Murat Sevinç: Kutladığımız nedir, Cumhuriyet’in nesidir?

KHK ile ihraç edilen akademisyen-yazar Murat Sevinç sordu: "Hakikaten, kutladığımız nedir, Cumhuriyet’in nesidir? Kutlanan, Süleyman Demirel’in sevdiği ifadeyle Türkiye Cumhuriyeti ‘devleti’ mi, yoksa Cumhuriyet’in ‘cumhurî’ yanı mı?"

KRONOS 29 Ekim 2023 GÜNDEM

Cumhuriyet’in 100. yılı tüm Türkiye’de kutlanırken, Diken yazarı Murat Sevinç, “Hakikaten, kutladığımız nedir, Cumhuriyet’in nesidir?” diye sordu.

KHK ile ihraç edilen akademisyen Murat Sevinç, Diken’de kaleme aldığı yazısında, “Türkiye Cumhuriyeti 100’üncü yaşına, temel anayasal ilkelerin demokratik yorumundan mahrum giriyor. Bu durumda, laik ve demokratik vasıflarını neredeyse yitirmiş bir Cumhuriyet’te, ‘kutlanan’ nedir? 100 yıl önce bir devlet biçimini kabul edişimizi mi, yoksa o devletin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletine sadık niteliklerini mi kutluyoruz? Kutlanan, Süleyman Demirel’in sevdiği ifadeyle Türkiye Cumhuriyeti ‘devleti’ mi, yoksa Cumhuriyet’in ‘cumhurî’ yanı mı?” ifadelerini kullandı.

Murat Sevinç’in yazısından ilgili bölüm şöyle:

“Cumhuriyet, cumhuru, halkı, kamuyu hoşnut etti mi? Cumhurî, yani kamusal insanı, yurttaşı yaratabildi mi? Bando mızıka, bayraklar, fener alayları… güzel de, hakikaten, kutladığımız nedir, Cumhuriyet’in nesidir?

‘CUMHURİYET’İN VARDIĞI YER ORTADA’

Kavramın ‘cumhur’ faslının halini, kalkınmışlığını mutluluğunu, kamusal ve eşit yurttaş olup olmadığını gözardı eden Cumhuriyet’in vardığı yer ortada… Kutlamamak için kırk takla atanlar, ısrarla ve haklı olarak kutlamak isteyenler, ruhsuz ve zamansız marş yazma trajedisi, Cumhuriyet’in laik ve demokratik niteliklerini zerrece umursamayan büyük sermayenin mahcubiyet verici kutlama filmleri, ulusal değerleri ırkçılıklarına kalkan yapmaya çabalayan şarlatanlar, bolca hamaset… Hiçbir cilanın örtemeyeceği somut gerçeğimiz, anayasası askıya alınmış bir ülkenin, kamusal-eşit yurttaş olamamış mutsuz ve yoksul halkı.

Toplumsal kesimlerin, farklı kimliklerin, aidiyetlerin, tabakaların, hayata olduğu gibi Cumhuriyet’e bakışı da başka olur. Bir Türk ile Kürt’ün, bir Alevi ile Sünni’nin, kadın ile erkeğin, sömüren ile sömürülenin, yargılayan ile yargılananın, buyuran ile buyurulanın Cumhuriyet’i bir değil. Asgarî toplumsal müşterek, ancak kavramın ‘cumhur’ kısmına vurguyla ve birbirinin derdinden habersiz/umursamaz ahalinin ‘yurttaş’a dönüşmesiyle bulunabilir. Cumhuriyet’i devlet değil, cumhur koruyabilir, onu ancak cumhur sahiplenebilir. Eşit haklara, fırsat eşitliğine sahip bir halk. Lafzen yaşam hakkına değil, insanca yaşam hakkına sahip bir halk. İkinci yüzyılda özen gösterilmesi ve güçlendirilmesi gereken yer orası, Cumhuriyet’in ‘cumhurî’ niteliği. Eğer ‘payidar’ kalsın istiyorsak.


 

1918 yılından Türkiye Cumhuriyeti’ne hiç kolay varılmadı, kıymetini bilmeli. Yüz yıl boyunca iyi ve kötü günler oldu, Cumhuriyet bütün çocuklarına aynı muameleyi yapmadı, hal böyleyken, hoşnut olmayanları da anlamalı. Cumhuriyet, cumhurun sesini duymalı.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram