İktidara yakın Sabah gazetesinden gazeteci Yavuz Donat, Özgür Özel ile konuştu. Özgür Özel'in açıklamalarının manşetten verilmesi dikkat çekti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidara yakın Sabah gazetesinden Yavuz Donat’a seçimler ve yeni dönemde CHP hakkında konuştu. Özgür Özel’in açıklamalarının manşetten verilmesi dikkat çekti.
Özel, “En sert muhalefet olacağız, fakat nezaketten ve makamlara saygıdan asla ve asla taviz vermeyeceğiz” dedi.
Artık birinci parti oldukları için Erdoğan’ı aramanın kendilerine düştüğünü belirten Özel, “Geçen bayram, Devlet Bahçeli’den başlayarak bütün liderleri aramıştım… Bir tek Erdoğan’ı aramadım. Ama o zaman ikinci partiydik. Şimdi, 31 Mart seçimleri ve CHP birinci parti. Alttan almak, fedakârlık yapmak, ilk adımı atmak, ilk eli uzatmak bize düşer. Bayram günü Sayın Cumhurbaşkanı’nı arayacağım. Bayramını tebrik edeceğim. Sonrasında kendilerine bazı şeyler söyleyeceğim” ifadelerini kullandı.
Özel şöyle devam etti:
“Diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğini… Kendilerinin millet tarafından iktidar ile görevlendirildiğini… Bizim de 31 Mart seçimlerinde Türkiye nüfusunun yüzde 65’ine, milli gelirin de yüzde 85’ine hâkim bir coğrafyada yerel iktidar olduğumuzu… Birlikte çalışmak zorunda olduğumuzu… Ve dönem dönem istişare etmek zorunda olduğumuzu söyleyeceğim. En sert muhalefet olacağız… Fakat… Nezaketten ve makamlara saygıdan asla ve asla taviz vermeyeceğiz.
Zira… Ben milletin göreve getirdiği bir insanı yok sayarsam, o zaman kendi belediye başkanlarımın da yok sayılmasını göze alırım… Bu doğru bir şey değil.”
TAKIMDA İKİ FORVET VAR
Seçim zaferini,“Vatandaş, bize bir kredi verdi” diye değerlendiren Özel, “Seçmenin verdiği yatırım kredisi… Seçmen, “Sizin geleceğinize yatırım yapıyorum. Mesajı iyi okumak lazım… Milletin bize mesajı şu: ‘Sizi dört yıl izleyeceğim… Memnun kalırsam krediyi artırarak devam ettiririm… Yoksa geri çağırırım'” ifadelerini kullandı.
“Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Ama birçok yeni figür de parlıyor” diyen Özel kendisini ise takımın teknik direktörü olarak tarif etti:
“Bu isimlerden en iyi takımı kurmak önemli. Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında, teknik direktör, ‘Bırakın ben atacağım’ demez. En formda oyuncusuna attırır. Belediye başkanlarımız kendi aralarında çok iyi işler yapacaklar… Günü geldiğinde de arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak. Türkiye’de hepimize yetecek, hizmet edebilecek birçok mevki var. Ben genel başkanlığı, futboldaki teknik direktörlük gibi görüyorum… En iyi takımı kuracak… En doğru kişiyi, en doğru yerde görevlendirecek.”
