Erdoğan’ın danışmanı Gülen cemaatini ‘Ermenilerin yaşadıkları’ ile tehdit etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı Yasin Aktay: 15 Temmuz ve 17-25 Aralık’ta... Türkiye bir tür Balkan, belki Kıbrıs, Bosna veya Ermeni meselesindekine eş bir travma yaşadı. 1915’te kışkırtılan Ermenilerin durumu ve sonradan yaşananlar...''

KRONOS 19 Temmuz 2021 GÜNDEM

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, 15 Temmuz darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından yazılmış bir senaryo olduğu iddialarına karşı savunmaya geçti.

15 Temmuz’dan bir süre sonra Gülen cemaatinin ‘olaydan kimin kazançlı çıktığı üzerinden bir sorgulama başlatarak’ Türkiye’de ve dünyada darbe girişiminin bir senaryo olduğuna ‘külliyetli miktarda sazan’ı inandırdığını savunan Aktay, yazısında ’15 Temmuz gecesi Erdoğan veya Hakan Fidan ve Hulusi Akar nasıl bir senaryo yazmış olabilirler ki, bu elemanların hepsi o gece hiyerarşik olarak büyük bir sır ile bağlı oldukları yapıya değil de Erdoğan’ın senaryosuna figüran oluverdiler?’ diye sordu.

Aktay, ‘Salaklığa yatırım yapmanın politik ekonomisi’ başlıklı yazısında şunları yazdı:

”15 Temmuz’dan sonra aslında uzun süre ne FETÖ’cülerde olayla ilgili herhangi bir savunma mecali vardı ne de onları savunmak isteyenlerde başvurulabilecek ne bir argüman ne bir delil…

Ama olayın üzerinden biraz zaman geçtikten sonra ilk soru bu olaydan kimin kazançlı çıktığı üzerinden bir sorgulama başladı… Kimin işine yaramışsa fail odur.

‘NASIL BİR PLANSA, ERDOĞAN HEPİNİZİ FİGÜRAN GİBİ KULLANMIŞ’

…İşin sonucunda Erdoğan gücünü, otoritesini daha da arttırdıysa bu işi o planlamıştır ve bir senaryoyu ortaya koymuş. İyi de bu nasıl bir plansa, nasıl bir senaryoysa hepinizi figüran gibi kullanmış, dünyaya da kapalı gişe seyrettirmiş.

15 Temmuz gecesi Erdoğan veya Hakan Fidan ve Hulusi Akar nasıl bir senaryo yazmış olabilirler ki, bu elemanların hepsi o gece hiyerarşik olarak büyük bir sır ile bağlı oldukları yapıya değil de Erdoğan’ın senaryosuna figüran oluverdiler?

Bunu yaparken kendinizi ne kadar aptal ne kadar ahmak, geri zekalı yerine koyduğunuzun farkında mısınız?

‘TİYATRO VE SENARYO SÖYLEMİNE İŞGÜZARCA PRİM VERİLİYOR’ 

Varsın insanlar salak desinler, geri zekalı desinler, ahmak desinler. Yazılan yeni senaryoda Erdoğan’ı her şeyi planlayan tehlikeli derecede zeki bir despot yazacaklar ya. Nasıl olsa işin sonucunda o daha kazançlı çıkmış ya.

Kuşkusuz onlara yardım ve yataklık yapanların günahı çok daha büyük. Bugün 15 Temmuz ile ilgili “tiyatro”, “senaryo” söylemlerine doğrudan FETÖ ile iltisaklı görünmeyenler tarafından da işgüzarca prim veriliyor. Onlara bu vesveselerin hamallığını yaptıran şey nedir?”

Yasin Aktay, ‘FETÖ’nün vesveseleri, yavuz hırsız gibi’ başlıklı yazısında da 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’un Türkiye’ye ‘bir tür Balkan, belki Kıbrıs, Bosna veya Ermeni meselesindekine eş bir travma’ yaşattığını savunarak Gülen cemaatini ‘kışkırtılan Ermenilerin’ yaşadıkları katliam ile tehdit etti.

