Yargıtay, Hrant Dink anmalarını da suç saydı: ‘Akla, mantığa, vicdana sığmaz’

Dink ailesi, Gezi davası ile ilgili tebliğnamesinde Çiğdem Mater'in Hrant Dink anmalarıyla ilgili görüşmelerini de suç saymasına sert tepki gösterdi.

KRONOS 13 Temmuz 2023 GÜNDEM

Yargıtay Başsavcılığı, Gezi davası tebliğnamesinde 19 Ocak Hrant Dink anmaları için yapılan görüşmeleri de suç unsuru saydı. Dink ailesi tebliğnameye yazılı açıklama ile tepki gösterdi.

Yargıtay Başsavcılığı Gezi Parkı davasıyla ilgili hazırladığı tebliğnamede Osman Kavala’nın müebbet hapis cezasının yanısıra Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Hakan Altınay’ın 18’er yıllık hapis cezasının onanmasını istemişti. Mücella Yapıcı hakkında ‘kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden’ mahkumiyetin bozulması talep edilmişti.

ÇİĞDEM MATER’İN 19 OCAK GÖRÜŞMELERİ DE SUÇ SAYILDI 

Agos gazetesinin aktardığına göre başsavcılık, tebliğnamesinde Çiğdem Mater’in 19 Ocak Hrant Dink anmalarını organize etmek için yaptığı telefon görüşmelerini suç unsuru saydı.

Tebliğnamede Mater’in, Atalay’yla 14 Ocak 2014’te yaptığı telefon görüşmesine yer verildi. Görüşmede, Mater, Atalay’a Dink anması için bir çağrı yapılıp yapılmayacağını sorarken, ikili arasında anma öncesinde yapılacak toplantı için bilgi alışverişi yapılıyor.

Mater, Kavala’yla görüşmesine de anma için ‘küçük bir bütçe’ istiyor; Kavala da ‘bir şeyler ayarlanabileceğini’ belirtiyor.

Tebliğnamede bu görüşmeler, “Konuşmalardan, Açık Toplum vakfından süreklilik arz eder mahiyette Anadolu Kültür A.Ş’ye gezi olayları sırasında da para aktarımı olduğu, bu sürecin iştirak içerisinde yürütüldüğü, sanık Şerafettin Can Atalay’ın da bütün süreçten haberdar olduğu görülmüştür” ifadesiyle yer aldı.

DİNK AİLESİNDEN TEPKİ 

Yargıtay başsavcılığının Dink anmalarını ‘kriminalize’ etmeye çalıştığını belirten Dink ailesiyse tepkili.

Ailenin yazılı açıklamasında şunlar kaydedildi:

Öyle görülüyor ki Gezi’nin yargılanmaya çalışıldığı davada, 19 Ocak anma ve adalet arayışıyla ilgili görüşmeler kriminalize edilmeye çalışılmış. Yargılama sürecinde muhataplarına sorulmuş ve basit açıklaması alınmış, sorulması bile ayıp olan özel telefon görüşmeleri tebliğnameye kadar taşınmış. Bu durum ellerinde doğru düzgün bir kanıt olmadığını, çünkü ortada zaten bir suç olmadığını kanıtlamak dışında bir şey ifade etmez.

Çiğdem Mater Hrant’ımızın öldürülmesinden önce de sonra da her zaman yanımızda olan, en çok emek döken arkadaşlarımızdandır. Hrant’ın Arkadaşları’ndandır. Osman Kavala da aynı şekilde emeği, insanlığı, maddi manevi desteğiyle sürecin başından itibaren yanımızda olmuş dostlarımızdandır.

Hrant’ın Arkadaşları, birkaç kişi değildir. Binlerce, yüz binlerce vicdanlı insandır. Elbette adalet talebini gerek mahkeme önlerinde, gerek 19 Ocak’larda alanlarda sürdürülmesinde belli sayıda insanın emeğiyle gerçekleşiyor. Hrant’ın arkadaşları, başından beri 19 Ocak’ların maddi külfetinden, afiş hazırlamak, lolipop bastırmak, ses sistemi gibi külfetli maliyetleri kendi aralarında imece usulü halletmeye çalışıyor. Prensipleri gereği ailemizi bu maddi yönün dışında tutmaya çalışıyorlar. Tebliğnamede yer alan telefon görüşmelerinden biri bununla ilgili. Diğer birkaçı da 19 Ocak çerçevesinde düzenlenen toplantılar ve etkinliklerle ilgili.

Tüm bilirkişi raporlarına, akla, mantığa rağmen Hrant Dink’i hedef haline getirmek konusunda yargının nasıl araçsallaştırıldığını ve etkin rol oynadığını aile olarak yakından yaşadık. Cinayet sonrası 16 yıldır süren adalet arayışımızda yargının performansı maalesef yine aynı çizginin devamı. Maalesef, savcının Gezi davası denen bu ucube davadaki mütalaasındaki iddialar da akla, mantığa, vicdana sığmayacak derecede saçma olmaya devam ediyor.

Yargıladıkları insanlar bu ülke için demokrasi, adalet ve eşitlik dışında hayalleri olmayan insanlar. Adaletin tecellisini umuyor ve talep ediyoruz.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram