Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ÇEDES protokolüne ilişkin yapılan suç duyurusu dilekçesinin işleme konulmamasına karar verdi. Kararda, dosyanın işleme konulmamasına gerekçe olarak uygulamanın, Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmediği öne sürüldü.
Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi kapsamında ‘manevi danışman’ adı altında görevlendirilen imam, vaiz ve din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere ‘değerler eğitimi’ verebilecek.
Cumhuriyet‘ten Mehmet Oflaz’ın haberine göre; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yargıya taşınan ÇEDES protokolü kapsamında il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkında yapılan suç duyurusu dilekçesinin işleme konulmamasına karar verdi.
Kararda, dosyanın işleme konulmamasına gerekçe olarak uygulamanın, Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmediği öne sürüldü.
SUÇ DUYURUSU İŞLEME KONULMADI
ÇEDES protokolünü uygulayan il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunu işleme alan Başsavcılık, dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkındaki dosyanın “işleme konulmamasına” karar verdi.
OKULA İMAM ATANMASI LAİKLİĞE AYKIRI DEĞİLMİŞ
Kararda, dosyanın işleme konulmamasına gerekçe olarak uygulamanın, Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmediği öne sürüldü.
Söz konusu kararda, “Çocuklara ve gençlere milli, manevi ve ahlaki değerlerin benimsetilmesinde destek olmak amacıyla resmi kurum olan milli eğitim müdürlükleri ile müftülüklerin ortak çalışma yürütmesinin başlı başına Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmeyeceği gerçeği dikkate alındığında; il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftülerinin bu süreçte görevlerinin gereklerini aykırı hareket ettiklerine ve ihbar edilen diğer suçları işlediklerine ilişkin iddianın soyut ve genel nitelikte bulunduğu, somut bilgi ve belgeye dayanmadığı anlaşılmıştır” ifadelerine ver yerildi.
