Berat Albayrak’ın istifasıyla medya, yargı ve emniyette örgütlenmişi ‘Pelikan çetesi’ ve bu çetenin yargı ayağını oluşturduğu iddia edilen ‘İstanbul Grubu’ da gündeme geldi. Adalet Bakanı’yla savaşı göze alacak kadar güçlü bu yapının, hakim ve savcıların en çok ‘çekindiği’ klik olduğu iddia ediliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla açıkta kalan ‘Pelikan çetesi’nden sonra yargıda yine bu yapı ile bağlantılı ‘İstanbul Grubu’nun geleceği merak edilmeye başlandı. Albayrak’ın istifası ile Adalet Bakanı Gül’e bile meydan okuyan, İstanbul’daki tüm kritik davalara müdahil oldukları iddia edilen ‘İstanbul Grubu’nun en önemli himayecisinden mahrum kaldığı yorumları yapılıyor. Peki, İstanbul’da adalet saraylarını adeta rehin alan, HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) üzerinde etkili olduğu belirtilen, zaman zaman Adalet Bakanı’yla çatışmayı dahi göze alan ‘İstanbul Grubu’ nedir, kimlerden oluşuyor?
‘İSTANBUL GRUBU’ KİMLERDEN OLUŞUYOR?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarının da yer aldığı İstanbul grubu, bu ildeki bütün kritik davalarda hakim ve savcıları etki almakla itham ediliyor. HSK’daki atamalardan, terfilere ve özellikle İstanbul’daki önemli davalara müdahale ettikleri konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast davasında avukatlığını yapan Mustafa Doğan İnal ise bu etkili ‘avukat’ grubunun başındaki isimlerden biri olarak tarif ediliyor. Erdoğan’ın bir diğer avukatı Ahmet Kürşat Köhle ve İstanbul’daki etkili avukatlarından Ahmet Özel de bu gruptaki isimler arasında. Berat Albayrak’ın da avukatlığını yapan İnal’ın ismi, Abdülhamit Gül’ün istifa etmesi veya görevden el çektirilmesi halinde ‘Adalet Bakanı’ olarak geçiyor. Berat Abayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın kontrolündeki Sabah gazetesi de İstanbul Grubu’na destek olarak Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün uygulamalarını dönem dönem eleştiren yazı ve haberlere yer veriyor.
HSK’DAKİ İSTİFALAR GRUPLA BAĞLANTILI MI?
24 Ekim 2019 tarihinde gazete ve televizyonların Ankara temsilciliklerini hareketlendiren bir gelişme oldu. Adalet Bakanlığı ile İstanbul Grubu arasındaki kavganın uzun zamandır konuşulduğu kulislerde, HSK’daki iki kritik istifanın şoku yaşanıyordu. HSK Teftiş Kurulu Başkanı Yunus Nadi Kolukısa ve Genel Sekreter Fuzuli Aydoğdu istifa etti. Çok kritik koltukları işgal eden Kolukısa ve Aydoğdu, 15 Temmuz’dan sonra binlerce hâkim ve savcının görevlerinden alındığı, yargılandığı ve yerlerinin değiştirildiği süreçte karar alma mekanizmalarında yer alan iki isimdi. Kulislerde istifanın bizzat Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından istendiği kaydedildi. Bakanlık bürokrasine meydan okuyan İstanbul Grubu’nun Kolukısa ve Aydoğdu üzerinden, hakim ve savcıların görevden alınması, yer değiştirme gibi mekanizmalar eliyle ‘müdahale ettikleri’ iddia edildi. İki savcının Gülen cemaatine yönelik soruşturmalarda ‘borsa’ marifetiyle haksız kazanç elde ettikleri de o günlerde kulislere yansımıştı. Sözcü gazetesive Osman Kavala davası da ‘İstanbul Grubu’nun istediği kararları çıkarttığı davalar olarak kamuoyuna yansımıştı.
“İSTANBUL GRUBU/PELİKAN ÇETESİ”Nİ YAZDI, SAVUNMASI İSTENDİ
HSK 1. Dairesi, “HSK, içine sızdığı ve etkin olduğu iddia edilen ‘İstanbul Grubu/Pelikan Çetesi” ile paylaşım yapan hâkim Ali Haydar Yücesoy hakkında soruşturma başlattı ve savunmasını istedi. Yücesoy, söz konusu paylaşımında, “HSK içine sızdığı ve etkin olduğu iddia edilen ‘İstanbul Grubu/Pelikan Çetesi’ gölgesinden arınmadan, yasal soruşturma prosedürü işletmeden atama, v.b tasarruflarda bulunmayı ertelemelidir. O soruşturmayı kimse istemeyecekse ‘bu grubun kurbanları’ olarak biz talep ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Bir hakimin açık ve net bir şekilde ‘İstanbul Grubu/Pelikan Çetesi’ ibaresini kullanarak yargıdaki ‘yapılanmayı’ işaret etmesi, bu alandaki kavganın ilk kez adıyla açık şekilde kamuoyuna da yansımasını sağladı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Berat Albayrak’ın istifasıyla ‘İstanbul Grubu/Pelikan Çetesi’nin ‘himayesi’ iddia edilse de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın avukatlarının içerisinde bulunduğu bu yapının gücünü koruduğu ve özellikle Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün ‘hukukta reform’ söylemlerinin aksine, bu çalışmalara direndiği iddia ediliyor.
