Küresel sorunlar ruh sağlığımızı bozdu: Yeni dönemin semptomu kaygı

Oxford Üniversitesi'ne göre Covid-19, savaşlar ve küresel problemler gibi etkenlerden dolayı psikolojik sorunlar artışta. Uzmanlara göre kaygı ve anksiyete yaşayanların sayısı katlanıyor.

GÜLNUR HASESOĞLU 21 Mayıs 2023 YAŞAM

Oxford Üniversitesi’nin düzenlediği ruh sağlığı farkındalık haftası programları, kaygı, depresyon ve psikolojik sıkıntıların artışına dikkat çekerek birçok konuya odaklandı. Bugünlerde, Covid-19, savaşlar ve küresel problemler gibi etkenlerden dolayı insanlar psikolojik sıkıntılar yaşamaya başlamış durumda. Oxford Üniversitesi, bu haftanın odak noktasını “kaygı” olarak belirledi.

Program kapsamında ruh sağlığı, cinsiyet, cinsel kimlik, çocuk ve ergenlerde ruh sağlığı, ebeveynlik ve anne ruh sağlığı, uyku, sosyal medya gibi konular özelinde araştırmalar yapıldı. Mükemmeliyetçilik, kaygı, zor bir dönemden geçenlerin nasıl dinleneceği ve destekleneceği gibi başlıklar ele alındı.

Oxford Üniversitesi, kaygının çocukluk döneminden kaynaklandığını belirtiyor ve kaygının en sık görülen ruh sağlığı sorunu olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, kaygının genellikle ilkokul yıllarında başladığını ifade ediyor. Anksiyete bozukluğu olan çocukların ebeveynlerinin yaklaşık üçte ikisinin kaygı sorunlarını yönetmek ve üstesinden gelmek için bir uzmandan yardım aradığı biliniyor. Araştırmalar, yaşam boyu anksiyete bozukluğu vakalarının yarısının 11 yaşından önce başladığını gösteriyor. Depresyon durumunda şiddet riskinin de arttığı ortaya çıkmış. Bir çalışmaya göre, depresyonu olan bireylerin yüzde 7,1’inin bir veya daha fazla şiddet içeren suçlardan hüküm giydiği belirtiliyor, bu oran depresyonu olmayan genel popülasyonda yüzde 3,6’ya düşüyor.

KADINLARIN ANKSİYETE RİSKİ DAHA YÜKSEK

Ayrımcılık, damgalanma ve eşitsizlik gibi faktörlerin ruh sağlığı üzerindeki etkileri de uzmanlar tarafından incelendi. Araştırmalar, birçok kadının yaşadığı olumsuz deneyimlerin ve ortamların sağlıklarını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koydu. İş yerlerinde ayrımcılık, cinsel taciz, ücret eşitsizlikleri, fiziksel ve psikolojik şiddet gibi durumlar kadınların karşılaştığı sorunlar arasında yer alıyor. Birleşik Krallık’taki kadınların yüzde 50’den fazlasının işyerinde cinsel tacize uğradığı bildiriliyor. Dünya genelinde ise kadınların yüzde 30’u mevcut veya önceki partnerleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Psikoloji profesörü Daniel Freeman, kadınların depresyon ve anksiyete bozukluğu yaşama olasılığının erkeklerden yaklaşık olarak yüzde 75 ve yüzde 60 daha fazla olduğunu ortaya çıkaran bulgulara ulaştı.

AYRIMCILIK DEPRESYONA NEDEN OLUYOR

LGBTQ bireylerinin yaşadığı ayrımcılık da depresyona neden olabiliyor. Oxford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma, trans katılımcıların yüzde 56,4’ünün intihar düşünceleri yaşadığını ortaya koydu.

Hamile annelerin ruh sağlığı da önemli bir konu olarak ele alındı. Araştırmalar, genç kadınların hamilelik döneminde depresyon ve anksiyete yaşama olasılığının annelerinden yüzde 51 daha fazla olduğunu gösterdi. Bir çalışma, 1990’larda hamilelik dönemindeki kadınlar ve anne olan kızlarının takip edildiği ve iki nesil boyunca aynı testlere tabi tutulduğu bir çalışma, günümüzde 24 yaşından önce hamile kalan kadınların yüzde 25’inin, orijinal gruptaki kadınların yüzde 17’sine kıyasla “yüksek depresif belirtiler” sergilediğini buldu.

UYKU YAŞAM TARZINI ETKİLİYOR

Uyku da ruh sağlığı üzerinde etkili olan bir faktör olarak öne çıktı. İnsanların uyku düzeni, yaşam tarzlarını etkileyebilir. Uzmanlar, yetersiz uyku almanın insanları daha stresli hale getirebileceğini belirtiyor. Profesör Colin Espie, “Yüksek stres ve günlük rutinlerin bozulduğu zamanlarda uyku sağlığımız ve genel refahımız için son derece önemlidir” diyor.

Ruh sağlığı ve farkındalık haftası kapsamında araştırılan bir diğer konu ise sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkisiydi. Uzmanlar, sosyal medyanın hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahip olduğunu belirtiyor. Oxford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, sosyal medya, yakın arkadaşlar ve aile üyeleriyle iletişim kurmak için kullanıldığında insanların ruh sağlığına olumlu etkilerde bulunabiliyor. Ancak uluslararası bir bilim insanı ekibinin yaptığı bir çalışmaya göre, kız ve erkek ergenlerin farklı dönemlerinde sosyal medya kullanımının olumsuz etkileri olabilir ve ergenler bu duruma karşı savunmasız olabilir.

Oxford Üniversitesi, aynı zamanda çevrenin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkat çekti. Savaşların, iklim krizlerinin ve ekonominin ruh sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı. Bu hafta düzenlenen programlar aracılığıyla, farklı kesimlerden ve farklı durumlarda olan insanların ruhsal olarak nasıl hissedebilecekleri konusunda bilgi paylaşıldı.

Kaygı, depresyon ve diğer ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele etmek, bu konuların toplumda daha fazla konuşulmasını ve anlaşılmasını sağlıyor. Ayrıca, toplumda ayrımcılığın ve eşitsizliğin ruh sağlığı üzerindeki etkileri de vurgulanarak, daha adil ve destekleyici bir ortamın oluşturulması için farkındalık yaratılıyor.

Oxford Üniversitesi’nin çalışmaları, ruh sağlığının toplumun genel sağlığı ve refahı için ne kadar kritik olduğunu vurguluyor. Uzmanlara göre, toplumun bu konuya daha fazla ilgi göstermesi ve ruh sağlığına yönelik destek sistemlerinin geliştirilmesi, insanların daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram