Monet’nin lavanta ve gül kokulu sanal bahçesi

Frankfurt'ta eski bir fabrika binası olan Raumfabrik'te açılan Monets Garten sergisine daha kapıdan girer girmez bir lavanta bahçesinin ferahlığını hissediyor, gül kokularını duyuyorsunuz. Çünkü sanatçının ünlü Japon Köprüsü plastik çim ve çiçeklerden yeniden yapılmış.

SEVİNÇ ÖZARSLAN 05 Şubat 2024 KÜLTÜR

Monets Garten sergisi, Frankfurt'taki Raumfabrik'te 26 Nisan'a kadar açık.

Son yıllarda moda olan bir sergi türü var. Van Gogh, Monet, Frida Kahlo, Salvador Dali, Da Vinci gibi ünlü ressamların eserlerini üç boyutlu projeksiyonlarla duvarlara yansıtan multimedya sanat sergileri, bir akım olarak dünyanın her yerini dolaşıyor.

Bu sergilerin en ünlüsü Van Gogh Alive-(Van Gogh Hayatta), bugüne kadar 99 şehirde, yaklaşık 10 milyon sanatsever tarafından izlendi. İstanbul ve Ankara’da da açılan sergi, 100. şehir olarak 6 Ocak’ta Tokyo‘ya taşındı.

Newyork ve Viyana’dan sonra, Berlin, Hamburg, Stuttgart ve 19 Ocak’ta Frankfurt’ta açılan Monets Garten (Monet’nin Bahçesi), bu yıl içinde daha birçok Avrupa şehrini dolaşacak. 2022’de tasarlanan Monet sergisi, 2022 başından beri 1 milyon izleyiciye ulaşmış.

Yine Frida Kahlo’nun dünyasına ışık tutan  “Viva Frida Kahlo (Yaşasın Frida Kahlo)” sergisi Berlin Napolyon Kompleksi içinde 7 Nisan’a kadar devam edecek. 16 Ekim 2023’te Berlin’de açılan Salvador Dali’nin “Sürreal Dali” sergisi ise gördüğü ilgi üzerine 21 Nisan’a kadar uzatıldı. Hepsi farklı yapım şirketleri tarafından hazırlanan bu sergilere büyük bir emek, para ve zaman harcanıyor.

“Multimedya sanat” adı verilen bu sergilerde duvarlara asılı resimler yok. Ünlü tablolar, müzik eşliğinde ışıklı LED ekranlara ya da yere yansıtılıyor. Monet’nin nilüfer göletleri, Japon bahçesi, Van Gogh’un ayçiçek tarlaları, yıldızlı geceleri, çığlığı, Dali’nin eriyen cep saatleri ayağınızın altından ya da elinizden kayıp gidiyor. Beş duyunuzu kullanarak kendinizi sanat eserine kaptırmanızı sağlayan sürükleyici bir deneyim.

Franfkurt’ta eski bir fabrika binası olan Raumfabrik’te açılan Monets Garten sergisine daha kapıdan girer girmez bir lavanta bahçesinin ferahlığını hissediyor, gül kokularını duyuyorsunuz. Çünkü sanatçının ünlü Japon Köprüsü plastik çim ve çiçeklerden yeniden yapılmış.

Her biri Fransız ressam Monet’nin (1840-1926) hayatındaki farklı dönemleri anlatan 76 eserin dijitallerinin yer aldığı serginin en etkileyici kısmı, 26 tablonun metrelerce büyüklükte duvarlara yansıtıldığı alan… Büyükten küçüğe herkes sanki Monet’nin atölyesinin ortasına oturmuş, 45 dakika boyunca yaptığı resimleri, fonda değişen klasik müziklerle birlikte büyülenmiş gibi izliyor, mektuplarından da pasajlar dinliyor.

Sergide ayrıca kendiniz de nilüfer deseni yapıp, hemen o anda serginin bir parçası haline getirebiliyorsunuz ya da sanal bir tuvalin karşısında durup el hareketleriyle ya da fırça darbeleriyle interaktif bir şekilde Monet’nin renkli dünyasına dalabilirsiniz. Sanatçının çalışma biçimini göstermeyi amaçlayan büyüteçli alan da ilgi çekici.

Monet’nin Japon Köprüsü sergi için yeniden yapıldı.

“SÜRÜKLEYİCİ BİR DENEYİM” NE DEMEK?

Bütün sergilerin isimlerinin yanına mutlaka “Sürükleyici Bir Deneyim” ifadesi ekleniyor. “Monets Garten – Ein Immersives Ausstellungserlebnis”, “Dalí Surreal  Das immersive Ausstellungserlebnis” şeklinde. Sürükleyici deneyimde izleyici 3D projeksiyon sistemi sayesinde görüntü ve müziğe kapılarak sanki eserlerin yapılış aşamasını, orijinallerini görüyormuş gibi bir gerçeklik hissesine kapılıyor. Aydınlatma uzmanları tarafından geliştirilen bu yöntem, sanatı en son teknolojiyle buluşturan yeni bir kavram.

SANAT MI, EĞLENCE Mİ?

“Sürükleyici bir deneyim” vaat eden ve giderek tüm dünyada daha çok talep görmeye başlayan bu sergiler, izleyiciler tarafından büyük oranda çok seviliyor ama öte yanda sanat camiasında tartışma yaratmış durumda. “Sanata bir katkısı var mı yok mu, yeni olan ne, bu sanat mı eğlence mi?” gibi sorular üzerinde duruluyor. Kimi, “Monet’nin fırça darbesini görmedikten sonra dev perdedeki yansımasını ne yapayım?” diyor. Tüm bu tartışmalara aslında Monet, yüzyıl önce noktayı koymuş: “Herkes benim sanatımı tartışıyor ve anladığını zannediyor, sanki anlamak gerçekten gerekliymiş gibi. Oysa yapılması gereken tek şey onu sevmektir.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram