‘Yoksa Erdoğan’ın kafasında yeni ‘megri megri’ler mi var?’

Erdoğan’ın kafasında belki belediye seçimleri öncesinde bir “megri megri”daha var, ama çok başka konular da var. MİT Başkanı Kalın'ın ziyareti İran’a şu mesajı vermektedir ki, Türkiye hala Mesut Barzani‘yi silmiş değil. Barzani açısından ise Türkiye’nin desteği paha biçilmez.

REBWAR KERİM 13 Şubat 2024 GÖRÜŞ

2018 Kürdistan parlamento seçimleri bir dönemin sonu ve yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Neçirvan Barzani‘nin batan gemiyi kurtarma çabası sonuç vermişti. Diğer yandan muhalefetin lideri Noşirvan Mustafa ölüm döşeğindeydi; keza Talabani de. İkisi de aynı sene birkaç ay arayla hayatlarını kaybettiler.

KDP seçimin galibi oldu ve ilk defa meclisin çoğunluğunu ele geçirdi. Ama KDP‘ye avantaj sağlayan şartlar Neçirvan Barzani kişisel konumu açısından dezavantajdı. Neçirvan Barzani dışardan KDP‘ye ayar veren iki güçlü lideri kaybetmişti. Mesut Barzani ‘Dünya gözüyle oğlumu başbakanlık koltuğunda görmek istiyorum’ diyerek Neçirvan Barzani’nin 20 yıllık başbakanlık macerasını sonlandırdı ve Mesrur Barzani’yi kabine kurmak için aday gösterdi.

Neçirvan Barzani bölge başkanı olacaktı ve hükümet Barzani’nin oğluna teslim edilecekti. Ama Mesrur Barzani için kabine kurmak o kadar kolay olmadı. Bir yıla aşkın görüşmeler yapıldı ve KDP, KYB ve Değişim Hareketi’nden oluşan bir üçlü koalisyon kuruldu. Mesrur Barzani’nin güvenlikçi anlayışı ilk günden itibaren gazetecileri hapse atmak ve onu eleştiren herkese hain gözüyle bakmak şeklinde kendini gösterdi. Memurların maaşıyla ilgili verdiği sözler de suya düştü. Kürdistan’da adeta bir devrim yaşanmış ve Neçirvan Barzani‘ye ait her şey, herkes devri sabık olmuştu. Başından itibaren herkesin söylediği tek şey kabinenin bir yıl devam edemeyeceğiydi. Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani arasındaki kutuplaşma su üstüne çıkmıştı. Ve herkes bunu görüyordu.

Mesrur Barzani’nin döneminde, yarı bağımsız olan Kürdistan artık Irak anayasasında elde ettiği hakları bile kaybetmeye başladı. Dünya ile ilişkileri kötüydü ve Bağdat da ondan ve babası Mesut Barzani’den intikam almak peşindeydi. İran ve Amerika’nın belki Irak’ta Kürtlerle ilgili anlaştı tek konu Mesrur Barzani’nin kabinesinin gitmeseydi. O yüzden İran Mesut ve Mesrur Barzaniyi kuşattı. 2020’den itibaren Erbil İran’ın balistik füzeleri ve Şii milislerin dronlarının hedefi haline geldi. Amerikalıların bu konuda kınamak dışında herhangi bir yardımları olmadı. Geçen sene yapılan 14. Kongrede Neçirvan Barzani Mesut Barzani tarafından başkanın ilk yardımcısı ve oğlu Mesrur Barzani de başkanın ikinci yardımcısı ilan edildiler. Ama bu da Neçirvan Barzani‘yi destekleyen kitleler içinde tatmin edici değildi. Mesut Barzani ve oğlu açısından Neçirvan Barzani, İran veya Amerika’nın desteğini alarak bir yol ayrımına doğru gidiyordu. Mesrur Barzani ile beraber Barzani ailesinin vizyonu çok hasar almıştı. Bu vizyonu tamir edip ve yollarına devam ettirmek için tekrar tekrar Neçirvan Barzani‘ye dönmelerine gerektiğini biliyorlardı ama bu yenilgiyi kabul etmek anlamına geliyordu.

