‘Erdoğan, ikinci Erbakan savaşını kaybetmekten çekiniyor’

Gazeteci Ali Topuz: "Erdoğan, kendi gölgesi her şeye hakimken bu gölgenin içinden Erbakan gölgesinin yeniden yükselişinin zararlarını engellemeye çalışıyor. Birinci Erbakan savaşını güçlü biçimde kazanmıştı ama ikinci Erbakan savaşını, junyor Erbakan’ın 'çelme'siyle kaybetmekten çekiniyor."

KRONOS 10 Mart 2024 GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hiç kimsenin Cumhur İttifakı’nın, AK Parti’nin, şahsımızın gölgesinde yürüyerek sırf bize seçim kaybettirmek için ortada dolaşmasına rıza gösteremeyiz” diyerek hedef aldığı Yeniden Refah Partisi, anketlere göre Türkiye genelinde oylarını yükseltiyor.

Peki, Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisinin lehine yarıştan çekilen Yeniden Refah Partisi’ni neden hedef almaya başladı?

Artı Gerçek yazarı, gazeteci Ali Topuz’a göre “Erdoğan, kendi gölgesi her şeye hakimken bu gölgenin içinden Erbakan gölgesinin yeniden yükselişinin zararlarını engellemeye çalışıyor. Birinci Erbakan savaşını güçlü biçimde kazanmıştı ama ikinci Erbakan savaşını, junyor Erbakan’ın “çelme”siyle kaybetmekten çekiniyor.”

‘ERBAKAN MİRASÇILIĞINI YRP LEHİNE ÇÖZDÜ’

Erdoğan’ın Yeniden Refah ile ittifakı “gölgeye alma” olarak kafasında kurduğunu belirten Topuz, “Anlaşılan Bahçeli ile ortaklığının, partisinin ve bizzat şahsının gölgesi. 2023 14/28 Mayıs seçimlerinden önce YRP ile kurulan ittifak Erdoğan için “şahsının gölgesini genişletme” hamlesi iken YRP için Erbakan gölgesini genişletecek bir taktik hamle imiş. Aslında bunun böyle olduğu daha YRP ile “ittifak” arasında imzalanıp kamuoyuna açıklanan “protokol metni”nden belliydi. Gerçekte Erdoğan, 2023 seçimlerinde YRP ile kurduğu ittifakla, Saadet ve YRP arasındaki “Erbakan’ın mirasçılığı” kavgasını YRP lehine çözmüştü. Protokol, YRP’yi hem iktidar imkanlarından yararlanma imkanı kazanan hem de iktidarın kusurlarını, eksikliklerini, sıkıntılarını (protokol ile) açıkça dile getiren bir parti olarak Saadet’ten önce tercih edilebilir bir parti olarak onaylamak anlamına geliyordu” ifadeleirni kullandı.

“Erdoğan şimdi ise YRP’nin yerel seçim hamlelerini “çelme takma” ve “istismar etme” olarak tanımlıyorsa bunun tek nedeni var” diyen Topuz, şunları söyledi:

“Erdoğan için “siyaset” bugün artık itaat/sadakat ilkelerine dayalı bir tür pragmatik oyun anlayışına (başka bir deyişle bir tür çete hukukuna) denk düşüyor. YRP için ise “siyaset” güç odaklarının, çetelerin filan arasından taktik/stratejik adımlarla sıyrılmaya dayalı bir oyun; malumu ilam olacak ama söylemekte fayda var: Erbakan, Ecevit ile Demirel ile Türkeş ile Çiller ile “ittifak”lar kura kura yol yürümüştü. Erdoğan YRP’ye “sana kazandırdım, bana kaybettiremezsin” diyor, YRP ise “Sana kazandırırken kazandım, daha da kazanacağım, babamız Erbakan gibi” diyor. Böylece Erdoğan, vaktiyle gölgesinden sıyrıldığı Erbakan’ın gölgesini yine üstünde bulmuş oluyor.”

Erdoğan’ın “Devir kavga veya çekişme değil, birlik olup zulme set çekme devridir. Tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Ayrışmayacağız, birbirimize asla düşmeyeceğiz” sözlerine de dikkat çeken Topuz, “Kavga, çekişme değil de birlik talep ettiği, öğütlediği kim peki? Yeniden Refah ile birlik olacaksa, çelme takma, iktidarı kaybettirme suçlaması ne olacak? Kime konuşuyor Erdoğan?” sorularını yöneltti.

‘ERDOĞAN DÖRDÜNCÜ DEFA SEÇİLMESİNİ SAĞLAYACAK DEĞİŞİKLİĞİN PEŞİNDE’

Topuz değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“Erdoğan, kendi yaptığı hamlelerin yol açtığı tehlikeyi savuşturmak için Yeniden Refah’ı tercih edecek seçmene konuşuyor. Sözlerdeki çelişki, durumdaki çelişkinin bir yansıması: İttifaka alarak bir yandan kendi kaybetmesini engellerken öte yandan siyaseten büyümesini sağladığı partinin kararlarını eleştiriyor hem, hem de ayrı gayrı olmasın telkinleriyle durumu kurtarmaya çalışıyor. Konuşmaya hakim olan ikircikli hava, ortama hakim olana ikircikli havanın yansıması.

Erdoğan’ın sahne alma mecburiyeti, sahneyi bırakmama arzusuyla da bağlantılı: İstanbul’u kaybederse gerçekten son seçimi olacak fakat kaybetmezse, daha önce de yaptığı gibi “sondan önceki son” makamında kalacak her şey. Anayasa değişikliği hazırlıkları da zaten bununla ilgili: Dördüncü defa seçilmesini sağlayacak değişikliğin peşinde Erdoğan.

Hasılı kelam, Erbakan’ın gölgesinden iç-dış konjonktürel desteklerle ve hiperaktif manevralarla kurtulan Erdoğan, şimdi kendi gölgesi her şeye hakimken bu gölgenin içinden Erbakan gölgesinin yeniden yükselişinin zararlarını engellemeye çalışıyor. Birinci Erbakan savaşını güçlü biçimde kazanmıştı ama ikinci Erbakan savaşını, junyor Erbakan’ın “çelme”siyle kaybetmekten çekiniyor. Erdoğan’a kalan son hamle de böylece çelişkilerle dolu bir konuşmayla, “Biz değil İmamoğlu kazanacak, ona göre…” demek oluyor. Derler ki, güneş batarken gölgeler uzun görünür.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com