Erdoğan’ın sırdaşı: İsrail’le ticareti savunan Nihat Zeybekçi kimdir?

Uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu aslında. Ta ki, önceki gün İsrail'le ticaretle ilgili yaptığı skandal açıklamaya kadar. Aylardır 'İsrail'le ticaret yok' diyen ardından 'Var ama kısıtlı' diye kıvırmaya çalışan kendi camiasında bile topa tutuluyor şimdi.

FİKRİ DOĞAN 22 Nisan 2024 PORTRE

İsmail Kara’nın ‘Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi’ kitabını okuduğumda sanırım 20’li yaşların başındaydım. Kitap manyağı bir abim vardı ve evi küçük bir kütüphaneye çevirmişti. İsmail Hoca, Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren milliyetçilik, Türkçülük akımlarının memleketi kasıp kavurduğu günlerde ortaya çıkan İslamcılık düşüncesini ve İslamcılık düşüncesini omuzlayan sanırım 16 kişiyi yazmıştı. Sonra kitabının 2 ve 3.’sü de çıktı ama bana onları okumak nasip olmadı.

Kara, 2017’de yabancı bir gazeteye verdiği röportajda ‘İslamcılık’ düşüncesiyle ilgili yaşadığı hayal kırıklığını da anlatıyordu hatırladığım kadarıyla. İsmail Hocam, üzmeyin kendinizi; aradan geçen bu kadar zamandan sonra biz toplum olarak hepimiz sükut-u hayale uğramış durumdayız. Hele AKP iktidarıyla geçen 22 yıldan sonra etimizle kemiğimizle tiksindik ‘Siyasal İslamcılar’dan. (İstisnalar hariç)

Reza Zarrab’

17 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmasında tutuklandıktan iki ay sonra tahliye edilen Reza Zarrab (soldan 2’nci), İhracat Ödülü’nü dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden almıştı.

İSLAMCI DENİNCE NE GELİYOR AKLINIZA?

Nasıl hayal kırıklığı yaşamayalım a dostlar. Bugün itibariyle ‘İslamcı’ denilince ne geliyor aklınıza? Yalan onlarda, takiyye onlarda, iftira onlarda, güce tapınma onlarda, riya onlarda, kazanmak için her türlü pisliğe başvurma onlarda, hile onlarda, hurda onlarda…

Buraya nereden geldik? Hah tamam. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi Politikaları Başkanı Nihat Zeybekci, önceki gün gündemi sarsan bir açıklama yaptı ya. Hani Gazze’de soykırım yapan İsrail’le ticaretin artarak devam etmesinin ortaya çıkmasından sonra (Metin Cihan’a bir tebrik daha) sorulan bir soruya Nihat Zeybekci tam olarak, “İsrail’de çok önemli bağlantıları olan arkadaşlarımız da var. Yani, eyvallah, İsrail’in Filistin’de, Gazze’de müslümanlara yaptığı soykırımı, katliamı, bebek katliamını, nefretle, şiddetle kınıyoruz, eyvallah, buna diyecek hiçbir şey yok ama diğer taraftan da ticaretin hiç kimseye zarar vermeyen bölümleriyle ilgili de.. çünkü bizim İsrail serbest ticaret anlaşmamızın olduğu bir ülke, yani 6 satıp 1 aldığımız bir ülke. O anlamda, daha hassas olmamız gerektiğine inanıyorum. Bununla ilgili de arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Ekonomi koordinasyonuyla, ilgili bakanlarımızla, bunu gündeme alıp biraz daha hassas bir ayardan geçmesi gerektiğine, ben şahsi olarak inanıyorum.” dedi ya.

Bu yazıyı, Zeybekci’nin tarihe geçen bu cevabından sonra yazmak farz oldu. Ben Zeybekci özelinde yazayım. Siz memleketi 22 senede yaşanmaz hale getiren bütün ‘Siyasal İslamcıları’ gözünüzün önüne getirin Allah aşkına.

Kürtler’in biz atasözü vardır. Çoğunuz bilirsiniz. Şuraya tam Kürtçesi’ni de yazayım da şanım yürüsün: ‘Bi gur re dikujin, bi şivan re dixwin, bi xwedî re digirîn’ yani ‘Kurtla öldürür, çobanla yer, sahibiyle ağlaşır.’ İslamcıları anlatan bundan daha iyi bir darb-ı mesel bulamazsınız.

