‘Soylu’nun elinde Bakan Koca aleyhinde çok ciddi dosyalar var’

İçişleri Bakanı Soylu’nun elinde Sağlık Bakanı Koca aleyhinde 'Sağlık Bakanlığı’nın veri sakladığına dair' çok ciddi dosyalar olduğu ileri sürüldü. Bakan Soylu'nun kardeşinin sağlık sektöründe iş yaptığı iddiaları da var.

KRONOS 30 Haziran 2021 GÜNDEM

Kendini üst düzey bürokrat olarak tanıtan ve kimliğini gizleyen bir isim, “Soylu’nun elinde Bakan Koca aleyhinde çok ciddi dosyalar olduğunu biliyorum. Sağlık Bakanlığı’nın veri sakladığına dair…” diyerek, “Ankara’da siyasetçilerin ticari bağlantıları var. Soylu ile kardeşi medikal sektöründe iş yapıyorlar bu arada anlayacağınız iki taraf arasındaki kavga çok büyük” iddiasında bulundu.

140journos’un Türkiye’de koronavirüs salgınına ilişkin hazırladığı belgeselde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca arasında gerilim olduğuna ilişkin iddialar da yer aldı.

“KOCA ALEYHİNE CİDDİ DOSYALAR OLDUĞUNU BİLİYORUM”

Belgeselde gece yarısı ilan edilen ve krize neden olan sokağa çıkma yasağı görüntüleri eşliğinde ‘bürokrat’ şu iddiaları dile getirdi:

“Aslında bütün bu yaşananların arkasında Bakan Soylu ile Bakan Koca arasındaki büyük bir çekişme yatıyordu. Bu devam eden sürtüşme de Soylu’nun elinde Bakan Koca aleyhinde çok ciddi dosyalar olduğunu biliyorum. Sağlık Bakanlığı’nın veri sakladığına dair… İçişleri Bakanlığı’nın bu verileri alıp hazırlamasının bir anlamı vardı. Sen bir hata yapıyorsun, ben bunu alıp yukarıya da bildiriyorum. Toplumun da gözüne sokuyorum anlamına geliyordu. Tabii bu arada her şey yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Ankara’da siyasetçilerin ticari bağlantıları var. Soylu ile kardeşi medikal sektöründe iş yapıyorlar bu arada anlayacağınız iki taraf arasındaki kavga çok büyük.”

“KAMUOYU DOĞRU AYDINLATILMADI”

Belgeselde ifadelerine yer verilen Pittsburgh Üniversitesi McGowan Enstitüsü’nde Öğretim Görevlisi ve Enstitüsü Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ergin Koçyıldırım ise şöyle konuştu:

“O dönemde o kadar çok zatürre vakalarında artış oluyor ki, normalin üstünde nefes darlığı vakaları, grip bulguları ve bir takım zatürre vakalarıyla karşılaştıklarını görüyoruz. Türkiye’de bununla ilgili Sağlık Bakanı’nın ilk kamuoyuna yaptığı açıklamalar 22 Ocak tarihinde Anadolu Ajansı’nın editör masası programına katılarak başladı. Ama o dönem öyle bir dönem ki, gerek bakanlık olsun, gerek Türk kamuoyu olsun ‘bu hastalık bize gelmez, bizden uzak, nasılsa Çin’de başladı bu’ havasındalar. Oldukça duyarsız bir tavırdalar. Dolayısıyla ‘biz böyle bir virüsün varlığını biliyoruz, fakat yine de bize gelmez’ bakış açısı sebebinden çok da fazla kaale alınmıyor fakat çevre hastanelerden şüpheli numunelerin gönderilmesi başlıyor ve bu şüpheli numuneler Sağlık Bakanlığı’nda çalışılmaya başlayınca bakıyorlar ki bazı testler pozitif çıkıyor.”

“SAĞLIK BAKANI MÜTHİŞ BİR RİSK ALDI”

Konuya ilişkin Türk bürokrat ise, “Ama burada enteresan bir şey oldu. Sağlık Bakanı kendi inisiyatifi ile bu testlerin sonuçlarını negatif olarak değerlendirmeye aldı. Ben Sağlık Bakanı’nın müthiş bir risk aldığını düşünüyorum” açıklaması yaptı.

Dr. Koçyıldırım sözlerine şöyle devam etti:

“Gecenin geç saatlerinde kanlanmış gözleriyle bir takım bilgiler vermeye çalışan bakana bir anda sempati gelişti. Ama bilmiyorlardı ki bakan, adeta bir tüccar gibi bu salgına hazırlanması, ilk hastayı kamuoyuyla paylaşmaması aslında başından beri salgınla ilgili doğruları söylememiş. Dünyanın her yerinde bir hastaya bir tanı koyduğunuz zaman her hastalığın her tanının bir kodu var. Derhal DSÖ bu hastalığın nasıl kodlanacağına dair bir takım raporlar yayınlar ve bu kılavuz Türkiye’nin de içinde olduğu ülkeler tarafından kabul edildi. Fakat Türkiye hiçbir zaman bunu uygulamadı. Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın bu kılavuza uymadığını Dünya Sağlık Örgütü’ne şikayet etti. O dönemde herkes zoom toplantılarıyla birbiriyle haberleşiyordu. Buna rağmen DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge ilk yurtdışı seyahatini Türkiye’ye yaptı. Hans Kluge ülkeye geldikten sonra ona adeta yeni Türkiye’nin alışık olduğu şekilde bir diyet ödemesi yapıldı. Bunun karşılığında da Hans Kluge bildiği bilgileri ne DSÖ’yle ne de kamuoyu ile paylaştı”

“TÜRK ADAY DEĞİL HANS KLUGE DESTEKLENDİ”

DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge’nin Türkiye ziyaretine ilişkin ise Türk bürokrat, “DSÖ’nün Türkiye’ye gelmesinin sebebi Türkiye’nin veri sakladığı bilgisiydi. Türk Tabipler Birliği’nin Dünya Sağlık Örgütü’ne Türkiye’deki vakaların düşük gösterilmesi sebebiyle Türkiye’ye şikayet etmesiydi. DSÖ seçimlerinde bir Türk adayımız vardı fakat biz seçimlerde Hans Kluge’nin desteklendiğini biliyoruz” iddiasına yer verdi.


 

İKİ BAKAN ARASINDAKİ KAVGA DAHA ÖNCE DE GÜNDEME GELDİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca arasında ciddi bir tartışma yaşandığını daha önce de öne sürülmüştü.

14 Nisan 2020 tarihli Hürriyet gazetesinde Hande Fırat, Soylu ile Koca arasında tartışma çıktığını yazdı.

Fırat, “10 Nisan günü 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta gece saat 24.00’ten sonra sokağa çıkma yasağının açıklanması karmaşa yaratmış, özellikle açıklamanın yöntemi, açıklamayla genelge arasındaki saat farkı tartışma yaratmıştı. Edindiğim bilgiye göre, cumartesi günü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca arasında telefonda ciddi bir tartışma oldu” iddiasında bulundu.

İSTİFANIN EŞİĞİNDEN DÖNÜLMÜŞ

Fırat, “Pazar sabahı kendisine çok yakın bazı isimlerle istifa kararını paylaştı. Bir kaynağım, ‘Oflu ve fevri bir damarı var. Ancak birkaç gündür bir anlamda travma yaşıyordu, kendisini suçluyor, yalnız bırakıldığını düşünüyordu’ dedi. Pazar günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradı ve istifa düşüncesini iletti. Erdoğan, ‘İşine bak’ diyerek konuyu kapatmak istedi. Soylu sosyal medyaya istifa açıklamasını koyunca ortalık karıştı” dedi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com