Ünlü ekonomist Timothy Ash: Erdoğan neden erken seçim riskini alsın ki?

Ünlü ekonomist Timothy Ash: "Enflasyonu düşürmek için daha kuvvetli bir mali sıkılaştırma dönemine ihtiyaç var. Bu acı verici olacak. 4 yıl sonra yapılacak seçimlerde, eğer enflasyonu yenerlerse, yeniden seçilme şansları olabilir. Erdoğan neden erken seçim riskini alsın?"

KRONOS 22 Nisan 2024 GÜNDEM

Ünlü ekonomist Timothy Ash, yerel seçim sonrası Türkiye ekonomisindeki durumu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’de verdiği mesajları ve olası erken seçim tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksek enflasyon nedeniyle kuvvetli bir mali sıkılaştırma dönemine ihtiyaç olduğunu belirten Timothy Ash, bunun sonuçlarının çok acı verici olacağına dikkat çekti.

Bu koşullarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim istemeyeceğini ifade eden Ash, “4 yıl sonra yapılacak bir sonraki seçimlerde, eğer enflasyonu yenerlerse, yeniden seçilme şansları olabilir. Yani mantık onlara erken seçimsiz bir dönem dayatıyor. Sonuçta Erdoğan hâlâ Türkiye’deki baskın siyasi oyuncu. Halen parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduruyor. Olası bir anayasal değişikliğin konuşulduğunu biliyorum. Bunu istiyor olabilir Erdoğan ama yine de neden erken seçim istesin ki? Neden erken seçim riskini alsın?” dedi.

Timothy Ash, T24’ten gazeteci Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı. Ash’e yöneltilen sorular ve verilen yanıtlardan öne çıkanlar şöyle:

“Doğrudan yabancı yatırımcı Erdoğan hükümetinin makro politikalarına ne zaman tam bir güven içinde olabilir?

Geçtiğimiz mayıs ayındaki seçimlerden sonra politikada değişiklik olmasının sebebi, o alışık olmadığımız politikada ısrarın Türkiye’de 2001’dekine benzer bir sistemik kriz riskini doğuracağının açık olmasıydı. Bankacılık krizi, döviz kuru krizi ve devletin borç krizi…

Şimşek ve Merkez Bankası ekibinin uygulamaya koyduğu politikalarla bu ihtimalin azaldığını düşünüyorum. Ama uluslararası yatırımcıların hala politika değişikliği konusunda temkinli davrandıklarını düşünüyorum. Sonuçta herkes Naci Ağbal ile diğer eski Merkez Bankası başkanlarının Ortodoks politikaya dönmek istedikleri için başına neler geldiğini hatırlıyor. O yüzden de uluslararası yatırımcılar çok temkinli. Bugün Mehmet Şimşek ve ekibine daha çok güven var ama yine de temkinliler.

Öte yandan Türkiye’nin döviz borç piyasaları toparlanıyor. Çeşitli Türk kuruluşları uluslararası sermaye piyasalarından nispeten ucuza borçlanabildi. Bu cesaret verici. Ama yabancı kurumsal yatırımcılar, henüz yerel hisse senedi piyasasına ve Türk Lira’sına çok fazla para yatırmadılar. Döviz kurunun görünümü konusunda hâlâ tedirginler. Belli ki yerel seçimler öncesinde döviz kuru üzerinde çok fazla baskı vardı. 2023 seçimlerinden sonra olduğu gibi maksimum devalüasyon olabileceğine ilişkin çok fazla söylenti vardı. Ancak bu çok düşük bir ihtimaldi. Bence Merkez Bankası’ndan gelen mesaj, onların bunu istemedikleri yönünde. Döviz kurunda da bir miktar istikrar görürsek, yabancı kurumsal yatırımcıların Türkiye’ye geri döndüğünü göreceğimizi, bunun döviz kurunun sabitlenmesine ve enflasyonun düşürülme sürecine yardımcı olacağını düşünüyorum.

Özetlersem, yani makro politikanın doğru yönde ilerlediğini, piyasaların nispeten iyi tepki verdiğini ve yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmakla ilgilendiklerini düşünüyorum.

‘ENFLASYONU YENERLERSE YENİDEN SEÇİLME ŞANSLARI OLABİLİR’

Hükümet ‘4 yıl seçim yok’ dese de Türkiye’deki pek çok yorumcu bu ihtimali, yani bir erken seçimi, zorlayacak koşulların ortaya çıkabileceğini düşünüyor. Uluslararası piyasada Türkiye’de bir erken seçim olup olmayacağına dönük bir tartışma var mı? Böyle bir dedikodu mu var ki Şimşek devamlı “Seçim yok” diyor?

Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunların, özellikle de yüksek enflasyonun tek çözümü yavaş büyüme ve sıkı politikadır. Bu da zor politikadır, sevilmeyen bir politika dönemidir. AKP hükümeti bu politikaya devam edecek gibi gözüküyor. Mesela önümüzdeki iki yıl içinde seçim olacağını düşünseler belki bu politikaya devam etmezlerdi. Çünkü bu sancılı bir süreç. Bana göre iktidar partisi bu sancılı süreci seçimsiz atlatıp seçim dönemine daha az sorunla gitme politikası izleyecek. Çünkü böyle yaparlarsa kazanma şanslarının olduğunu düşünüyorlar.

