Orada bir Meclis var; infaz düzenlemesi sorunundan çok uzakta!

KRONOS 27 Nisan 2020 GÜNDEM

Ragıp Duran, Artı Gerçek: Son 23 Nisan törenleri Corona nedeniyle yapılamadı ama sanal ortamda çok rahatsız edici sahneler izledim. İşlevi kalmamış bir Meclis’in 100. yılı niye kutlanır ki? Ortada kutlanacak bir şey kaldı mı? Meclis, Cumhurbaşkanlığı Hükümet rejimi başladığından bu yana kamu çıkarına uygun herhangi bir girişim gerçekleştirebildi mi? Esas işlevi olan yürütmeyi denetlemek alanında, Saray’ın herhangi bir olumsuz adımını engelleyebildi mi? Meclis, adalet talep eden fidan gibi bir delikanlının ölüm orucunda hayatını kaybetmesini önleyemiyorsa, ne işe yarar ki?

Filiz Çalıkuşu, P24: Salınanlar cinayetlere başladı bile… Kıstas nedir? Belli değil. Poşet yasaseverlerin tıkıştırma zevkleri mi acaba? Katili, hırsızı, haraç mezatçısı, rüşvetçisi ile bir süfli bir tıkıştırma yapalım ; bu arada da yazar, çizer, akademisyen, siyasetçiden çok korktuğumuz için en ağırından onları cezaevine kazıma adaletsizliğini icra edelim, bu mudur ? Gasp suçundan 10 yıl ceza alan cezasının ½ sini yatacak, 3 yıllık denetimli serbestlikten yararlanacak amaç… Düşüncesini beğenmediği için cebir şiddete bulaşmamış insanları terör suçlusu sayacak ve cezasının ¾ nü yatacak… Ve yetmedi 3 yıllık denetimli serbestlik süresinden yararlanmayacak. Adalet, vicdan, insaf, utanma…

Melih Pekdemir, Birgün: “Kendi evinizin önünü bile ekin, boş yer kalmasın.” İşte bu aslında aynı zamanda bir çaresizlik beyanıdır. Ve bu çaresiz uyarı sadece Türkiye ile sınırlı değildir. Bakın Birleşmiş Milletler de, pandemi nedeniyle açlık tehdidiyle karşı karşıya yaşamak zorunda bırakılan dünya nüfusunun yaklaşık olarak iki katına çıkmasının beklendiğini belirtti. Tamam, muhalefet etmekten vazgeçmeyelim. “Kendi evinizin önünü bile ekin, boş yer kalmasın” sözü söylenmek zorundaysa, sebebi sadece korona değildir elbette, tarımda bugüne dek yapılmayanlardır. Kapitalizmdir ve memleketteki vahşi kapitalizmdir vs., vs. Doymak ya da doymamak! Madalyonun üçüncü yüzü, yazı turanın dik gelmesi de değildir. Öyleyse, ikilemde kalınca üçüncü bir seçenek aranması asıl çözümdür. Demedi demeyin, pandemi sonrası asıl gündem böyle olacak ve bu gündeme dair çözüm üretenlere kulak verilecek ve ancak böyledir ki “üreten biziz yöneten de biz olacağız” sözü bir kez daha hayati anlam kazanacaktır. Yeter ki… Dayanışma eksik olmasın gündemimizden.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/270420-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram