Şanlıurfa’da bir tarlada naylona sarılı insan kafatası ve kemikler bulundu

1994'te haber için gittiği Siverek'te 'kaybedilen' Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu'nun ailesi, geçtiğimiz günlerde Hilvan'da bulunan insan kemikleri için umutlandı. Yıllardır kardeşinin akıbetini soran ağabey Cemal Babaoğlu, "Annemin gözü 25 yıl hep kapıdaydı” dedi.

KRONOS 29 Temmuz 2022 GÜNDEM

Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesinde iş makineleriyle tarlada çalışma yapılırken naylona sarılı insan kafatası ve kemikleri bulundu. 90’lı yıllarda yakınları faili meçhul cinayetlere kurban giden aileler umutlanarak savcılığa başvurdu.

Hilvan’da insan kemiklerinin bulunduğu arazi ve köyün, 90’lı yıllarda JİTEM tarafından işkence, alıkoyma ve kaybetme merkezi olarak kullanıldığı belirtiliyor.

KİMLİKLERİ HENÜZ TESPİT EDİLEMEDİ

Hilvan’a bağlı Tutumlu Mahallesi’nde 23 Temmuz günü iş makineleriyle tarladaki taşlar temizlenirken naylona sarılı insana ait olduğu değerlendirilen kafatası ve kemikler bulundu. İhbar üzerine bölgeye giden ekipler, önlem alıp, alanda bir süre kazı yaptı. Kazılarda başka bir bulguya ulaşılamayınca, bulunan kafatası ve kemikler, kimlik tespiti için Adli Tıp Kurumu’nun morguna gönderildi.

5 AİLE DNA ÖRNEĞİ VERDİ 

Yaşanan bu gelişme 1993 ve 1994 yıllarında ortadan kaybolan ve faili meçhul cinayete kurban gittiği düşünülen kişilerin ailelerini harekete geçirdi. O dönem kent merkezi ile Siverek ve Hilvan’da kaybolan Ahmet Kalpar, Hüseyin Taşkaya, Şefik Geçgel, Faik Kevci ve Nazım Babaoğlu’nun aileleri, DNA testi yapılması için Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ailelerden alınan DNA örneklerinin, bulunan kemikler ile karşılaştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği belirtildi.

’25 YIL ANNEMİN GÖZÜ KAPIDAYDI’ 

Birgün gazetesinden Kayhan Ayhan’a konuşan kayıp yakınlarından Cemal Babaoğlu, “Benim annem 80 yaşında vefat etti. Son 25 yıl boyunca hep gözü kapıdaydı. Her kapı çaldığında ‘oğlum mu geldi’ diyordu” açıklamasını yaptı.

Babaoğlu’nun kardeşi Nazım Babaoğlu, 12 Mart 1994’te haber için gittiği Siverek’te ‘kaybolmuş’, bir daha da haber alınamamıştı. Özgür Gündem gazetesi çalışanı olan Babaoğlu’nun ailesi yıllardır ‘en azından kemiklerini’ talep ediyordu.

HER TOPLU MEZAR BİR ‘UMUT’

Urfa ve çevresinde ne zaman böyle bir toplu mezar çıksa ‘acaba kardeşimiz burada mı’ diye savcılığa başvurduklarını kaydeden abi Babaoğlu, “Daha önce Siverek’te Ayvanat mesire alanında 300’ün üzerinde toplu bir mezar çıkmıştı. 2010 yılında imara açılınca 2012 yılında kazmalar vurulmaya başlandı. Temel kazısında toplu mezar ortaya çıktı. Savcı, ‘burası geçmişte mezarlık olmalı’ dedi, belediyeye yazı yazdı. Belediye ‘kayıtlarımızda buranın mezarlık olabileceğine dair envantere ulaşılamamıştır’ dedi. Adli Tıp’a gitti kemikler ama Adli Tıp şaibeli karar verdi. Orada olayı kapattılar. Hilvan’a bağlı Tutumlu köyünde de 3 cesede ait kemikler ortaya çıktı. Savcılığa intikal edene kadar 10 gün geçti. Şu an Adli Tıp’a gidecek” diye konuştu.

SORGULAMA MERKEZİYDİ

Daha önce bu köyün Siverek’e bağlı olduğunu belirten Babaoğlu, “Bir vatandaşın köyüydü. Korucular el koymuştu. Orası bir sorgulama merkeziydi. Başlarında Mehmet Kıraç adında bir astsubay vardı. Bir de kıdemli Üst Teğmen Ahmet Şentürk vardı. Ahmet Şentürk Balyoz Davası’nda yargılandı. 2 gün tutuklu kaldı. Tutuklu olduğunda Urfa İHD Şubesi’ne 10 tane aile dilekçe götürdü. Dediler ki ‘kardeşimi gözaltına aldıklarında korucular vardı Şentürk de başlarındaydı. Şentürk, Siverek’te görev yapmıştı, dilekçe verilmesine rağmen asla soruşturma açılmadı. Dilekçeden sonra adeta ödül verildi ve adamı beraat ettirdiler” diye konuştu.

‘EN AZINDAN MEZARI BAŞINDA BİR DUA OKURDU’ 

“Gerçekler inatçıdır” diyen Babaoğlu, “Ne kadar inkar etseler de bu bölgede bir temel kazısı esnasında toplu mezar ortaya çıkıyor. O kadar pervasızca katletmişler ki sağa sola her tarafa gömmüşler. Şimdi zamanla ortaya çıkıyor. Çıkınca biz de umutlanıyoruz. Benim annem 80 yaşında vefat etti. Son 25 yıl boyunca hep gözü kapıdaydı. Her kapı çaldığında ‘oğlum mu geldi diyordu. Yetkilier öldü bu da cenazesi dese umudu kesilir en azından mezar başında bir dua okurdu. Oğlunun bir mezarı olması ona yeterliydi. Siverek kaykamakımı anneme sözlü olarak başsağlığı diledi. ‘Arama, kendini yorma başın sağolsun git evinde otur’ dedi. O zaman cenazemizi verseydiniz” ifadelerini kullandı.

URFA BAROSU: TAKİPÇİSİYİZ

Urfa Barosu Başkanı Mehmet Velat İzol da 90’lı yıllarda bölgede birçok faili meçhul ve insan kaybetme olaylarının yoğun bir şekilde yaşandığını söyleyerek, “Orası Diyarbakır ve Mardin’e de yakın olması sebebiyle o tarihte kaybedilen birilerine ait olma ihtimali yüksektir. Ortaya çıkan toplu mezarlar karanlık bir dönemin olayları. Bazen üstü kapatılmaya çalışılıyor, her ne kadar üzerinden uzun zaman geçse de biz bu olayların takipçisiyiz. Devlet içerisindeki karanlık odaklar bu katliamların üstünü kapatmaya çalışabilir ama bizler İnsan Hakları Derneği ile birlikte bu karanlığı aydınlığa kavuşturmak için çabalıyoruz” ifadelerini kullandı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com