Bugünün konuğu da ‘Siyasal İslamcı’ terimini hakkıyla temsil eden Nihat Zeybekci olsun deyip başlayalım ‘Yırtık Donlu’ bakanımız kimmiş, neymiş…

Nihat Zeybekci, Denizli’nin Tavas İlçesi Baharlar Beldesinde 1961 yılında dünyaya geldi. Çiftçilikle uğraşan beş çocuklu Fatma ve Şükrü Zeybekci çiftinin en küçük çocuğu olan Zeybekci, ekonomik durumları kötü olduğu için 7 yaşında tütün tarlalarında çalışmaya başladı. Zeybekci o yılları şöyle anlattıyordu verdiği bir röportajda:

“7 yaşından itibaren tütün tarlasında amelelik dâhil her şeyi yaptım. Su dağıtır, getir-götür işlerine bakardım. Anamız babamız, herkes gibi çocuğuna en iyi şekilde bakmak isterdi ama çaresizlik işte. Tütünün şişe geçirilerek dizilmesi vardır. Parmağınıza her şiş girdiğinde bağırırsınız. Her girdiğinde, ’Okulun en iyisi ben olacağım’ diye bağırdığımı hatırlarım. Okumak zorunda olduğumu biliyordum.”

AİLEDE BİR TEK O OKUDU

Ailenin diğer çocukları ‘parasızlık’ yüzünden ilkokuldan sonra okuyamamıştı. Sıra Nihat’a geldiğinde de babası Şükrü bey, ‘Oğlum durumumuz yok, okutamayız seni’ dedi. Peki devamında ne oldu? Gerisini Nihat Zeybekci’nin kendi ağzından dinleyelim, ‘Rafettin Hoca diye bir öğretmenimiz vardı. Babama sürekli olarak beni okutmasını tenbihliyordu. Babam beni okula gönderemeyeceğini söyleyince Rafettin Hoca’ya gittim. O da babamın yanına gelip, ‘Şükrü amca Nihat’ı parasız yatılıya gönderelim. Mutlaka okusun’ dedi. Babam bunun üzerine üzerindeki eski gömleği gösterip, ‘Söz hocam. Aha şunu satıp okutacağım’ dedi’

YATILI İMAM HATİP BİTİRDİ

Rafettin Hocanın gayretiyle okutulmaya karar verilen Nihat Zeybekci, önce Tavas’taki ortaokula ardındanda Kütahya İmam-Hatip Yatılı Bölge Okulu’na gönderildi. Üniversite sınavında da başarılı olan Nihat, İstanbul Üniversitesi’nde işletme okumaya hak kazandı. Tütün çiftçisi Şükrü Zeybekci’nin hayatını değiştirecek gelişmeler de İstanbul’da yaşandı. Gençliğinde hızlı bir ülkücü olan Nihat, Necip Fazıl Kıskürek’in sohbetlerine katılmaya başladı. İşte bu sohbetlerden birinde de şimdinin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la tanıştı. Rençber Şükrü ile gemici Ahmet’in oğulları taa o dönemde iyi bir arkadaş oldular. Şimdi burada biraz duralım. Zeybekci’nin biyografisinde, üniversiteden sonra İngiltere’de South London College’de yüksek lisans yaptığı yazdı uzun süre. Sonra bir haberde Zeybekci’nin orada yüksek lisans yapmadığı ortaya çıkınca, biyografi ‘Yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi’nde yaptı’ diye değiştirildi.

Üniversiteden sonra ilk iş deneyimini Demirören Grubu’nda yaşayan Zeybekci, burada tutunamayınca memleketine döndü. Zeybekci, Denizli’de Küçüker Tekstil’de ihracat müdürlüğü yaparken 1994 yılında kendi işinin başına geçti ve Turkuaz Tekstil’i kurdu.

AZ ZAMANDA ÇOK İŞLER YAPTI!

Bu Turkuvaz Tekstil olayının hikayesi de bambaşka muhterem okuyucu. Buyurun devam edelim. Turkuvaz Tekstil, AKP 2002 yılında kurulana kadar orta ölçekli bir tekstil firması olarak gözüküyor. AKP kurulduktan sonra, 2004 yerel seçimleri gelip çattı ve Erdoğan’ın aklına Denizli için eski dostu Nihat Zeybekci’nin adı düştü. Zeybekci, belediye başkanlığı teklifini kabul etti ve seçimi de yüzde 51’le kazanarak Denizli Belediye Başkanı oldu. Şükrü emminin yırtık donlu Nihat’ın milyarder Nihat’a dönüşme hikayesi de bu seçimle başladı. Nihat Zeybekci belediye başkanı olanca Turkuvaz Tekstil’in başına eşi Ayşen hanım geçti. İşleri birden açılan Ayşen hanım, kısa süre sonra Turkar Tekstil Sanayi Ve Ticaret AŞ’yi kurdu. Denizli’nin onlarca yıllık dev tekstil firmalarının bir anda önüne geçen Turkar Tekstil de Zeybekci ailesini kesmemiş olacak ki, Ayşen Hanım Aktur Muayene İstayonları’nı kurdu. Ege bölgesindeki milyonlarca araç, Bayan Zeybekçi’nin şirketinde muayeneden geçiyordu. Bunları Naturak Gayrimenkul Geliştirme AŞ. ve Dempa AŞ takip etti. İşler iyice büyüyünce de kaçınılmaz olarak ortaya Zeybekçi Holding çıkıverdi.

‘BİZ ONLARA ÇÜŞ DEMEK İÇİN GERİCİYİZ’

Zeybekci, daha belediye başkanıyken, bugünlerin sinyalini verdiyordu aslında. Netice de Zeybekci ailesinin en zeki ve okumuş çocuğuydu. Bakanlık yaptığı 8 yılda Denizli’yi şantiyeye çevirmişti. Halk bitmeyen inşaatlardan şikayetçiydi ama para da inşaatta dönüyordu. Zeybekci, başkan olduğu dönemde Denizli’ye onlarca alt geçit yaptırdı. Her konuşmasında da yeni alt geçitlerden bahsediyordu. Hatta o dönemde gereksiz yere alt geçit yaptırdığı gerekçesiyle yerel basınla bir gerilim bile yaşamıştı. Ama Zeybekci, koskoca belediye başkanıydı. Dediği elbet olacaktı. AKP Kadın Kolları’nın bir toplantısında muhalefete şöyle sesleniyordu Zeybekçi, “Bize hırsız diyemezler, bize namussuz diyemezler, bize emanete hıyanet ettiniz, emanete hıyanet ettirdiniz diyemezler. Bize çalışmadınız, beceriksizsiniz diyemezler. Bize dedikleri şey bellidir. Onu da zaten duyuyorsunuz. Ancak onu diyebilirler ama üstadın dediği gibi. Bize gerici demişler olsun be, biz onlara çüş demek için gerideyiz” diye konuştu.

HAKAN ŞÜKÜR’Ü DANIŞMAN YAPMAK İSTEDİ

2004’ün ardından 2009’da da Denizli Belediye Başkanı seçilen Zeybekci, Erdoğan’a en yakın isimlerden biriydi ve artık Denizli ona dar geliyordu. Zeybekci ve Erdoğan o kadar yakın ki Erdoğan, Denizli’ye ne zaman gelse Zeybekci’nin evinde kalıyordu. Bu samimi ortamın birinde Zeybekci, Erdoğan’a vekil olma isteğini iletti. İstek tabii ki olumlu cevaplandı. Zeybekci, 2011 seçimlerinde Denizli birinci sıra adayı olarak Meclis’e gitti. Bakın yeri gelmişken yazayım. Zeybekci’nin Meclis’e gittikten sonra ilk icraatlarından birisi Hakan Şükür’ü Denizlispor’a danışman yapmak istemesiydi. Uzun süre medyada yer alan bu istek Hakan Şükür mü kabul etmedi, başka bir engel mi çıktı bilinmez, olmadı.

TL DEĞER KAYBETMİYOR DOLAR ARTIYOR

Vekil olduktan sonra MKYK üyesi yapılan Zeybekci’nin ilk 2 yılı ‘alışma’ dönemi olarak geçti. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası Erdoğan’ın ‘yabancılara’ güveni kalmayınca da ‘aileden’ biri olarak ekonomiden sorumlu bakan olarak atandı. Zeybekci, ekonomi bakanıydı ama bu ekonomi aile ekonomisi yönetmeye pek benzemiyordu. Doların 2 liranın biraz üzerinde olduğu günlerdi ama her geçen gün yükselmekteydi. Zeybekci ise medyanın karşısına geçip, ‘Doların yükselmesi bir anlam ifade etmez’, ‘Merak etmeyin haftaya düzeltiriz’, ‘Arkadaşlar TL’nin değeri düşmüyor, doların değeri artıyor’ falan diyerek durumu idare ediyordu aklınca.

