O görüşmede Barzani bana dedi ki…

Biden-Barzani görüşmesine katılan Qubad Talabani yıllar sonra bana anlattı... Benim de Kürdistan'ın bağımsızlık referandumu öncesi ve sonrası Barzani ile yüz yüze iki kez görüşme şansım oldu. Kürdistan halkının ruh hali nasıldı? Ve geleceğe dair umutlar ve kaygılar neydi?

REBWAR KERİM 09 Şubat 2024 GÖRÜŞ

Barzani ve beraberindeki heyetin 31 Ocak 2015’te gerçekleşmesi planlanan Amerika ziyareti ve ABD Başkanı Obama’yla görüşmesi ertelenmiş, dört ay sonra, mayıs ayında ziyaret gerçekleştirilebilmişti. Heyette Talabani’nin küçük oğlu Qubad Talabani hem hükümet ve hem partisi adına yer almıştı. Heyetin diğer isimleri Barzani’nin büyük oğlu Mesrur Barzani ve Değişim Hareketi’nin temsilcisi Mustafa Seyit Kadir’di. Barzani heyeti üç büyük parti ile hükümeti temsil ediyordu.

Zamanlama çok kritikti, çünkü Barzani’nin 2005’ten itibaren yaptığı başkanlık süresi 2015’te son buluyordu. Bu süre iki dönem sonrası 2013’te parlamento kararıyla iki yıl uzatılmıştı. Bununla birlikte ziyaret sırasında koalisyon güçlerinin desteğiyle Peşmergenin sahada büyük zaferler kazanmış olması dolayısıyla Barzani’nin eli güçlüydü. Barzani, Irak merkezi yönetiminden şikayetçiydi çünkü yeteri kadar silah ve mühimmat Kürtlerin eline ulaşmıyordu.

Görüşme 4 Nisan 2012 sonrası Barzani’nin Obama’yla yaptığı ikinci görüşmeydi. O zaman da Barzani dönemin Başbakanı Maliki’den şikayetçiydi. Ve Obama’nın yanında bu şikayetlerini dile getirmişti. Tam Barzani’nin Amerika seyahati sırasında ABD Kongresi demokratların hazırladığı taslağı onayladı ve Senato’ya gönderdi. Taslakta ABD’nin Kürtler ve Sünni milislere 178 milyon dolar tutarında yardım önerisi vardı. Bağdat buna karşıydı çünkü bunu resmen Irak’ın parçalanma çabası olarak değerlendiriyordu.

İşte görüşme bu ortamda gerçekleşti.

Heyetler, ABD Başkan Yardımcısı Biden ve Barzani’nin liderliğinde toplandı. Başkan Obama 2,5 saat süren toplantının 15 dakikasına katıldı. Barzani heyetini selamladı onlara terörle mücadelede verdikleri çabayadan dolayı teşekkür etti ve ‘Biden beni temsil ediyor bütün sorunlarınızı dinlemeye hazırız’ dedi.

O görüşmeye katılan Qubad Talabani’nin yıllar sonra bana anlattığına göre, bağımsızlık referandumu kararı orada şekillendi. Talabani’nin aktardığına göre Biden görüşmede Barzani’nin bütün şikayetlerini dinledi ve ‘Sayın Barzani temennim o ki dünya gözüyle bağımsız Kürt devletini görelim’ dedi.

İşte fitil orada ateşlendi.

Görüşmeden sonra heyet kaldıkları otele döndü ve bir toplantı gerçekleşti. Barzani, Başkan Yardımcısı Biden’dan duyduğu Kürdistan bağımsız devleti lafından o kadar heyecanlanmıştı ki adeta kendinden geçmişti. O toplantıda ısrarla bunun Kürdistan bağımsızlığı için yeşil bir ışık olarak değerlendirdi oysa Qubad Talabani ve bir iki isim daha bunun sadece bir temenni olduğunu düşündüklerini söyledi.

