Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki görevinden KHK ile ihraç edilen Barış Bildirisi imzacısı Prof. Dr. Ayşen Uysal hakkında 'görevine iade' kararı verildi. Uysal bu kararı, "Yıllardır süren mücadelemizin meyvelerini toplamaya başladık. Baharı muştuluyoruz. Yine geliyoruz, yine güzelleştireceğiz" diye duyurdu.
İdare Mahkemesi, Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki görevinden KHK ile ihraç edilen Barış Bildirisi imzacısı Prof. Dr. Ayşen Uysal hakkında ‘görevine iade’ kararı verdi. Uysal, “Gecikmiş adalet adalet değil, altı yıl sonra gelen bu iade kararı da adaleti tesis etmeye yetmiyor” diye tepki gösterdi
Prof. Dr. Ayşen Uysal görevine iade kararı ile ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
İdare Mahkemesi bugün göreve iadem yönünde karar verdi.Gecikmiş adalet adalet değil, altı yıl sonra gelen bu iade kararı da adaleti tesis etmeye yetmiyor.
Yıllardır süren mücadelemizin meyvelerini toplamaya başladık. Baharı muştuluyoruz. Yine geliyoruz, yine güzelleştireceğiz 🙂 pic.twitter.com/cyjnZYmeUW— Ayşen Uysal (@AysenUysal73) April 25, 2023
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“İdare Mahkemesi bugün göreve iadem yönünde karar verdi. Gecikmiş adalet adalet değil, altı yıl sonra gelen bu iade kararı da adaleti tesis etmeye yetmiyor.
Yıllardır süren mücadelemizin meyvelerini toplamaya başladık. Baharı muştuluyoruz. Yine geliyoruz, yine güzelleştireceğiz :-)”
NE OLMUŞTU?
Prof. Dr. Ayşen Uysal KHK ile Dokuz Eylül Üniversitesindeki görevinden ihraç edilince, yurtdışına çıkmış ve kendisine profesör unvanının denkliği verilmişti..
Ayşen Uysal, CNU (Conseil National des Universites), Üniversiteler Ulusal Konseyi tarafından verilen profesör denkliğini, Twitter hesabından şöyle duyurmuştu:
“İhraçtan sonra üniversite gönderdiği yazılarda unvanlarımızı kullanmadı. Küçük akılları ile mezara 1 kürek toprak attıklarını düşünüyorlardı. Unvanın ardındaki emeği yok sayıyorlardı. Bugün Fransa’da profesör unvanımın denkliğini alarak onlara uluslararası bir yanıt vermiş oldum.”
Prof. Uysal, sivil ölüme zemin hazırlayan, katkı sunmaya çalışan bu kurumlara en güzel yanıtın akademide var olmayı sürdürerek ve üreterek direnme yoluyla verilebileceğini, Barış İçin Akademisyenler’in de bunu en iyi şekilde başardığını belirtmişti.