Bunlar daha ne ki! 2013’te 8 işçinin hayatını kaybettiği bir iş kazasının ardından, ‘İş kazaları medeniyet göstergesidir’ bile demişliği vardı kendisinin. Hele 2015’te yaptığı bir açıklama var ki, Zeybekci’nin aile ekonomisini büyütürken ülke ekonomisini nasıl bitirdiğinin resmi geçit töreni tek başına. Zeybekci, bir basın toplantısında, ‘Türkiye’nin ekonomisi 28 Avrupa Birliği üyesi ülkenin ekonomilerinden daha güçlü. Bunu biz söylemiyoruz, onlar söylüyor. Şundan emin olun, bu sözümü bilerek ve altını çizerek söylüyorum. Biz istesek dahi Türkiye’de ekonomik kriz çıkaramayız, o kadar sağlam. Allah başbakanımızdan, bakanlarımızdan razı olsun, sağlam hale getirmişler.” diyordu kameralara bakarak. Ekonomi geriye gidiyordu her geçen gün ama o, ‘Denizlili yırtık donlu Nihat Bakan oldu’ twetleri atarak kendi piarını yaptırmanın derdindeydi.

REZA’YA YILIN İŞ ADAMI ÖDÜLÜ

Zeybekçi’nin vukuatları bunlarla da bitmiyor tabii ki. 17-25 Yolsuzluk operasyonlarının baş aktörü İranlı Reza Zarrab’ı biliyorsunuz değil mi? Hani şu ‘O…puyla memurun rüşvetini peşin veren’ Reza. Hah işte. Zeybekci’nin o Reza’ya ‘Yılın İşadamı Ödülü’ vermek de var. Ödülü elleriyle Reza’ya verdikten sonra ‘Vicdanen rahatsız olmadım’ diyen Zeybekci, 2017’de ABD’den Türkiye’ye yaptırım sinyalleri geldiği günlerde Zarrab’la ilgili bir soruya, ‘Canı cehenneme’ diye cevap verdiyordu.

17-25’TE GALİP(!) OLANI SEÇTİ

Aslında girmeyecektim ama hadi yine dayanamadım. Zeybekci, 17-25 Aralık’a kadar Denizli’de Gülen cemaatine en yakın isimlerden bir olarak biliniyor. Öyleki neredeyse her organizasyona katılıp etkinliklere sponsor bile oluyor. Hatta bir dayısı, cadı avında içeriye de atılıyor. Sonra gün geliyor 17-25 Aralık oluyor. Zeybekci bütün ‘Siyasal İslamcılar’ gibi önce ortadan açıklamalar yapıyor. Bakıyor ki hükümet baskın çıkıyor. Dümeni hemen iktidardan yana kırıyor. Sonra 15 Temmuz yaşanıyor. Zeybekci şov da burada başlıyor. 15 Temmuz’dan kısa süre sonra Zeybekci, efensinini memnun etmek için kameraların önüne atlıyor. ”Bunlara öyle bir ceza vereceğiz ki, ‘keşke geberip, gitseydik’ diyecekler’ diyor Gülen cemaati mensupları için. Hızını alamıyor, ‘insan yüzü görmeyecek, insan sesi duymayacaklar. Bunların arkalarında ne var, kim tarafından beslendi, kim tarafından gönderildi ve kurgulandı, hepsini biliyoruz.” diyor paşam.

15 TEMMUZ KAHRAMANI ZEYBEKÇİ!

Bitiyor mu bitmiyor tabii. Bir başka seferde de hızını alamıyor. ”O gün sizin kardeşiniz meclise girerken üzerine yağmur gibi kurşun yağdı. Meclise o bombalar yağarken oradaydım. Dedim ki ”Canlı teslim olmayacam. Bu hainler buraya, meclis salonuna girerlerse beni canlı alamayacaklar’ dedim. Ve o gün hazırlıklı da gitmiştik. Yanımızda ruhsatlı silahımızda vardı. Üç tanede şarjörüyle beraber. Bunları konuşmayacaktım ama ilk defa burada konuşuyorum. Bilmesi lazım bu milletin. Bekliyordum orada. Arkadaşlarımız sığınaklara giderken. Bizim Bursa milletvekilimiz vardı engelli kardeşimiz. Onu merdivenlerden çıkarırken ”Abi sen gelmiyor musun?” dedi. Ben burada bekleyecem dedim. Bizi canlı almayacaklar. Onlar bizi alıncaya kadar bunların hesabını onlardan soracağım. Onlardan bunun hesabını soruncaya kadar. Onlardan birkaçını gebertinceye kadar…”

İnsanın gözleri doluyor değil mi? ‘Ne kahraman bir yürek, nasıl bir iman’ diyor insan. Yok yok. Bu açıklamadan bir sürer sonra Zeybekci’nin 15 Temmuz’daki kara gecede korumalarıyla birlikte Meclis otoparkında tabana kuvvet kaçarken görüntüleri düşüyor piyasaya. Bir ‘Siyasal İslamcı’nın foyası çabucak çıkıveriyor ortaya.

