Psikiyatri kliniğinin sahibi Adli Tıp Kurumu’ndan KHK ile ihraç edilen Prof. Süleyman Salih Zoroğlu’nun 2010-2016 yılları arasında İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu üyesi olduğu ve bu bölümde çocuk tacizlerine bakan tek isim olarak görev yaptığı öğrenilince soruşturmanın seyri değişti.
Savcılık, “aile içi cinsel istismar”ları ortaya çıkaran Prof. Zoroğlu’nu hem bazı çocuklara ailelerini şikayet etmeleri konusunda telkinlerde bulunmak hem de bazı ailelerden taciz raporlarının gizli tutulması için para sızdırmakla suçladı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, Süleyman S.Z., diş hekimi olan eşi Ö.Z.(49), yardımcısı Dr. Ahmet A.(27), Asistan Doktor Zeynep A.(32), İstanbul’da bir devlet hastanesi acil servisinde görev yapan Hüsna A.(29) ve klinik sekreteri İnci A.(51) gözaltına alındı.
“MAKSADINI AŞAN LAFLAR VE RİSKLİ TEDAVİLER YAPTIĞIMI BEN DE FARK EDİYORUM”
Kronos’un edindiği bilgilere göre Çocuk, Ergen ve Aile Psikiyatri uzmanı Prof. Süleyman Salih Zoroğlu, polise verdiği ilk ifadesinde, uyguladığı tedavi yöntemlerinin bir kısmının tıbbi olarak tartışmalı olduğunu kabul etti.
Zoroğlu ifadesinde, “30 senedir snsest ve travma hastaları ile çalışıyorum. Son iki yıldır ise inanılmaz şekilde toplumda patlama olduğunu, bunun hiç kimse tarafından fark edilmemesinin derdi içerisindeyim, dünyadaki en yüksek oran % yüzde 18.4 ile Türkiye’dedir, en yakın Amerika ise yüzde 11.3’dür. Şu anda dünyada en sağlıksız bilimsel ölçüm yapılan ülke Türkiye’dir. Bu hastalık yüzde yüz çocukluk döneminde başlıyor, eğer çocukluk döneminde yakalanırsa yüz kat daha kolay tedavi edilir. Çaresizlik içerisinde hissediyorum, bundan ötürü maksadını aşan laflar ve riskli tedaviler yaptığımı ben de fark ediyorum, fakat teknik açıdan hiçbir yanlışlık yok, tek sorun bunların doğru olduğunu gösterecek meslektaş desteğinden yoksunum. Kimse bu ağır hastaları görmek ve dertlerini çekmek istemiyor. Bu nedenle de benim yaptıklarım biraz yaban kalıyor. Eğer çocuk koruma servisi ve Çocuk Esirgeme Yurdu iyi çalışsa bir de hemen ceza-i işlem konu edilmeden çocuğun iyileşmesi beklense devrim yaşanacağı ümiindeyim. Kasti bir hatam yoktur.” dedi.
Prof. Zoroğlu, kendisine gelen 40’a yakın hastaya çocukluk döneminde cinsel saldırıya maruz kaldıkları yönünde rapor oluşturduğunu belirterek çocuklara istismara uğradıkları yönünde telkinde bulunduğu iddiasını yalanladı.
Psikiyatri hastalarının tedavisinde Türkiye’de kullanılmayan ketamin adlı ilacı da tedavinin bir parçası olarak verdiği belirten Prof. Zoroğlu, hastaların ailelerini para vermeleri için raporlarla tehdit ettiği iddiasını da reddetti.
Soruşturma çerçevesinde yakalanan ve emniyette ifadeleri alınan şüpheliler sağlık kontrolü sonrasında adliyeye gönderildi. Zanlılardan iddiaların odağındaki Süleyman S.Z. ile Ahmet A. tutuklandı. 4 kişi adli kontrol şartıyla serbest kaldı.
Öte yandan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu’nun ailesi de iddiaları yalanladı. Aile adına yapılan basın açıklamasında Prof. Zoroğlu’nun alanında uluslararası düzeyde tanınmış bir psikiyatr profesör hekim ve uzmanlık tezinin de çocukluk çağı cinsel travmaları ve çoklu kişilik bozukluğu olduğu belirtildi. Açıklamada suçlamaların kaynağının 50’den fazla kez muayene edilmiş ve istismara uğradığını belirten çocuklarının durumunu kabul etmeyen aileler olduğu öne sürüldü.
Basın açıklamasında “Aileler açığa çıkmış bazı noktalar nedeniyle tanıya, tedaviye, ilaçlara ve doktora suç atmak suretiyle kendilerini temize çıkarmak gayreti içindedirler. Bu yöntemin toplumsal kabulü, pedofili veya aile içi cinsel suçlarda tanı koymanın önünü kesip şüphelilerin doktoru suçlayarak kurtulması anlamına gelmektedir.” denildi.
Prof. Zoroğlu dışında başka birçok hekimin de istismar iddialarını dile getirdiği için ölümle tehdit edildiği ve yaşanan son vakanın münferit olmadığının kaydedildiği açıklamada “Çocuk istismarı ülkemizde uzun yıllardır üstü örtülen, toplumun kanayan bir yarasıdır. Prof. Zoroğlu gibi saygın bir hekimin istismarın üzerine gitmesi nedeniyle bu muameleye maruz kalmasının toplum vicdanını yaraladığını, istismarcıları cesaretlendirdiğini ve yine istismarın üstüne giden hekimlere adeta bir gözdağı verildiğini belirtmek isteriz.” ifadeleri kullanıldı.