Aktay şunları yazdı:

‘1915’TE ERMENİLERİN DURUMU VE SONRASINDA YAŞANANLAR’ 

Belki bazı ayrışma zamanlarında Balkanlar’da, Anadolu’da bir gün önce normal komşuluk ilişkileri ve hukuku içinde yaşayan insanların bir anda birbirlerine düşman kesilmeleri gibi. Bosna savaşında bir gün önce tam da bu komşuluk ilişkisi içinde güle oynaya birlikte yaşamakta oldukları Boşnaklara bir gece ansızın düşman kesilen, onları öldürmekten çekinmeyen, kadınlarına tecavüz eden Sırpların hikayesi meşhur. Bu hikâye Kıbrıs’ta, Balkan Savaşları esnasında yine Müslümanlara karşı sıkça uygulandı. 1915’te erkekleri savaşta olduğu için savunmasız kalan Anadolu Müslümanlarına karşı kışkırtılan Ermenilerin durumu ve sonradan yaşananlar başka bir benzer örnek. Tarihte travmatik etkileri olan olaylar bunlar ve belli kavimler arasında giderilmesi kolayca mümkün olmayan sınırlar inşa ediyor.

’17-25 ARALIK VE 15 TEMMUZ ERMENİ MESELESİNE EŞ BİR TRAVMA YARATTI’

Tam da bu yüzden 15 Temmuz günü, aslında onun öncesinde 17-25 Aralık’ta, bu yapı toplumun geri kalan kısımlarına karşı ne tür duygular beslediğini şok edici bir biçimde ortaya koyunca, Türkiye bir tür Balkan, belki Kıbrıs, Bosna veya Ermeni meselesindekine eş bir travma yaşadı. Hiç beklemediği, gayet iyi komşuluk ilişkileri yaşadığı bir kesimin kendisi hakkındaki meşum planlarının uygulamaya konduğu bir durumla karşılaştı. O yüzden olayı basitçe bir darbe teşebbüsü düzeyine indirmemek, anlamaya çalışırken o düzeyde bırakmamak gerekiyor. Olay bundan çok daha derin, çok daha karmaşık.

Doğrusu aradan gecen 5 yılın da artık bu yaşadıklarımızı daha soğukkanlılıkla ele alıp değerlendirmeye, bir toplumsal restorasyon üzerinde bile düşünmeye yeterli olduğunu düşünüyorum.  Ortaya bir savaş çıktığında o savaşın ağaları da çıkar ortaya ve bu savaştan faydalanmanın yollarına bakıyor ve bu durum toplumsal beden bütünlüğünü ve sağlığını yeniden tesis etmeyi iyice zorlaştırıyor. Olayın sıcaklığı içinde kabaran öfkeler bir siyaset halini alıyor, oysa bunun ötesine geçip bu travmadan en sağlıklı bir biçimde nasıl çıkabileceğimizi uzmanlık bilgilerini ve bilgeliği devreye sokarak düşünmek zorundayız.

’15 TEMMUZ’UN TÜM SORUMLULUĞUNU HÜKÜMETİN ÜZERİNE ATIYORLAR’

Aradan geçen zaman, suçüstü yapılmış bir darbe ve ihanet teşebbüsünün faillerinden bir pişmanlık, hatta bir özeleştiri beklentisinin bile boşuna olduğunu gösteriyor. İlk zamanlar, olayın sıcaklığı içinde fazla devreye giremeyen savunmalar giderek bırakınız savunmayı pişkince ve ölçüsüz hayasızca bir saldırganlığa dönüşmüş durumda.

Baksanıza… 15 Temmuz’un bütün sorumluluğunu hükümetin üstüne atmaya kalkışan, bütün hakikatleri tersyüz etmeye çalışan vesveselerinin uğultusu kapladı ortalığı.O geceyle ilgili her detayla ve her kişiyle ilgili üretilebilecek her tür vesvese üretilip yoğun bir biçimde üflenmeye çalışıldı.

 Zamana oynayacaklardı, zaman geçtikçe vesveselerini daha sık ve daha pişkince tekrarlamak suretiyle bambaşka bir tarih algısı oluşturacaklardı.

15 Temmuz üzerinden 5 yıl geçti, artık toplumsal restorasyon zamanı diyebilmeyi gerçekten çok isterdim, ama bu manzara maalesef her çeşit iyi niyetli girişimi ifsat etmeye yetiyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com