Nasıldı o söz; iktidar önce dilde kurulur. Evet iktidarın dilini kullanan baştan yeniktir. İktidarın kurduğu söyleme teslim olan da... Suç örgütü lideri Sedat Peker'in 'abi' dediği ve övdüğü iyi, 'süslü' diye dalga geçtiği kötü mü oluyor? Erdoğan bundan da mı ellerini yıkayıp çıkacak?
‘Tayyip abi’ ve ‘süslü Süleyman’. Evet, Sedat Peker kullandı bu ifadeleri. Ayrıntısına girmeyeceğim, tüm Türkiye biliyor, kim için ne bağlamda kullandığını. Mehmet Ağar, derin devlet, Pelikancılar ve İçişleri Bakanı Soylu ile olduğunu söylediği kavgasında -ara ara tehdit olarak anlaşılabilecek mesajlar gönderse de- Erdoğan’ı hep kolladı, özellikle Soylu’yu AKP rejiminin günah keçisi ilan etti Sedat Peker.
İlginçtir ve nedendir bilinmez, iktidar medyasının şimdilik girmediği bu tartışmada eski tabirle ‘sağcısından solcusuna’ bütün muhalifler de satın aldı bu retoriği. Muhalif analistlerin çoğuna göre -ki içlerinde Erdoğan rejimine hiç bir düzeyde sempati duymayan ve duyması da mümkün olmayan eski kamu görevlileri, yazarlar ve gazeteciler de var- Sedat Peker büyük ihtimalle Erdoğan’ın onayı ile konuşuyor ve aralarında Soylu’nun da olduğu rakiplerini bertaraf ediyordu. Zaten Erdoğan’ın bilgisi ve onayı dışında Peker’e böyle bir operasyon, arkasından da Peker’in savaş açması olası değildi. Malum ülkede tek adam rejimi vardı ve Erdoğan her durumda rakiplerini bertaraf etmekte ve hep kazanan olmakta mahirdi.
20 yıla yaklaşan iktidarında atlattığı badireler ve yaptığı manevralar, saf değiştirmeler dikkate alınınca çoğu insana makul göründü bu yorum. Son tahlilde Türkiye’de olup biten her şeyin kontrolü Erdoğan’ın elindeydi. Karşısına çıkan rakiplerini de bir bir bertaraf ediyordu. Önce Abdullah Gül, sonra Davutoğlu en son da bir süredir anketlerde kendisine rakip olabilecek Akar ve Soylu. Baksanıza Erdoğan 15 askerin hayatını kaybettiği Gare Operasyonu ile Akar’ın ipini çekmişti ve Sedat Peker eliyle de yine bir süredir partide kendisinden sonraki lider adayı olarak görülen Soylu’yu pasifize diyor ve yıldızını söndürüyordu. Hatta çok tecrübeli bir Ankara gazetecisi daha dikkatli bir dil kullandı ama şaşırtıcı bir biçimde son gelişmelerin Soylu’nun ‘gücünü değil ama etkisini’ azalttığını ve Erdoğan’a yaradığını da yazdı.
Bilenler bilir; İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi kantinine Hergele Meydanı derlerdi bir zamanlar. Orada anlatılığı rivayet edilen bir hikâye geldi aklıma. Allah bilir ya, belki de Mehmet Kaplan, bir dönem boyunda Leyla ve Mecnun anlatır öğrencilerine ve sık sık sorar anladınız mı diye. Dönem sonunda bir öğrenci der ki; hocam hepsi tamam da bir şeyi anlamadım, bu Mecnun Leyla’nın nesi oluyor?
Bu hayli sofistike nostaljik anekdottan ilham alarak ben de sorayım. Peker’e dönüş bileti olmakla, koruma vermekle, uyuşturucu trafiğine dahil olmakla suçlanan Soylu Süleyman, ‘Tayyip abi’nin nesi oluyor? Erdoğan rejiminin 2. numarası sayılabilecek bir koltukta oturan Soylu’ya yönelik bu suçlamalar ‘Tayyip Abi’yi hiç mi sorumlu ve suçlu yapmıyor. Diyelim ki olmayan kamuoyu baskısı, iktidar bloku içinde pazarlıklar nedeniyle Soylu affını istedi. Bir kez daha Erdoğan’ın elini yıkayıp çıkmasına fırsat mı vereceğiz? Gara’dan sorumlu değil çünkü Bakan Akar sorumlu, salgından sorumlu değil çünkü sorumlu Bakan Koca, birlikte fotoğraflar verdiği Peker’in kendi iktidarına yönelik ağır suçlamalardan sorumlu değil, çünkü ne? Neden sorumlu tutulacak sayın başkan?
Sorumlu tutmazsak ‘Allah affetsin’ ile sıyrılacak bu suçlamalardan?
İktidar medyası -hoş kim takıyor artık onları, ayrı bahis- sessizlik içinde Erdoğan’a bu fırsatı vermek isteyebilir ya muhalefet cephesi? Bu işler Soylu’yu götürür, Erdoğan bu vesileyle Soylu’dan da kurtulur diyerek neden Erdoğan rejimine zihinsel altyapı hazırlıyor muhalefet? Bu nasıl bir esir alınmışlıktır? Erdoğan’ı sorumlu tutmamız için daha ne olması gerekiyor?
Nasıldı o söz; iktidar önce dilde kurulur. Evet iktidarın dilini kullanan baştan yeniktir.
İktidarın kurduğu söyleme teslim olan da…
Suç örgütü liderinin ‘abi’ dediği ve övdüğü iyi, ‘süslü’ diye dalga geçtiği kötü mü oluyor?
