TTB Başkanı Fincancı yargılanıyor: Beni susturmaya çalışmak beyhude

Tutuklu yargılandığı davada ilk kez hakim karşısına çıkan Şebnem Korur Fincancı, Sokrates'in Savunması'na atıf yaparak, "Suçlamaların üzerinizdeki etkiyi bilmiyorum ama neyse ki kim olduğumu unutmadım" dedi. Fincancı, susturma çabalarının 'beyhude' olduğunu söyledi.

KRONOS 23 Aralık 2022 GÜNDEM

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), PKK’ya karşı yürütülen operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarının araştırılması gerektiğini söylemesinin ardından hedef gösterilen ve tutuklanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, çağlan Adliyesi’nde hakim karşısına çıktı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından hedef gösterilen ve gözaltına alınmasının ardından ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla tutuklanan Fincancı’yı savunmak için yaklaşık 800 avukat başvuru yaparken, adliye çevresinde de polisin yoğun ablası dikkat çekti.

Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu, duruşma salonunun yetersiz olduğunu hatırlatarak duruşmanın büyük bir salonda devam edilmesini istedi. Mahkeme başkanı da üç avukata söz hakkı vereceğini açıklayarak büyük salona geçilmesi talebini reddetti.

Eski İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel de, kendi aralarında savunma için bir görev bölüşümü yaptıklarını, salondaki bütün avukatların savunma yapmayacağını söyledi. Mahkeme başkanı, talebi bir kere daha reddetti ve duruşma tutanağına da salonda bulunan bütün avukatların ismini geçirmeyeceğini söyledi. Ancak daha sonra mahkeme başkanı, avukatların isminin tutanağa geçirilmemesi kararından geri adım attı.

YOĞUN İLGİ

Duruşmaya uluslararası hekim örgütleri, meslek örgütleri, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Mahmut Tanal, HDP Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Oya Ersoy, Dilşat Canbaz, Necdet İpekyüz, TİP Milletvekili Ahmet Şık, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Sol Parti MYK üyesi Alper Taş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP, HDK, CHP, Halkevleri, Kaldıraç, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Van Barosu başkanları, birçok ilin Tabip Odası Başkanı ve yöneticileri, Almanya, ABD, Avrupa Birliği, Hollanda Konsolosluğu ve yüzlerce avukat ve hak savunucuları katıldı.

MSB’NİN KATILIM TALEBİNE RED 

Milli Savunması Bakanlığı (MSB) “suçtan zarar gördüğü” iddiasıyla davaya katılım talebinde bulundu. Savcı katılım talebini suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle red edilmesini istedi. Avukatların bu talebe ilişkin red talebi oldu. Hakim Milli Savunma Bakanlığı katılım talebini reddetti.

JANDARMALARIN ARASINDA SAVUNMA

Fincancı, savunma için kürsüye geçtiğinde iki yanında dört jandarma bekledi. Avukatlar da bu durumun hukuki yardım vermelerine engel olduğu için itiraz etti.

Mahkeme başkanı, bu itirazı da duymazdan gelerek yargılamaya devam etti ve Fincancı’ya ‘sen’ diye hitap etti. Avukatlar, bu duruma itiraz etti ama başkan “Sanık ama bu” diye karşılık verdi.

‘HAKKIMDAKİ HÜKMÜNÜZ BELLİ’

Tartışmaların ardından Fincancı’ya söz hakkı verildi. Fincancı şöyle başladı: “İfade tarzınızdan hakkımdaki hükmünüz belli. Bana sen diye hitap edemezsiniz. Bir adil yargılama hakkı ihlali olduğunu söylemeden yargılamaya geçemeyiz. İstanbul’a getiriliş biçimim adil yargılama hakkının ihlalidir. Sevk araçlarının neredeyse hepsine tanıklık ettim. Bir hak savunucusu olarak değerli bir tanıklık ama insan sağlığına aykırı bu araçlar. Hangi tehlikeyi öne sürerek beni 5,5 saat boyunca kelepçeyle yolculuk ettirdiler?”

‘KİM OLDUĞUMU UNUTMADIM’

Fincancı, Sokrates’in savunmasına atıf yaparak “Suçlamaların üzerinizdeki etkiyi bilmiyorum ama neyse ki kim olduğumu unutmadım” dedi ve şöyle devam etti: “Bir hekim, adli tabip ve insan hakları savunucusu olarak ödevlerimi olabildiğince eksiksiz yerine getirdiğimi, üzerine düşünmeye değer bir hayatım olduğunu düşünüyorum.”

Meslek hayatından örnekler veren Fincancı “İnsanlığa dair suçlar çalışma alanımıza girmektedir. Bu durumun kriminalize edilmesi de kabul edilemez” dedi.

‘ADLİ TIBBA, BİLDİĞİNİ İDDİADEN EDEN SAVCIDAN DAHA ÇOK HAKİMİM’ 

Fincancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesleğimi, kimliğinden bağımsız tüm insanları görünür kılma çabasıyla sürdürdüm. Takdir edersiniz ki yıllarımı verdiğim adli tıbba, iddianameyi yazan ve adli tıbbı bildiğini iddia eden savcıdan daha çok hakimim. İnsanlığa dair suçlar adli tıp uzmanlığına girer kriminalize edilmesi kabul edilemez. Adli Tıp Uzmanı olarak yıllardır sürdürdüğümüz çalışmalar nesnel, bilimsel ve hakikati ortaya koyma çabasıdır.”

‘SÖZLERİM BİLİMSEL VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA’ 

Fincancı “Adli Tıp Uzmanı nedir, ne yapar” uzun uzun mahkemeye anlattı. Tutuklanmasına neden olan televizyondaki sözleri için de “TV yayında ifade ettiğim ön tanı. Kati sonuç değil etkili bağımsız soruşturma talebi. Yayın organı üzerinden suçlamayı insan hakları savunucusu olarak kabul etmiyorum. Kurumun kim olduğuna bakarak görüş vermeyi reddedemem. Bilimsel ve ifade özgürlüğü kapsamında sözlerim suç olarak kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

‘BENİ SUSTURMAYA ÇALIŞMAk BEYHUDE BİR ÇABA’ 

Fincancı, savunmasını şöyle tamamladı: “Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi olarak topluma sorumluluğumuz devam ediyor. Ama diğer kimliklerimiz adli tıp uzmanı kimliğimi yok sayamazsınız. Diğer kimliğimi susturmak var oluşumu susturma çabasıdır. İnsanlığa karşı suçlarda halk sağlığına yönelik suçlarda görevimi yapmaya devam edeceğim beni susturmaya çalışmak beyhude bir çabadır.”

Fincancı, sözlerini Nazım Hikmet’in “Yaşamak ciddi bir iştir” dizesi ile bitirdi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com