Çiğdem Mater: Umudumu korumak istiyorum, aksi halde memleket için durum çok karanlık

Gezi tutuklusu Çiğdem Mater, “ Yargıtay 3. Dairesi'nde hakimler olduğuna dair umudumu koruyorum, korumak istiyorum. Aksi halde, sadece bu davadan tutuklu olan 7 kişi için değil, hukuk için ve memleket için bu durum çok karanlık” dedi.

KRONOS 06 Ağustos 2023 GÜNDEM

Gezi davası tutuklusu yapımcı Çiğdem Mater, “Yakınımdaki insanların sinirini bozacak ölçüde gerçekçiyimdir. Ama niyeyse Yargıtay 3. Dairesi’nde hakimler olduğuna dair umudumu koruyorum, korumak istiyorum. Aksi halde, sadece bu davadan tutuklu olan 7 kişi için değil, hukuk için ve memleket için bu durum çok karanlık” dedi.

Çiğdem Mater, gazeteci Ayşe Arman’a konuştu.

Yargıtay Başsavcılığı’nın Gezi Davası’nın tebliğnamesiyle hakkındaki 18 yıllık cezanın onanması talebi hakkında konuşan Mater, “Sence, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bunu reddedecek mi? Bu yanlıştan dönüleceğine dair umudun var mı?” sorusuna şöyle yanıt vedi:

“Doğru, Yargıtay Başsavcılığı, Mücella hariç, hepimiz için onama istedi. Mücella avukatları aracılığıyla kendisi için istenen bozma kararının hepimiz için geçerli olması gerekliliğini şahane bir dille anlattı. E bunca zamandır yargılanınca, hepimiz azıcık hukukçu olduk. Yargıtay Başsavcısı, tebliğnamesinde, benimle ilgili beş telefon konuşmasının tapelerini, 18 yıla gerekçe olarak sunuyor. Söz konusu beş konuşmanın hukuksuz dinlemeler olduğunu bir kenara bırakalım (-yani, bırakmayalım tabii o ayrı ama!) bu konuşmaların tamamı, 2007 yılından beri parçası olduğum “Hrant’ in Arkadaşları grubu adına davayı takip ve 19 Ocak anmaları üzerine yaptığım görüşmeler!

‘İKİ İHTİMAL VAR’

İki ihtimal var: Yargıtay savcısı, Hrant Dink’i anmayı ve cinayet davasını takip etmeyi suç addediyor ki bu hem hukuken hem de vicdanen kabul edilemez. Ya da “okuduğu” tapelerdeki konuşmaların neyle ilgili olduğunu hiç anlamamış, neden- sonuç ilişkisi kurmamış, tarihlere bile bakmamış ki bu da makamı gereği kabul edilemez. Yani tebliğname de tıpkı polis fezlekesi ve iddianame gibi neresinden tutsak elimizde kalıyor.”

Mater, “Özgürlüğüne kavuşacağına inanıyor musun? Yargıtay’ın kararı, özgürlüğünüze dair son umudunuz mu?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

“Aslında pek naif biri değilimdir. Öyle de bilinmem, hatta yakınımdaki insanların sinirini bozacak ölçüde gerçekçiyimdir. Ama niyeyse Yargıtay 3. Dairesi’nde hakimler olduğuna dair umudumu koruyorum, korumak istiyorum. Aksi halde, sadece bu davadan tutuklu olan 7 kişi için değil, hukuk için ve memleket için bu durum çok karanlık. Yargıtay, teknik olarak köprü- den önceki son çıkış değil. Onama kararı gelmesi halinde, Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz. AYM ihlal vermezse bu sefer de rota, AİHM. Tabii bütün bunların aylarca, yıllarca sürdüğünü unutmamak gerekiyor.


 

‘HER ŞEY BİR ANDA DEĞİŞEBİLİR’

Gerçekten gözümüzün önünde sabır taşına dönen, üstelik öğrendikleri ve inandıkları hukuk her gün ama her gün parça pinçik edilen, buna rağmen inatla ve sebatla hukuku işletmeye çalışan avukatlarımızın, ne yazık ki hâlâ, önlerinde uzun bir yol var. Tabii bu arada, Anayasa’nın 90. maddesi gereği, yerel mahkemelerden “yüksek” olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala için verdiği “derhal salıverilme” kararının 10 Aralık 2019’dan bu yana uygulanmadığını, Anayasa’nın açıkça ihlal edildiğini de anlatmam lazım. Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay da 14 Mayıs’tan bu yana, Anayasa ihlal edilerek Silivri’de tutulmaya devam ediyor. Yani, AİHM kararı bile alsak, uygulanmayabilir. Deneyimlerimiz bunu gösteriyor. Ama bir yandan da 24 saat, Türkiye gibi bir ülke için çok uzun. Her şey ama her şey bir anda değişebilir, şaşırmam.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com