Ekonomi ‘Sazan Sarmalı’nda

Seçimlerin iptal edilmesinin en büyük etkisi Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve hukuk devleti görünümüne oldu.

HARUN ODABAŞI 08 Mayıs 2019 GÖRÜŞ

YSK’nın İstanbul’da AKP’nin kaybettiği nokta atışı Büyükşehir Belediyesi seçimini iptal etmesinin ardından AKP 23 Haziran’da İstanbul’u yeniden kazanabilmek için tüm gücünü kullanacak. Seçim ekonomisi tam gaz devam anlayacağınız. Ufukta zaten kronik sorunlara neşter vuracak bir irade yoktu. Dolayısı ile seçim sürecinin devam etmesi ile etmemesi arasında pek bir fark göremiyorum. Dövizin artması, faiz göstergelerinin yukarı baskı yapması ve enflasyonun azması ile İstanbul’un belediye başkanının kim olacağı arasında doğrudan bir bağ yok. Elbette bu sürecin ekonomiye olumsuz etkileri oldu ve olacak ancak bu abartıldığı kadar büyük bir kırılma değil. AKP Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak marifeti ile paket üstüne paket açıklıyorlar ama hiç biri esasla ilgili değil. Maalesef tamamen bir tür algı operasyonu. Çalışıyoruz, her şey kontrolümüz altında demeye getiriyorlar. Ancak kanserli hücreler her geçen gün sektör sektör vücudu istila etmeye devam ediyor.

Seçimlerin iptal edilmesinin en büyük etkisi Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve hukuk devleti görünümüne oldu. Demokrasi yolculuğumuz bir süredir belirsizlik sürecine girmişti. Yabancı sermaye Türkiye’yi zaten riskli ülkeler grubuna sokmuştu. Yurt dışından alınan döviz borcu zaten yüzde 3-4’lerden yüzde 7,5’lara tırmanmıştı. Yani tefeci faizi ödüyoruz. Yurt içinde döviz mevduatına yüzde 1-2 faiz verilirken dışarıdan 7,5 ile borçlanmak sürdürülebilir bir durum değil. Bu borç sarmalı ‘sazan sarmalı’na döndü. Burada ‘sazan’ Türkiye oluyor. Yabancı fonlar Türkiye’nin borçlanma zaafının farkında ve sonuna kadar bu zaafı paraya dönüştürmeyi başarıyor.

Klasik taktiktir içerideki yerli sermayenin önemli bir kısmı paralarını yurt dışına çıkartıp yabancı fon kamuflajında tekrar içeri girerek çok tatlı karlar elde ediyorlar. Vergiden ve denetimden de kurtulmuş oluyorlar. Bıyıklı sermaye de denilen bu paranın büyüklüğü hakkında elde somut bir veri olmadığı için bir şey söylemek çok zor. Borsa İstanbul’da da hiçbir şey değişmedi. Kurulduğu günden beri ‘casino’ gibi işletiliyor. Borsanın sazanı da her daim tokatlanan, sirkelenen küçük sermaye sahipleri oluyor. Bu şartlar altında küçüklerin Borsa İstanbul’da parasını ve hissesini kaptırmaktan başka çaresi yok! Büyük oyuncular küçüklerin ellerindekini almadan rahat etmez. Ya yüksek fiyattan ellerine tutuşturup kendilerini nadasa çekerler. Ya da en düşük fiyattan toplarlar. Nereden mi biliyorum. Bu zamana kadar hep böyle oldu da ondan biliyorum. Bu kaderin değişmesi için yatırımcı bilinci gerekir ki o şu ana kadar hiç kendini göstermedi.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararının ekonomiyi yeniden dengeleme ve istikrara kavuşturma planında yaklaşık iki ay daha belirsizlik anlamına geldiği yönündeki ifadeleri doğru olmakla birlikte çok naif kalıyor. İstikrarsız görünümün devam etmesi halinde Türkiye’nin notunun düşebileceğini ifade ediyor. Berat Albayrak’ın deyimi ile burası çok önemli. Türkiye’nin kredi notu 2001 krizi öncesine zaten gelmişti. Daha da düşmesi borç faizi oranlarının artması anlamına geliyor. Türkiye borçlarını çevirebildiği müddetçe dışarıdan bir şekilde borç bulmayı becerir. Ancak ne bedeller uğruna. Gelecek neslin refahından çalmak pahasına.

Seçim yenilenmesinin gölgesinde kalsa da geçen haftanın çok önemli gelişmelerinden biri durulduğu zannedilen ticaret savaşlarının yeniden başlayacağı ihtimalinin doğması. ABD Başkanı Trump 200 milyar dolar tutarındaki Çin malının ABD’ye satışında gümrük tarifelerini ikiye katlayacaklarını ve yeni ithalat vergileri getireceklerini söyledi. Bu ifade bile petrol fiyatlarında sert tırmanışı beraberinde getirdi. ABD heyeti ile Çin heyeti müzakereleri sürdürüyor. Piyasalar buradan gelecek olumlu ya da olumsuz habere çok duyarlı.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com