‘Bu seçim Erdoğan’ın son seçimi olmayacak; ilahi bir engelle karşılaşmazsa…’

T24 yazarı Mehmet Yılmaz: "Erdoğan, dört yıl sonraki seçim için 'Putin modeli' bir çıkış düşünmüş olsaydı, yerini bir dönemliğine bırakacağı politikacıyı da bu seçimde görücüye çıkarırdı. Erdoğan, ilahi bir engelle karşılaşmaz ise seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz."

KRONOS 11 Mart 2024 GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Bu benim son seçimim, benim finalim” sözleri siyasetin gündeminde. Anayasaya göre iki kez cumhurbaşkanı seçilebilme hakkını tamamlayan, ancak buna rağmen “yeni sisteme göre” gerekçesiyle üçüncü kez cumhurbaşkanlığı dönemini geçiren Erdoğan, yasaya göre son seçimi olduğunu vurguladı.

T24 yazarı Mehmet Yılmaz, “Bu seçim Erdoğan’ın son seçimi olmayacak” dedi ve şu görüşünü paylaştı:

“Erdoğan, dört yıl sonraki seçim için ‘Putin modeli’ bir çıkış düşünmüş olsaydı, yerini bir dönemliğine bırakacağı politikacıyı da bu seçimde görücüye çıkarırdı…”

Mehmet Yılmaz’ın yazısı şöyle:

“Çok erken bir seçim Erdoğan’ın tabiatına uygun değil ancak seçime çok kısa bir süre kala TBMM’den bir erken seçim kararı çıkarttırıp, yeniden aday olmanın yolunu açacaktır.

TBMM’nin bugünkü aritmetiğinde erken seçim kararı aldırmak için yeterli oyu bulması zor ama seçim çok yaklaştığında bir daha milletvekili olamayacaklarını bilenleri türlü vaatlerle ikna etmesi zor değil. Bay Kemal’in kendisini aday göstersinler diye bol keseden dağıttığı milletvekillerini bu işe ikna etmesi onun için çocuk oyuncağı olur.

Erdoğan, ahir ömründe dua edip, namaz kılarak kabir hayatına hazırlamak için bir kenara çekilecek bir karakter hiç değil.

Zaten politikayı bırakmaktan filan da farkındaysanız hiç söz etmiyor.

Öte yandan partinin genel durumuna ve Erdoğan ailesinin gelecek ile ilgili olası beklentilerine bakınca da Erdoğan’ın bu sözlerinin “oy için gönüllere oynamaktan” ibaret olduğunu söylemek de mümkün.

Erdoğan, dört yıl sonraki seçim için “Putin modeli” (*) bir çıkış düşünmüş olsaydı, yerini bir dönemliğine bırakacağı politikacıyı da bu seçimde görücüye çıkarırdı.

Bunun yapılacağı en iyi yer de İstanbul olurdu ki geleceğin iki Cumhurbaşkanı adayı, bu seçimde karşılaşırlar ve Erdoğan kafasındaki planın doğru olup olmadığını bu seçimde test etmiş olurdu.

‘MURAT KURUM BU ÇAPTA DEĞİL’

Murat Kurum bu çapta bir parti görevlisi değil.

Ve Erdoğan o kadar baskın bir politikacı ki zaten artık AKP diye bir partiden de söz etmek kolay değil. Erdoğan varsa var, Erdoğan yoksa yok.

O partinin Erdoğan çevresindeki ilk halkası bu gerçeği bizlerden daha iyi biliyor olmalı. Gerekirse jiletleri bileklerine dayarlar, “gidersen keseriz” deyip Erdoğan’ı yine de bırakmazlar.

Nitekim Bekir Bozdağ, “TBMM’nin alacağı bir erken seçim kararıyla” Erdoğan’ın yolunu açabileceğini fısıldadı bile.

‘EMANETÇİ DİYE KOLTUK EMANET EDİLENLER…’

Ve kuşkunuz olmasın ki Erdoğan da çok iyi biliyor ki “ben gelene kadar koltukta otursun” diye oraya konulan herkes sonunda o makamın gereklerini yerine getirmek için dayanılmaz bir istek duymaya başlıyor.

“Emanetçi” diye koltuk emanet edilenler, bir süre sonra kendilerini o koltukların gerçek sahibi zannediyorlar ve öyle davranıyorlar.

Siyasi tarihimiz bunun örnekleriyle dolu.

Erdoğan, Davutoğlu ile yaşadığı deneyimi de hâlâ hatırlıyor olmalı.

Yani üzülenlerin üzülmesine gerek yok, boşa sevinç gösterileri de gerekmez: Erdoğan, ilahi bir engelle karşılaşmaz ise seçim kaybetmeden koltuğu bırakmaz.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com