Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcsı Selçuk Özdağ, iktidarın Merkez Bankası’nın kayıp 128 milyar dolarlık rezerviyle ilgili çırpındığını, ancak toplumu ikna edemediğini belirtti.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Merkez Bankası’nın nerede olduğu bir türlü açıklanamayan kayıp 128 milyar dolarlık rezerviyle ilgili tartışmalarda iktidarın ilk kez “suçlama” pozisyonundan çıktığını kaydetti.
“Şimdiye kadar koalisyon iktidarı suçluyor, muhalefet kendisini savunuyordu. Muhalefet HDP, FETÖ, darbecilik vb. gibi ithamlara cevap vermekten iktidarı eleştirmeye vakit bulamıyordu.” diyen Özdağ, “Artık her şey değişti, uzun zamandır savunmada olan koalisyon iktidarı, suçlayan ise muhalefet.” yorumunda bulundu.
Özdağ şahsi Twitter hesabında, “128 milyar dolar meselesi siyasette bütün dengeleri değiştirdi. İktidar çırpınıyor, çırpınıyor ama bir türlü toplumu ikna edecek bir izah tarzı bulamıyor.” dedi.
“Başka bir demokratik ülkede olsa bu kriz on tane hükümeti götürürdü” diyen Özdağ’a göre söz konusu 128 milyar dolar bir milletin istikbalini etkileyebilecek kadar çok büyük bir para.
“O TARİHLERDE HİÇ EDİLEN PARA 128 MİLYARIN BEŞTE BİRİ BİLE DEĞİLDİ”
2001 Krizi’nin bir nevi finans krizi olduğunu kaydeden Özdağ, “Birkaç bankanın içinin boşaltılması ülkeyi felaketin eşiğine getirdi. Bankalar iflas etti, piyasalar çöktü, döviz katlanılamayacak kadar pahalılaştı, faizler tavan yaptı. Oysa o tarihlerde götürülen, hiç edilen, cebelleş edilen para 128 milyarın beşte biri bile değildi. ANASOL-M hükûmeti öyle gitti. AKP’yi de iktidara o kriz getirmişti. Şimdi daha büyük bir ekonomik, hukuki, ahlaki krizle boğuşuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Kanal İstanbul ile 3’üncü köprü için Çinlilerle pazarlık yapıldığı iddialarının dolaştığını kaydeden Selçuk Özdağ, “Sata sata bir ülke düzlüğe çıkabilir mi? Bunlar kapitülasyonların güncellenmiş biçimidir. Bu hızla giderse birkaç yılda millete ait hiç bir varlık kalmayacak.” dedi.
“EKONOMİK KRİZ BİRAZ DA YARGININ SİYASALLAŞTIRILMASI KRİZİDİR”
Özdağ, şöyle devam etti: “Demokrasiler, yapamayanın bıraktığı, yapabilenin geldiği rejimlerdir. Bunu denetleyecek olan halktır. Ancak demokrasilerin tek denetim mekanizması halk değildir. Yargı da bir denetim mekanizmasıdır. Yargının işlevsizleştiği yerde her türlü kanunsuzluk mümkün hale gelir. Ekonomik kriz biraz da demokrasi krizidir, yargının siyasallaştırılması krizidir. Denetimsizlik krizidir.”
