Yüksek sıcaklıkların görünmeyen tehlikeleri

Tüm dünyanın karşı karşıya olduğu yüksek sıcaklıklar son zamanlarda ciddi boyutlara ulaştı. Küresel ısınma sonucu oluşan bu sıcaklıklar, insanların günlük hayatlarını etkilemeye başladı. Peki bu sıcakların gözükmeyen tehlikeleri neler? Aşırı sıcaklara karşı dayanıklılığımızı nasıl arttırabiliriz?

KRONOS 06 Ağustos 2023 YAŞAM

İklim değişikliği aşırı sıcakları daha yaygın ve şiddetli hale getiriyor. Bazı iklim modelleri, gelecek yüzyılda dünyanın geniş alanlarının insanlar için yaşanmaz hale geleceğini öngörüyor. Ancak bir yeri yaşanmaz kılmak için sadece sıcaklık ve nem değil, başka sebeplerin de olduğu araştırmalar sonucunda ortaya çıktı.

İnsandaki ısıya karşı tolerans kişiden kişiye değişebilir ve bir kişinin ısıya dayanma yeteneği de değişiklik gösterebilir. İnsanın sınırlarını ve onları neyin belirlediğini anlamak, küresel sıcaklıklar yükseldikçe ve aşırı hava olaylarını tahmin etmek zorlaştıkça daha önem kazanacak.

Peki, insana hayatını yaşanılmaz kılan unsurlar neler? Hangi sıcaklıktan sonra insan için ölümcül olur?

İNSANLIK YILDA 20 GÜN ÖLÜMCÜL KURAKLIK ÇEKECEK

2017’de Nature Climate Change’de yayınlanan bir araştırma için Camilo Mora ve ekibi, hangi ısı ve nem kombinasyonlarının ölümcül olma olasılığının yüksek olduğunu ve bu koşulların gelecekte nerede meydana gelme olasılığının yüksek olduğunu inceledi. Araştırmada dünya çapında yüzlerce aşırı sıcak olayı analiz edildi.

Çalışmanın sonuçlarına göre bugün dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30’u her yıl en az 20 gün boyunca ölümcül bir ısı ve nem kombinasyonuna maruz kalacak. Ayrıca bu oran 2100 yılına kadar neredeyse yarıya yükselecek ve sera gazındaki ciddi azalmalar gözlemlenecek.

Uzmanlar bunun gibi yüksek sıcaklıklara karşı nasıl önlemler alınabileceğini açıkladı.

SERİNLEMEK

İnsan vücudu sabit bir sıcaklığa sahiptir ve bu yaklaşık 37 derece civarında olur. İnsan vücudundaki organlar, dokular ve hücreler bu sıcaklıkta çalışacak şekilde çalışıyor. Bu sebeple insan vücudunda ısı kaybı ve ısı kazanımı arasında sürekli bir denge vardır.

İnsanda ısı kaynaklı sorunlar veya hastalıklar vücuttaki ısıyı hızlı kaybedemediği zaman başlıyor. Uzmanların açıklamalarına göre insan vücudununun çekirdek sıcaklığı çok yükseldiğinde organlardan enzimlere kadar her şey kapanabilir. Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde aşırı sıcaklar üzerine çalışan ve eski bir halk sağlığı araştırmacısı olan Liz Hanna, aşırı sıcaklığın büyük böbrek, kalp sorunlarına hatta beyin hasarına yol açabileceğini söylüyor.

Vücut, sıcak ortamlarda çoğunlukla tek bir aracı kullanarak çekirdek sıcaklığını ter ile korumaya çalışır. Üretilen ter, havaya karışarak ciltteki ısıyı emer ve kişiyi serinletir. Indiana University Bloomington’da fizyolog olan Zach Schlader, 35 derecelik bir yaş termometre sıcaklığının insan toleransının mutlak sınırı olduğunu söylüyor. Bu derecenin üzerinde vücut, çekirdek sıcaklığını korumak için çevreye yeterince verimli bir şekilde ısı kaybedemez. Bu, sıcaklığın insanı hemen öldüreceği anlamına gelmez ancak vücut hızlı bir şekilde soğuyamazsa beyin ve organ hasarları başlayabilir.

ISI TOLERANSI

İnsanların ısı toleransı da zamanla değişebilir; vücudun, yüksek rakımlarda daha düşük oksijen seviyelerine alışması gibi, maruz kalma ile ısıya daha fazla alışabilir. Çocuklar ve yaşlılar genellikle ateşlerini genç yetişkinler kadar iyi düzenleyemezler ve belirli ilaçları kullanan kişilerin terleme yeteneği azalır. Avustralya halk sağlığı araştırmacısı Hanna, “Herkes duyarlıdır, bazıları diğerlerinden daha fazla” şeklinde konuya yorum yaptı.

Isıya alışma zamanla oluşuyor. Hanna, ısı toleransının birkaç gün gibi kısa bir sürede başlayabileceğini ve tüm süreç altı hafta veya daha uzun sürebileceğini söylüyor. Isıya daha fazla alışan insanlar daha fazla terler ve terleri daha seyreltilir. Yani ter yoluyla daha az elektrolit kaybederler. Hanna, bunun vücudu susuzluktan, kalp ve böbrek sorunlarından koruyabileceğini söylüyor. Daha serin yerlerde yaşayanlar da sıcağa daha az alışırlar, bu nedenle 35 derecenin altındaki yaş termometre sıcaklıkları ölümcül olabilir.

“İklime alışmanın da sınırları var” diye belirtiyor Hanna. Önümüzdeki on yıllarda iklim değişikliğinin getireceği muhtemel koşulların ötesine geçemeyeceğiz. Ayrıca fizyolojik sınırlar önemli olmakla birlikte davranış ve altyapı gibi diğer faktörleri de dikkate almamız gerektiğini söylüyor.

Hanna, etrafta dolaşıyorsanız veya dışarıda çalışıyorsanız, sıcaklığın ölümcül olması için neredeyse o kadar ısınması gerekmediğini söylüyor. İster koşu ister bulaşık yıkama olsun, bir görevi yerine getirmek için kullandığınız toplam enerjinin yüzde 20’si kasları fiilen hareket ettirmeye gider ve geri kalan yüzde 80’i ısıya dönüşür. Yani daha fazla hareket, vücudun atması gereken daha fazla ısı anlamına gelir. Bu, eğer insan kendini zorlarsa öylece uzanarak dayanabilecek sıcaklıkları kaldıramayacağı anlamına gelir.

AŞIRI SICAKLARIN GÖRÜLMEYEN TEHLİKELERİ

Birleşmiş Milletler’in 2021 Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu küresel sıcaklıkların önümüzdeki yirmi yıl içinde sanayi öncesi seviyelerin en az 1,5 derece üzerine çıkacağını belirtti. Bunun potansiyel olarak tehlikeli ve geri döndürülemez etkileri olabilir.

Yapılan bir araştırmaya göre dört temel tehlike unsuru tespit edildi. 2030’a kadar ısınmanın sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde olacağı bir senaryo altında, dünya nüfusunun neredeyse yarısı önümüzdeki on yılda ısı stresi, kuraklık, sel veya su stresi ile ilgili bir iklim tehlikesine maruz kalabilir.

FAKİR ÜLKELER TEHLİKE ALTINDA

Ortalama olarak düşük gelirli ülkelerin; başta coğrafi konumları ve aynı zamanda ekonomilerinin doğası nedeniyle birçok yüksek gelirli ülkeye kıyasla belirli iklim tehlikelerine maruz kalma olasılığı daha yüksek.Yapılan araştırmanın sonuçları, liderlerin en iyi çözümleri ve insanların iklim direncini geliştirmelerine yardımcı olmak için gereken müdahale yöntemini belirlemesine yardımcı olabilir.

ISI STRESİ

Öngörülen toplam küresel nüfusun altıda biri (yaklaşık 1,4 milyar) açık havada çalışıyor. Bu kişiler yüksek sıcaklıklara ve şiddetli ısı stresine maruz kalabilir. 2050 yılına kadar, yüzde 1’den az (yaklaşık 0,1 milyar) insanın ısı stresine maruz kalması muhtemel olduğu söyleniyor.

Sonuçlar, nüfus artışının kırsal alanlardan kentsel alanlara nüfus kaymasına rağmen şiddetli ısı stresinin hem şiddetinin hem de coğrafi erişiminin küresel olarak daha fazla insanı etkileyebileceğini gösteriyor. Açık havada çalışanlar için aşırı sıcağa maruz kalma, kronik yorgunluğa ve diğer uzun vadeli sağlık sorunlarına da neden olabilir. Isı stresi, insan vücudundaki fizyolojik sınırlamalar nedeniyle işçi verimliliğinin ve çalışılan saatlerin azalmasına ve dinlenme ihtiyacının artmasına neden olabilir.

KENTSEL SU STRESİ

Küresel kentsel su talebindeki büyüme oranı, genel tarihsel temel dönemle (1950–2010) karşılaştırıldığında kentsel su arzının geride bırakması muhtemel gözüküyor. Çoğu coğrafyada, bu sorun öncelikle iklim değişikliğinden değil, nüfus artışından ve buna bağlı olarak su talebindeki artıştan kaynaklanıyor. Ancak bazı coğrafyalarda, iklim değişikliğinin su arzı üzerindeki etkisiyle kentsel su stresi artabilir.

2050 yılına kadar, bugüne kıyasla yaklaşık 800 milyon ilave insan kentsel alanlarda şiddetli su stresi altında yaşama tehlikesiyle karşı karşıya. Bu, içme, yıkanma ve temizlik ve endüstriyel işlerin sürdürülmesi için su kaynaklarına erişimin olmamasıyla sonuçlanabilir.

TARIMSAL KURAKLIK

Kuraklık, tarım sektörününü doğrudan etkileyebilir. Anormal derecede kuru toprak koşullarında bitkiler, yeterli su kaynağına ulaşamayabilir. Bu durum bitki büyümesini engeller ve üretimi azaltır. Sonuç olarak kuraklık, tarımsal geçim kaynakları üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Yağmurların tarım sektörü üzerindeki etkisi sebebi ile birçok çiftçi geçim sıkıntısı yaşayabilir.

Analiz, tarımsal kuraklığın birinci dereceden etkilerine odaklanırken, gerçek dünyadaki etkisi çok daha büyük olabilir. Tarımsal kuraklığın dolaylı etkileri, içme suyuna erişimin azalması ve yaygın yetersiz beslenmeyi içerebilir. Ayrıca yardımların yetersiz olduğu bölgelerdeki kuraklık da bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olabilir.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com