önce Türkiye için ucuz tahıl temini gibi avantajlar içermesinin yanı sıra Erdoğan’ın kendi diplomatik başarı hikayesi olarak dünyaya takdim ettiği tahıl anlaşmasından çekildi, sonra Ukrayna’da Erdoğan’ın damadının sahibi olduğu Baykar adlı şirketin SİHA’ları için motor üreten Motor Sich adlı şirketin fabrikasını vurdu. Üst düzey bir Türk diplomat, konunun hassasiyeti nedeniyle adının açıklanmaması koşuluyla Defence News adlı dergiye verdiği demeçte, Motor Sich’e Rus füze saldırısını “Rusya’nın birkaç Türk girişiminden duyduğu hoşnutsuzluğu yansıtan sembolik bir Rus uyarısı olarak algılıyoruz.” dedi.

Şükrü Okan gemisine yapılan baskın da bu bakımdan üçüncü uyarıydı. Bu perdeyi fazla yırtmamaya dikkat edilerek yapılan, ama sembolik değerleri yüksek adımlarla Putin, Erdoğan’la köprüleri atmıyor, sadece onu eski konumuna geri çekmeye çalışıyor. Hedefinin en azından şimdilik arayı bozmak olduğu söylenemez. Çünkü böyle yaparsa bu Batı’yı “İki otokratın arası açıldı, Putin’in güvendiği dağlara karlar yağdı” diye sevindirecektir, Rus lider bunun yerine onlara “Bakın Erdoğan’ı nasıl yola getirdim?” demeyi amaçlıyor.

Şükrü Okan gemisine yaptığı baskına dair Rusya Savunma Bakanlığı hemen ertesi günü resmî bir açıklama yayınlayıp video görüntülerini paylaştı. Görüntülerde Türk mürettebatın büyük bir korku içerisinde elleri havada bekledikleri görülüyordu. Açıklamada, Rus savaş gemisi “Vasiliy Bıkov”un Şükrü Okan’ın kaptanına, yasaklı yüklerin sevkiyatına yönelik denetim için durması ihtarını verdiği, bu talebe yanıt alınamaması üzerine Rus askerlerin, gemiyi zorla durdurmak için otomatik silahla uyarı ateşi açtığı, sonra Rus askerlerini taşıyan “Ka-29” tipi helikopterin gemiye asker indirdiği, bu şekilde denetlendikten sonra geminin serbest bırakıldığı bilgileri verildi.

O tarihten bu yana geçen dört gün boyunca Erdoğan hükümeti konuya ilişkin hiçbir açıklama yapmamıştı. Tabiatıyla bu garip tutuma iktidarın güdümünde olmayan bizim gibi uzmanlarca dikkat çekiliyordu.

İktidar sessizliğini nihayet bozdu ama oldukça garip bir şekilde… Konuya ilişkin “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi” (DMM) bugün akşam saatlerinde tam evlere şenlik bir açıklama yaparak “Rus askeri Türk gemisi Şükrü Okan’a baskın yaptı, Türk hükümeti tepki göstermedi” iddialarının bir manipülasyon olduğunu iddia etti.

Söze böyle girince insanın ilk aklına gelen soru “Cumhurbaşkanlığı veya Savunma Bakanlığı veya Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı da biz mi atladık?” şeklindedir. Oysa DMM böyle bir şey söylemiyor, açıklamadaki kritik paragraf şöyle: “Gemiye yapılan müdahale sonrasında Rusya Federasyonu’ndaki muhataplar Karadeniz’de gerginliği tırmandıracak bu tarz girişimlerden kaçınılması için uygun şekilde ikaz edilmiştir.”

Yani aslında Rusya’ya tepki verilmiş, ama bundan ne hikmetse Türk kamuoyu bilgilendirilmemiş, uluslararası basına açıklama yapma gereği duyulmamış. Anlayacağınız konu iktidardan bağımsız medyada gündeme getirilip sorgulanmasa hükümetin hiçbir açıklama yapma niyeti de yokmuş. Eğer Rusya Savunma Bakanlığı hiç bir açıklama yapmamış olsaydı buna belki “İki ülke meseleyi uzatmamak için kamuoyuna dönük açıklama yapmamaya karar vermişler” diye yaklaşabilirdik. Oysa böyle bir durum sözkonusu değil… Rusya’nın açıklaması sonrası Türk hükümetine düşen önce kendi halkını, sonra da tabiatıyla dünya kamuoyunu hadiseye nasıl yaklaştığına dair bilgilendirmesiydi, bunu yapmamıştı.

Amma velakin o kadar pişkinler ki güya manipülasyon yaptığımız iddiasıyla bizi düzeltirken aslında tüm söylediklerimizin noktası ve virgülüne kadar doğru olduğunu teyit ediyorlar.

Ruslar, Türk gemisine baskın yapıp bunu da yazılı açıklamasıyla, videosuyla tüm dünyaya duyurdular, Rusların paylaştığı videolar dünya medyasının önde gelen tüm kanallarında yayınlandı, sen buna bir tepki gösterdin mi?

DMM “Orası Türk karasuları değil, uluslararası sular.” diyor.

Yahu İstanbul’un 60 km açıklarında Rus savaş gemisi Türk ticarî gemisine ateş açıyor. Sen de söylüyorsun, orası Rus karasuları değil… Peki Rusya’nın ne işi var orada? Kime gözdağı veriyor? Uluslararası hukuk buna cevaz veriyor mu?

DMM pişkinliği hiç bırakmadan “Aslında gemi resmen Türk sayılmaz, çünkü Palau bayraklı.” diyor.

Madem sahibi Türk olan gemiyi Türk saymıyorsunuz, niye Rusya’ya “ikazda” bulunan siz oldunuz? Niye “Bu hadiseye tepki vermesi gereken ülke Palau’dur” demediniz. Kargaları bile güldürmemek için değil mi? Haklısınız. Çünkü herkes bilir ki bu ülkelerin bayrağı altında seyahat etmek, şirketlerin fazla vergi ödememek için başvurdukları ve (ne hikmetse) dünyada Türkiye dahil hemen her ülkenin göz yumduğu bir numaradır.

Hasılı kelam, sizin deyiminizle Rusya “Karadeniz’de gerginliği tırmandıracak bir girişimde” bulundu, ama buna dair günlerdir ne Cumhurbaşkanlığı ne de Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları bir açıklama yapmadı. Şimdi– “aman Putin duymasın” kabilinden – böyle laf arasında Moskova’ya ikazda bulunduğunuzdan bahsediyorsunuz.

Putin, Erdoğan’ı istediği noktaya getirmek için ikaz atışlarını sürdürüyor. Erdoğan olabildiğince bunları görmezden gelerek Rus lideri yatıştırmaya çalışıyor, fakat bunda şu ana kadar fazla başarılı olduğu söylenemez. Türk ekonomisi uçurumun kenarında, Erdoğan tarihin en kapsamlı uluslararası yaptırımlarıyla boğuşan, Ruble’deki düşüşü önlemek için ter döken, Ukrayna’da iktisadi maliyeti oldukça ağır bir savaşa girmiş Rusya’nın yarasına merhem olamayacağının farkında… S-400 alımından başlayarak dümeni Putin’e fazlaca kırmış olmanın getirdiği sıkışmışlık içerisinde…

Dış politikada atılan yanlış adımların olumsuz sonuçları genellikle kısa vadede ortaya çıkmaz. Fakat bir kez ortaya çıktıktan sonra bunları hemen bertaraf edebilme imkânı da elinizde olmaz. Erdoğan’ın Putin’i kızdırmadan gemiyi Batı limanına yanaştırma hayalleri, Moskova cenahından gelen uyarı atışlarıyla sarsılmaya devam ediyor.

  • Ömer Murat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı, Eski Diplomat
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com