Eski AYM Başkanı Haşim Kılıç: Yargıtay haddini aştı, hukuk güvenliği ciddi yara aldı

7 yıl boyunca Anayasa Mahkemesi başkanlığı görevini yürüten Haşim Kılıç, Yargıtay'ın kriz çıkaran kararı için, "Yargıtay bu kararıyla hem TBMM’nin hem de AYM’nin yetki alanına müdahale ederek haddini aşmıştır" dedi. Kılıç'a göre hukuk devleti ve güvenliği ciddi yara aldı.

KRONOS 10 Kasım 2023 GÜNDEM

Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanlığını 7 yıl sürdürdü

Anayasa Mahkemesi eski başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay ile ilgili kararında kendilerini tehdit ettiğini öne sürerek, bu tehdit nedeniyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla ortaya çıkan yargı krizine ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. 17 yıl AYM üyeliği 7 yıl AYM başkanlığı görevinde bulunan Kılıç, Yargıtay’ın ‘hem TBMM’nin hem de AYM’nin yetki alanına müdahale ederek haddini aştığını’ savundu.

Karar gazetesinden Elif Çakır’a konuşan Haşim Kılıç, AYM’nin Can Atalay’la ilgili gerekçeli kararında TBMM’ye yaptığı çağrıyı hatırlatarak, “Bu çağrı TBMM’ce herhangi bir işlem yapılmayarak sonuçsuz kalmıştır. Meclis bu belirsizliği ortadan kaldırmış olsaydı bugün yaşanan sorunlar ortaya çıkmayacaktı” dedi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması için “Umarım Başsavcılık bunu yerine getirmez” ifadesini kullandı.

‘DOKUNULMAZLIĞIN SINIRININ TESPİTİ, YARGI KARARLARININ KEYFİNE BIRAKILAMAZ’

“Anayasa hükümlerini yorumlamak, kapsamının ne olduğunu belirlemek Anayasa Mahkemesinin tekelindedir” diyen Kılıç, şöyle devam etti: “Kuşkusuz AYM bu yorumu yaparken Anayasa koyucunun iradesini saptırmadan yapmak durumundadır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa’yı yorumlayarak 14. maddenin belirsiz olmadığını söylemekle esasen AYM’nin görevine kendisi el atmıştır. Ceza ya da istisnaları yargı içtihatlarina bırakılmayacak kadar hayati öneme sahiptir. Meclisin kanunla takdir edeceği bu konunun yargının inisiyatifine bırakılmasına ‘suç ve cezalarda yasallık’ ilkesi kesinlikle engeldir. Hele hele milletvekillerine yüzbinlerce insanın sorunlarını özgürce dile getirmeleri için tanınan dokunulmazlık imkanının sınırlarının tesbiti yargı kararlarının insafına ve keyfine bırakılamaz.”


 

‘YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ’NİN KARARININ ALTINDA BİRİKMİŞ ÖFKE VAR’

Anayasa Mahkemeleri üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararını “Akıl tutulması” olarak nitelendiren Haşim Kılıç, “Mahkemenin çoğunluğunu hedef alan suç duyurularının yasal olarak uygulama kabiliyeti yoktur. Abesle iştigaldir. Umarım Yargıtay Başsavcılığı böyle bir duyuruyu hayata geçirmez. Yargıtay Ceza Dairesinin kararının altında ‘birikmiş bir öfkenin’ varlığı kendini açıkça hissettiriyor. Dünyanın her yerinde AYM’ler ile diğer mahkemeler arasında bireysel başvuru davalarında bu tür anlaşmazlıklar ve çatışmalar olagelmektedir. Bu kurumlar konuşarak diyalog kurarak sorunlarını çözmektedir. Sükûnetle olayları tartışarak çözüm bulmak zor değildir” dedi.

‘HUKUK DEVLETİ VE HUKUK GÜVENLİĞİ CİDDİ YARA ALDI’

AKP iktidarına çağrıda bulunan Kılıç, şunları söyledi: “Mevcut iktidara buradan bir çağrıda bulunmak isterim. 2004 yılında Anayasanın 90. Maddesinin son fıkrasına ek yaparak hak ve özgürlükler konusunda uluslararası andlaşmalarla milli kanunların farklı hüküm içermesi halinde genişletici yorumları içeren andlaşmaların uygulanmasını öngörmesi; yine Anayasanın 148. Maddesiyle bireysel başvuru yolunu açması, her zaman devrim niteliğinde yapılan değişiklikler olarak alkışlanmıştır. Hukuk dünyamıza kazandırdığımız bu değişikliklerin getirdiği kazanımlara sahip çıkma zamanıdır. Her bireyin ya da kurumun yapılan bu evrensel değişikliklere ve kazanımlara gün gelecek ihtiyacı olacaktır. Hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve hukuk güvenliği 3. Ceza Dairesi’nin bu kararıyla ciddi yara almıştır. Yargı kurumları arasında çatışma görüntüsü ve kararların uygulanmaması en yıkıcı etkisini şüphesiz ki ekonomik alanda hissettirecektir. Hukuk güvenliğinin yok olduğu bir ortamda yaşanan ekonomik olumsuzlukların çözülme şansı oldukça zayıftır. Yargı kararlarının uygulanmasının kamu vicdanını sakinleştirmek gibi bir sonucu vardır. Adaletin ve hukukun üstünlüğünün sorunları çözme gücünden faydalanmalıyız. Sonuçta hukuk vicdandır, adalettir ve ahlaktır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram