Çiğdem Mater: AYM’nin hakkımızda vereceği ihlal kararları da uygulanmaz

Gezi tutuklusu Çiğdem Mater, "Bizim dosyada –şimdilik, uygulanmayan iki AİHM, iki de AYM kararı ayrıca bir de beraat var. Bu fotoğrafa bakınca, AYM’nin hakkımızda vereceği olası bir ihlal kararının uygulanacağını düşünmem için bir sebep yok ama burası Türkiye" dedi.

KRONOS 28 Şubat 2024 GÜNDEM

Gezi davası kapsamında tutuklu bulunan film yapımcısı, gazeteci Çiğdem Mater, “Beş-altı yıldır yaşadıklarımız her aşamasında o kadar gerçeküstü ki, ben bile ‘yok artık, bir yerde durur’ diye düşündüm. Durmadı. Bundan sonra da durması için ufukta pek bir şey göremiyorum açıkçası, hoş Türkiye için 24 saat bile uzun ama” dedi ve ekledi: “Astrologlar gelecek günlerden umutlu, ben değilim…”

Çiğdem Mater, Can Atalay örneğinde olduğu gibi kendileri hakkında da Anayasa Mahkemesi’nin vereceği ihlal kararlarının uygulanmayacağı görüşünde.

Mater, “Memlekette süregiden binbir davada olduğu gibi, Gezi Davası da uygulanmayacak kararlar manasında epey sabıkalı. Bizim dosyada –şimdilik, uygulanmayan iki AİHM, iki de AYM kararı ayrıca bir de beraat var. Bu fotoğrafa bakınca, AYM’nin hakkımızda vereceği olası bir ihlal kararının uygulanacağını düşünmem için bir sebep yok ama burası Türkiye” ifadelerini kullandı.

Artı Gerçek‘ten İrfan Aktan’ın sorularını yanıtlayan Mater, özetle şunları söyledi:

 “Seni neden bu hesaplaşmanın içine aldılar sence?

Bunun yanıtını bulduğum gün ereceğim. Sadece benim için değil, hepimiz için… Yargılamalar sırasındaki mahkeme beyanlarımdan birinde söylemiştim: Gezi’yi organize etmekle suçlanıyorum, haşa, estağfurullah! Bayburt hariç memleketin her yerinde, milyonlarca insanın sokağa döküldüğü protestoları bir avuç insanın organize ettiğini söylemek! Öncelikle, sokağa çıkmış milyonlarca insana ayıp, hadi mantıksızlığını geçelim. Ortadaki delilsizliğe, hukuksuzluğa, tuhaflığa bakınca, Çiğdem yerine Ayşe, Fatma ya da Mehmet olabilirdi, herkes olabilirdi.

Osman Kavala, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Can Atalay ve sen. Devasa bir protesto silsilesi karşısında yürütülen siyasi davada bu beş kişinin seçilmesini nasıl izah ediyorsun?

Gezi Davası kapsamında yargılanan, hüküm giyen, giymeyen herkesin belirli temsiliyetleri var, bu temsiliyetlerin hedef alındığını düşünmek herhalde çok da yanlış olmaz. Sivil toplum, meslek örgütleri, sanatçılar, kültür kurumları, hak savunucuları itiraz etme ve ses çıkarma ihtimali ve alanı olanlar.

Benim örneğimde misal, Gezi’deki çekilmemiş belgeselle Altın Portakal Film Festivali’nin iptal edilmesine kadar giden sansürün arasındaki mesafe aslında görüldüğünden daha kısa.

Yine aynı şeyi söyleyeceğim, bütün bunlar da ilk kez olmuyor 🙂 Leyla Zana’lar Meclis’ten kavga tulumba alındığında çok gençtim daha, zorla arabaya bindirilen Orhan Doğan’ın o dimdik duruşu, o bakışı hâlâ gözümün önünde. Meclis’te Merve Kavakçı’ya reva görülen o feci muameleyi unutmadım. Zana’lar on küsur yıl sonra hapisten çıktıklarında gazetecilik yapıyordum, Diyarbakır’dan başlayıp günlerce süren o muhteşem karşılamaya tanıklık ettim. Zana’nın tekrar yemin ettiğini de gördüm Meclis’te. Merve Kavakçı da şu anda yanlış bilmiyorsam, büyükelçi, en azından yakın zamana kadar öyleydi. Türkiye böyle bir yer çünkü. Can yeniden vekil de olur, yeminini de eder; mesele o değil. Ben bütün bu olan bitende, başörtüsü mücadelesini son derece haklı olarak AİHM’e götürüp hukuk mücadelesinden geri adım atmayan Leyla Şahin’in AK Parti Grup Başkanvekili olarak bütün bu hukuksuzluğun arkasında durabilmesine şaşırıyorum. “411 El Kaosa Kalktı” manşetleriyle ve dönemin kararlarıyla haklı olarak mücadele eden AK Parti’li hukukçuların ses çıkarmamasına şaşırıyorum. Devlet namına yapılan, hukuk fakültesi birinci sınıf sınavlarından kalacak düzeydeki “hukuki” yorumlara şaşırıyorum.

Şu anda Can Atalay’dan ayrı olarak senin, Osman Kavala, Mine Özerden ve Tayfun Kahraman’ın da AYM başvurularının sonuçlanması bekleniyor. AYM’nin bir hak ihlali vermesi durumunda yerel mahkeme ve Yargıtay’ın Can Atalay kararında gösterdiğinden farklı bir tutum almasını bekliyor musun?

Memlekette süregiden binbir davada olduğu gibi, Gezi Davası da uygulanmayacak kararlar manasında epey sabıkalı. Bizim dosyada –şimdilik, uygulanmayan iki AİHM, iki de AYM kararı ayrıca bir de beraat var. Bu fotoğrafa bakınca, AYM’nin hakkımızda vereceği olası bir ihlal kararının uygulanacağını düşünmem için bir sebep yok ama burası Türkiye. Ne olsa şaşırmam. Bazen hiçbir şey olmasa bile, bir şeyler oluyor.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com