"Doğru Evim", "Finans Evim", "İktisat Evim" gibi şirketler "banka kredisi olmadan ev" vaadinde bulunarak yüz milyonlarca lira topladı. Ev alma hayali kuran 53 bin kişi ortada kaldı. Mağdurlar, “Devlet eliyle dolandırıldık. Önleyici mekanizmalar olsaydı bu paralar toplanamazdı.” diyor.
Tasfiye edilecek 29 şirketten biri de Finansevim.
“Banka kredisi olmadan ev veriyoruz” vaat eden şirketler on binlerce kişiyi mağdur etti. “Altın günü” sisteminde olduğu gibi kişiler belli bir gruba dahil oluyor ve düzenli aralıklarla yapılan çekilişlerle her ay bir kişi ev sahibi oluyor. Sisteme giren herkes bütçesine göre düzenli taksit tutarı belirliyor ve buna göre para yatırıyor, evler kurayla dağıtılıyor.
2021 yılı mart ayında yürürlüğe giren kanuna göre söz konusu firmalara asgari 100 milyon lira sermayeye sahip olması şartı getirildi. Şirketlerin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) denetimine tabi olması hükme bağlandı. BDDK, 35 şirketin incelenmesi sonucunda 21 şirketin şartları taşımadığı için tasfiyesine kararı verdi.
53 BİNDEN FAZLA KİŞİ MAĞDUR OLDU
Daha sonra yapılan açıklamada da kalan 14 şirketten 8’inin iradi tasfiyeye yönlendirdiği duyuruldu. Böylece toplamda 6 şirket kalmış oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, ağustos ayında faizsiz ev ve araç vaadiyle katılımcılardan milyonlarca lira toplayan şirketlerin yarattığı mağduriyetin araştırılması ve hak sahiplerinin paralarının verilmesi için Meclis’e araştırma önergesi sundu. Sertel’in edindiği bilgilere göre, kapanan şirketler nedeniyle 53 binden fazla kişi mağdur oldu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Mağdurlardan biri olan Nurşen Çırpan, kendilerini müteahhitlerin değil, esas olarak devletin dolandırdığını ifade ediyor.
Şirketin reklamının ulusal kanallarda verildiğine, metrolardaki billboardlarda ilanı olduğuna dikkati çeken Çırpan, “2012’de daire aldım. Benim gibi yüzlerce kişinin evi teslim edilmedi. Mahkemeye başvurdum, mahkeme devam ediyor.” dedi.
“NECMİ KADIOĞLU’NUN ADAMLARI EVİMİZE EL KOYDU”
“Sadece müteahhit evi teslim etmedi gibi bir durum değil. Biz devlet eliyle dolandırıldık.” diyen Çırpan, “Eski Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun adamları tarafından bizim evimize el konuldu. Evlerin başka bir müteahhide verilmesi sağlandı. Belediye Başkanı’nın ‘oğlum’ dediği kadar yakın birisi inşaatın başına getirildi. Ticaret Bakanlığı görevini yapmış olsaydı bu kadar insan mağdur olmazdı.” ifadelerini kullandı.
Çırpan, aradan geçen bunca yıla rağmen parasının geri verilmediğini kaydetti: “Bizi dolandıran kişi mahkeme sonucunda tutuklandı. Malına mülküne devlet el koydu, biz bu durumda paramızı kimden isteyebiliriz? Kirada kalıyoruz. Yetmedi, Belediye Başkanı bize maddi manevi tazminat davası açtı.”
“BAZEN ÖMÜRLER YETMİYOR”
Avukat Orhan Boran, Birgün’e verdiği mülakatta davaların 2012’den beri devam ettiğini belirtti.
Boran, “Bazen ömürler yetmiyor. Bu paralar toplanırken devlet kurumları neden denetlemedi? Önleyici mekanizmalar olsaydı bu kişiler bu paraları toplayamazlardı. Mağdur edilenlerin ancak yüzde 10-15’i paralarını geri alabiliyor. Şirketi başkasının üzerine mesela çaycısının üzerine yapmış, böyle şeyler de oluyor.” dedi.