Heyet Kürdistan’a döndüğünde Barzani ilk iş olarak bütün siyasi ve etnik grupların liderleri ile geniş bir toplantı yaptı. Biden’ın mesajını onlara iletti ve referandum yapılmasını önerdi. Ancak bazı gruplar bunun için erken olduğunu ve savaşın bitmesini beklemek gerektiğini söyleyerek karşı çıktı. Toplantıdan bir sonuç çıkmadı ama Barzani’nin kafasından da referandum yapma fikri çıkmadı.

Diğer yandan Haziran 2015’ten sonra muhalefet Barzani’nin oturduğu koltuğu tartışma konusu yaptı. İki yıl uzatılan süre dolmuştu ve muhalefet Barzani’nin koltuğunu devretmesi gerektiğinde ısrarcıydı. Bu sebeple Değişim Hareketi parlamento ve koalisyon hükümetinden ayrıldı. Ve savaş bahanesiyle Barzani bölge başkanı değil savaşın komutanı olarak görevine devam etti.

Şubat 2017’de Musul operasyonu başladı. Irak tekrar toprak bütünlüğüne kavuştu. Hem IŞİD, hem de Türkiye ve Barzani‘nin, Sykes-Picot’nun Orta Doğu’da cetvelle çizdikleri sınırları silme hayali suya düştü. O savaşın bitmesinin ardından Barzani ve Kürtlerin konumu eskisi gibi değer görmeyecekti. Barzani bunu biliyordu. O yüzden 7 Haziran 2017’de tekrar siyasi ve etnik grupların temsilcileri ile bir araya gelip Kürdistan’da bağımsızlık için bir referandum yapılmasını önerdi. Öneri bu sefer kabul görüldü ve 25 Eylül 2017 referandum günü olarak belirlendi. O tarihte,referandum öncesi ve sonrası Barzani ile yüz yüze iki kez görüşme şansım oldu.

Kürdistan hangi şartlar altında referanduma gitti? O görüşmelerde Barzani ne dedi? Kürdistan halkının ruh hali nasıldı? Ve geleceğe dair umutlar ve kaygılar neydi? Sonraki yazıda….

 

REBWAR KERİM VELİ KİMDİR:

Rebwar Kerim Veli Irak asıllı Kürt gazetecidir. 16 Ekim 1974’te İranda doğdu. Ailesiyle beraber 18 yıl İran’da mülteci olarak yaşadı. 1992’de Birinci Körfez Savaşı sonrasında, Irak Kürdistan’ına döndü. 1995 yılında Gulan Medya Grubu’nda Mütercim olarak işe başladı. 2000 yıllarından itibaren çeşitli dergi ve gazetelere yazı yazmaya başladı. Ağustos 2001’de yazdığım makaleden dolayı KDP‘ye bağlı güvenlik güçleri tarafından üç hafta hapse atıldı. 2002’de Fransa uluslararası radyosu muhabiri oldu. 2004’te Irak ve Kürdistan’ın ilk haber ajansını kurdu altı dilde yayın yapan ajans iki sene sonra kapatıldı. 2005 yılında Zagros Televizyonun kurucusu ve ilk genel yayın yönetmeni oldu.  2006’da Hewler Post gazetesini kurdu. 2008’de Rudaw gazetesine katıldı. Haftada bir çıkan gazetenin baş yazarıydı. 2009-2020’ye kadar Kürdistan iç politikalarını yazdı. 2013 yılında yayına başlayan Rudaw televizyonunun kurucusuydu. Kürtçe, Farsça, Türkçe, Arapça ve İngilizce bilen Rebwar Kerim Veli yazarlık ve program programcılık dışında bir sürü Kürt, Türk Arap ve Fars medyasına sözlü ve yazılı olarak yorum yapmıştır. Kürdistan’ın en önde gelen ve en çok tanınan yazarlarından biridir. 2015 yılından itibaren İsveç‘te yaşıyor. Onun aleyhine açılan davalardan dolayı 2019’dan itibaren sürgün hayatını yaşıyor.