Şu anda AKP kamuoyu yoklamalarında geride. Belli ki bu yerel seçim yenilgisinden kaynaklanıyor. Hal böyleyken ve enflasyon bu kadar yüksekken erken seçime gitmek elbette onlar açısından mantıksız. Enflasyonu düşürmek için daha kuvvetli bir mali sıkılaştırma dönemine ihtiyaç var. Bu acı verici olacak. Dolayısıyla iktidar partisinin kısa vadede daha da sevilmeyen bir dönem geçireceğini düşünüyorum. Ancak 4 yıl sonra yapılacak bir sonraki seçimlerde, eğer enflasyonu yenerlerse, yeniden seçilme şansları olabilir. Yani mantık onlara erken seçimsiz bir dönem dayatıyor.

Zaten AKP ister diye değil, ‘Mecbur kalabilir’ diye bu tartışma yapılıyor Türkiye içerisinde. Ama sizin söylediklerinizden anladığım kadarıyla uluslararası piyasalarda bu tür bir tartışma yok şu an için.

Muhalefetin yerel seçimlerde çok iyi bir performans sergilediği için çok mutlu olduğunu biliyorum. Ama yerel seçimlere bakarak 2028’te olacak genel seçimin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek güç. O seçimi etkileyecek çok fazla denklem ve o zamana kadar yanıtlanması gereken çok soru var. Biliyorsunuz, Türk halkı 2023’te çok sıra dışı bir şey yaparak Erdoğan’ı seçti ve herkesi şaşırttı. 10 ay sonra ise tam tersini yaparak yine şaşırttı. Dolayısıyla bugünden bakarak Erdoğan’ın işinin bittiğini ve durumu tersine çevirip yeniden seçim kazanamayacağını söylemek bence mümkün değil.

2015’i hatırlayalım. Haziran ve kasım aylarındaki iki seçim arasında çok şey değişti. 31 Mart nihayetinde bir yerel seçimdi, ulusal meselelerle ya da uluslararası meselelerle ya da güvenlikle ilgili değildi. Halk, Erdoğan’a yüksek enflasyondan memnun olmadığı mesajını da vermek istedi. Bir de muhalefetin kazandığı yerlerde iyi adaylar göstermiş olmasının da etkisi var elbette. Ama tüm bunların kaçınılmaz olarak erken bir genel seçim anlamına geleceğini öne sürmenin çok zor olduğunu düşünüyorum.

Sonuçta Erdoğan hâlâ Türkiye’deki baskın siyasi oyuncu. Halen parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduruyor. Olası bir anayasal değişikliğin konuşulduğunu biliyorum. Bunu istiyor olabilir Erdoğan ama yine de neden erken seçim istesin ki? Neden erken seçim riskini alsın?

‘KILIÇDAROĞLU DOĞRU ADAY DEĞİLDİ, YÜKSEK SESLE SÖYLEDİM’

2023 seçimlerinde muhalefetin adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu ile İngiltere’ye yaptığı ziyaret sırasında yatırımcılarla yaptığı bir toplantıda görüşmüştünüz. Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesinin ardından Kemal Bey’den hiç etkilenmediğinizi açıkladınız. O dönemki sosyal medya paylaşımlarınızdan hatırlatma yapmak istiyorum; “Sorulara verdiği yanıtların zayıf ve boş olduğunu gördüm. Bir seçim yarışında Erdoğan’ın dengi olmadığını anladım.” İkinci kez İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki izleniminiz nedir? Kendisiyle tanışma fırsatınız oldu mu? Geçen yıl Erdoğan’a karşı aday olsaydı seçim sonuçlarının farklı olabileceğini düşünen ciddi bir kitle var. Şimdiden 2028’de Erdoğan’a karşı potansiyel aday olarak konuşulmaya başlandı. Uluslararası toplum da benzer sinyaller alıyor mu?

Evet Kılıçdaroğlu’yla seçimden hemen önce görüşmüştüm ve kendisi hakkındaki kanaatimi de hatırlattığınız gibi yüksek sesle dile getirdim. Açıkçası Kılıçdaroğlu beni bir siyasetçi olarak pek etkilemedi. Sanırım geçen yılki genel seçimlerden pek çok insanın çıkardığı sonuçlardan biri de Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a karşı doğru aday olmadığıydı. Muhalefet içinde bile ezici çoğunluk bugün bunu düşünüyor, haklısınız.

Liderler önemlidir. İmamoğlu farklı bir karakter. İstanbul seçimlerinde çok başarılıydı. Yavaş da Ankara’da olağanüstü bir performans ortaya koydu. Ama neredeyse 25 yıldır Türkiye’yi takip eden birisi olarak şunu öğrendim; Erdoğan’ı hiçbir zaman hafife almamak lazım. Onu sevseniz de nefret etseniz de o olağanüstü bir politikacı. Buna hiç şüphe yok. Hayatta kalma becerileri oldukça muazzam.

Kuşkusuz eğer 2028’de bir Erdoğan-İmamoğlu rekabeti göreceksek bu çok ilginç olacak.

Hiç şüphe yok ki Erdoğan bir sonraki seçimde başa çıkabileceği en iyi adayla karşı karşıya geldiğinden emin olmak için pek çok farklı oyun oynayacak. Bakalım bu sırada muhalefetin içinde neler olacak. Etrafında birleşebilecekleri bir aday üzerinde anlaşabilecekler mi? Yavaş ile İmamoğlu arasında kavga çıkacak mı? Yani bir sonraki seçime kadar yapılacak çok şey var. Pek çok şey ekonominin durumuna da bağlı, Türkiye’deki güvenlik durumuna da bağlı.

Kuşkusuz Erdoğan, İmamoğlu’nu daha büyük bir tehdit olarak görülüyor. Ama bu 4 yıl içinde pek çok şey olabilir.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com