İran’ın, ABD’nin göz yummasıyla Kürdistan bölgesine ve özellikle Mesut Barzani ve Mesrur Barzani’ye yaptığı baskılar Türkiye’yi son derece rahatsız etmiş olmalı ki MİT Başkanı İbrahim Kalın yıllar sonra Mesut Barzani ile bir araya geldi. Nitekim Mesut Barzani ve oğlu için de Türkiye’nin bu şartlarda onların yanında durması gelecek için bir can simidi haline geldi. Erdoğan’ın kafasında belki belediye seçimleri öncesinde bir “megri megri”daha var, ama çok başka konular da var. Kerkük’ün yönetimi ve sahada PKK’ya yapılması beklenen seçim öncesi operasyonlar gibi. Kerkük konusunda İbrahim Kalın ve Barzani’nin hemfikir olduğu birkaç konu var. Bunlardan biri Kerkük Valisi Talabani’nin partisinden olmayacak olursa bile Türkiye’nin ve Barzani’nin onayladığı bir kişi olacak. Ya bağımsız bir Kürt (ki imkansız) olacak ya da vekâleten var olan eski vali görevini devam edecek. Ziyareti de ilginç kılan sadece konuşulan konular değil. Bölge Başkanı olan Neçirvan Barzani ile MİT Başkanı Kalın’nın bir görüşmesi olmadı. Ama bu Türkiye’nin Neçirvan Barzaniyi saf dışı bırakmak istemesi anlamına gelmiyor.

Neçirvan Barzani son dönemin Türkiye ile Barzani ailesi arasında kurulan iyi ilişkilerin mimarıdır. MİT Başkanı Kalın’ın ziyareti daha çok İran’a bu mesajı vermektedir ki, referanduma rağmen Türkiye hala Mesut Barzani‘yi silmiş değildir. Elbette Türkiye’nin bunun karşısında Barzani’den istekleri olacaktır ama bu zor şartlarda Türkiye’nin desteği paha biçilmez. Bu destek ya da himaye iç ve dış dengelerini etkileyecek. Bölgede tekrar saflar belirleniyor. Barzaniler arasında yol ayrımı konusu zor görünse bile bölgede oluşan yeni şartların getirdiği realiteler yeni yöne karar verecek.

 

REBWAR KERİM VELİ KİMDİR:

Rebwar Kerim Veli Irak asıllı Kürt gazetecidir. 16 Ekim 1974’te İranda doğdu. Ailesiyle beraber 18 yıl İran’da mülteci olarak yaşadı. 1992’de Birinci Körfez Savaşı sonrasında, Irak Kürdistan’ına döndü. 1995 yılında Gulan Medya Grubu’nda mütercim olarak işe başladı. 2000’li yıllarından itibaren çeşitli dergi ve gazetelere yazılar yazdı. Ağustos 2001’de yazdığım makaleden dolayı KDP‘ye bağlı güvenlik güçleri tarafından hapse atıldı. 2002’de Fransız radyosu muhabiri oldu. 2004’te Irak ve Kürdistan’ın ilk haber ajansını kurdu. 6 dilde yayın yapan ajans iki sene sonra kapatıldı. 2005’te Zagros TV’yi kurdu ve ilk genel yayın yönetmeni oldu. 2006’da Hewler Post gazetesini kurdu. 2008’de Rudaw gazetesine katıldı. Haftada bir çıkan gazetenin baş yazarıydı. 2009-2020 arasında Kürdistan iç politikalarını yazdı. 2013’te yayına başlayan Rudaw televizyonunun kurucusuydu. Kürtçe, Farsça, Türkçe, Arapça ve İngilizce bilen Rebwar Kerim Veli yazarlık ve programcılık dışında bir çok Kürt, Türk Arap ve Fars medyasına sözlü ve yazılı olarak yorum yapmıştır. Kürdistan’ın en önde gelen ve en çok tanınan yazarlarından biridir. 2015 yılından itibaren İsveç‘e yerleşti. Aleyhine açılan davalardan dolayı 2019’dan itibaren sürgün hayatını yaşıyor.