Türkiye mi, Volkswagen mi güçlü?

Hükümetin her seçimden önce piyasaya sürdüğü yerli otomobil tartışması yeniden alevlendi. Peki, Türkiye mi, Volkswagen mi güçlü?

HARUN ODABAŞI 01 Haziran 2019 GÖRÜŞ

Bir marka ile bir ülkenin karşılaştırılması yakışık almaz biliyorum, ancak Türkiye mi, yoksa Almanya mı daha güçlü sorusu daha absürt geldiği için ilkini tercih ettim.

Hükümetin her seçimden önce piyasaya sürdüğü yerli otomobil tartışması yeniden alevlendi. Çizimleri (!) yıl sonuna yetişecekmiş. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank açıkladı, 2022’de elektrikli yerli otomobil caddelerde olacakmış. Nedense Erdoğan’ın yerli otomobil projesi bana Fadıl Akgündüz’ün 1990’ların sonlarında temellerini attığı Sultan markalı otomobil projesini hatırlatıyor. Gurbetçilerden milyarlarca mark dolandıran Akgündüz bütün TV kanallarını kiralayarak ürünün prototipini bile tanıtmıştı. Siirt’te kuracağı fabrikanın yeri hazırdı. AKP henüz o aşamaya bile gelemedi! Önce ‘çizimler yetişecek’ dediler sonra komik kaçtığını görünce prototipin 2019 sonunda hazır olacağını söylediler.

On yıl öncesine kadar araba demek motor demekti, şase numarası demekti. Şimdi buna sanal alem de eklendi. Teknoloji o kadar hızla arabanın aksesuarlarına sirayet etti ki arabanın ön konsülünde harikalar meydana getiriyor. Araba markalarının bilişim sektörü ile gerçekleştirdiği evlilikler bu değişimin bir neticesi. Yani arabanın bileşenleri sürekli farklılaşırken hükümet yetkililerinin proje ile alakalı yaptığı açıklamalar bana sığ ve inandırıcılıktan uzak geliyor. Olaya hangi aşamadan dahil oldukları net değil.

Maalesef Türkiye, marka üretme noktasında 2000’li yılların iki on yılını icraat değil laf üreterek geçirdi. Gelişmiş ülkelerin marka ve satılan ürün üzerinden refah ürettiğini bilmemize rağmen bu konuda elle tutulur hiçbir irade ortaya konmadı. En azından denediler diyebileceğimiz bir teşebbüs bile yok elimizde.

Hamaset bitince geriye gerçekler kalır. O bizi kıskandığını düşündüğümüz Almanya’nın tek bir markasının yaptıklarına baktığımızda kimin kimi kıskanması gerektiği daha iyi anlaşılır.

2016 yılında satılan araç sayısında Toyota’yı geride bırakarak ilk sıraya oturan Volkswagen, 2018 yılını 235,8 milyar dolar ciro ile kapattı. 81 milyon nüfusa sahip Türkiye’nin toplam ihracatı ise 2018 yılında 168 milyar dolar. 2018 yılındaki GSYH ise 784 milyar 87 milyon dolar oldu. Türkiye, küresel GSYH büyüklüğü sıralamasına göre bir basamak gerileyerek 18. sıraya düştü. 2000 yılında bile 17. sıradaydık. Volkswagen tek başına Türkiye’nin ihracatının çok üstünde ciro yaparken bu rakam GSYH’nin de yüzde 30’una denk geliyor. İşin doğrusu kendimizi kıyaslamak için çok yanlış bir ülke seçmişiz!

AKP iktidarı ülkeyi ekonomik olarak kriz bölgesine soktu. Yaptığı pek çok yanlış var. Hepsini geçtim, sadece ihracat ürünlerdeki yüzde 70’lik ithal girdi oranını yüzde 50’nin altına düşürebilseydi, bu bile çok büyük bir başarı olurdu.

Öte yandan aktüel veriler kötü gelmeye devam ediyor. TÜİK 2019 yılının ilk çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. GSYH beklendiği gibi yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.6 daraldı. 2018’in son çeyreğinde başlayan daralma devam ediyor. Enflasyon, faiz ve döviz cephesinde yükseliş trendi ve kırılganlık devam ediyor.

İçi boş ekonomi paketleri açıklamakla meşgul AKP iktidarı ise bütün cephanesi tükenmiş bir ordu görüntüsü veriyor. Piyasaların kapalı olduğu saatlerde döviz düşürme, anlamsız SWAP işlemleri gibi çocukça davranışların dışında ellerinden hiçbir şey gelmiyor.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com