KUTSAL DAVAMIZ TİCARET!

Şimdi yazının girişine, bu yazıya de sebep olan Zeybekci’nin İsrail’le ticareti savunan açıklamalarını yazdım ya. Biliyorum bazılarınız ‘Siyasal İslamcı’larla ilgili sözlerimi ağır buldu. Ama vallahi az bile yazıyorum. Bakın mesela dün ‘Para’ için Gazze’yi satıp İsraille ticareti savunan Zeybekci, 2017’de neler dedi?. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, 2017’de referandum yaptı ve ‘Bağımsızlık’ isteyenlerin oranı yüzde 93 çıktı. Ardından Erdoğan da dahil herkes Barzani yönetimine tepki gösterirken, Zeybekci, ”Ekonomik ambargo tehlikeli bir söylem. Ambargo koyduğunuzda satışlarınız duruyor. Diyebilirsiniz ki, ‘Musul-Kerkük kutsal davamız, sen hala ticaret’ diyorsun. Ama benim işim ticaret. 8-9 milyar dolarlık bir ticaretten, Türkiye’nin menfaatinden bahsediyoruz.” dedi. Sonradan ‘Yanlış anlaşıldım’ falan diye durumu kurtarma çabaları da sonuçsuz kaldı üstelik.

İZMİR’DE HARCANMAYA GÖNDERİLDİ

Ekonomi yönetimindeki kötü yönetimi sonrası koltuğu Berat Albayrak’a kaptıran Nihat Zeybekci, Erdoğan’dan o dönemde çizik yemişti daha. Siyaseti azıcık bilenler bilir ki, Erdoğan harcayacağı ismi kazanamayacağı yerden aday gösterir. Bunun en bariz örneği Binali Yıldırım’dır. Önce İzmir’den ardından İstanbul’dan belediye başkanı adayı yapılan Yıldırım, iki seçimde de hezimete uğrayarak tarih sahnesinden silindi. (Gerçi şimdilerde yurt dışında olduğu iddia edilen paralarını kurtarma telaşında rahatsız etmeyelim.) 2019 seçimleri gelip çattığında Zeybekci, AKP’nin İzmir adayı olarak açıklandı. Zeybekci, ‘Efendisi’nin gözüne yeniden girmek için kendini paraladı İzmir adayıyken. Denizli’de kapatmadığı bar-meyhane kalmayan Zeybekci, İzmir’in şarabını ünlü yapacağını da söyledi. ”şarap üretimi bir ticarettir, bir ekonomidir. Sonuçta diyanet işleri başkanı değilim, müftü değilim. orası beni ilgilendirmez.” de dedi. Hatta ‘Atatürk hayranı olduğunu bile açıkladı. ‘Gavur İzmir’ seçmedi tabii ki kendisini.

KONU İSRAİL’LE TİCARET OLUNCA KENDİNİ ÖNE ATTI

Uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu Zeybekci’nin aslında. Ta ki, önceki gün İsrail’le ticaretle ilgili yaptığı skandal açıklamaya kadar. Zeybekci, aylardır ‘İsrail’le ticaret yok’ diyen ardından ‘Var ama kısıtlı’ diye kıvırmaya çalışan kendi camiasında bile topa tutuluyor şimdi. En son Yeni Şafak yazarı, İsmail Kılıçarslan bile dayanamayıp, ‘”Gazze süreci boyunca bundan daha gerzekçe, bundan daha gerizekalıca bir açıklama duymadım. ‘Eyvallah’ diyor yahu soykırım için. Yuh artık. Yazıklar olsun” yazdı. Zeybekci de Kılıçarslan’a, ‘Muhatabına gerzek dediğin kadar gerzek, Gerizekalı dediğin kadar kadar geri zekalısın. Her neye layık gördüysen sende en az ona layıksın. ‘Aklın ihtişamı, görkemi nezakettir, zerafettir.’ Vesselam.” diye seviyeli bir cevap verdi.

Bana sorarsanız, Zeybekci son gafını yaptı. Erdoğan, zaten üstünü çok önceden çizdiği Zeybekci’yi bu saatten sonra etrafında barındırmaz. Biz onları kendi kavgalarıyla başbaşa bırakalım da benim aklım Zeybekci’nin 2005’te söylediklerinde kaldı. Ne diyordu Zeybekci, ”“Bize hırsız diyemezler, bize namussuz diyemezler, bize emanete hıyanet ettiniz, emanete hıyanet ettirdiniz diyemezler. Bize çalışmadınız, beceriksizsiniz diyemezler…’

Emin misiniz Sayın Zeybekci, diyemez miyiz?

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com