Mümtaz’er Türköne: Bu sefer durum çok ciddi; Ankara, Suriye’deki Kürt varlığını kabul etmeli

Siyaset bilimci Mümtaz'er Türköne: "Bu sefer durum çok ciddi. Türkiye'nin Kürt kartını ABD’nin elinden hızla alması, bunun için askerî çözümleri buzdolabına kaldırıp, baharı barış rüzgârları ile karşılaması şart. Yoksa..."

KRONOS 16 Nisan 2024 GÜNDEM

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının yanı sıra Tel Aviv ile Tahran arasında ortaya çıkan gerilim bölgedeki tansiyonu artırmış durumda. Ortadoğu’da ortaya çıkan bölgesel savaş riskinin Türkiye’ye sirayet edip etmeyeceği ise endişe konusu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan bu kapsamda gelen “Gelişmeler, olayların hızlı biçimde bölgesel savaşa dönüşebileceğini göstermiştir” şeklindeki uyarı da endişeleri büyüttü. Siyaset bilimci, yazar Mümtaz’er Türköne “Bölgesel savaşın Türkiye’yi dışarda tutma ihtimali var mı?” temalı yazısında, Ankara’nın Suriye’deki Kürt varlığını kabul etmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Bu sefer durum çok ciddi. En gerçeğinden ve en can yakıcı cinsinden bir beka sorunu önümüzde duruyor” diyen Türköne, şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürt kartını ABD’nin elinden hızla alması, bunun için askerî çözümleri buzdolabına kaldırıp, baharı barış rüzgârları ile karşılaması şart. Yoksa, Dışişlerimizin açıklamasındaki endişe gerçekleşir ve kendimizi cehennemin tam ortasında yanarken buluruz.”

Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin Türkiye için tehdit oluşturmadığını anlamak için çok uzun yıllar geçtiğini anımsatan Türköne, “Aynı hataya Suriye’de düşmemek gerek” uyarısında bulundu.

Mümtaz’er Tüköne’nin Turkishpost’ta kaleme aldığı yazısından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye’nin bölgesel savaş riskine karşı tutumu oldukça serinkanlı ve dengeli bir tutum; ancak bu denklemin içine Kürt sorunu, Kuzeydoğu Suriye’den paketlenmiş şekilde başat konumda dahil olursa sonuç ne olur? Cevap: Felâket olur.

ABD, İngiliz sömürge politikasının taktiklerini kullanıyor, bölge içi gerilimleri ve sorunları oyun kurucu etkisini arttırmak için kullanıyor. Kuzeydoğu Suriye’de ABD’nin PKK üzerinde tesis ettiği nüfuz, Türkiye’nin bir bakıma işine yaradı. ABD’nin himayesine giren PKK, Türkiye’deki terör eylemlerine, hamisine söz getirmemek adına ara verdi; ama nihayetinde ABD’nin elindeki kartın pazarlık gücü arttı. ABD, Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ettiği gibi, Suriye’deki PKK varlığını Türkiye’nin kucağına bırakırsa, karşılığında ödeyeceği bedel yüzünden Türkiye büyük zarara uğrayacaktır.

Aslında bu işten en fazla zararlı çıkacak olanlar, en kolay gözden çıkartılacak olan Kürtler. ABD’nin ve İsrail’in bağımsız bir Kürt devletinden bir çıkarları yok. Ancak Suriye’de Esad yönetimine, hemen dışarda Türkiye’ye karşı tehdit oluşturan bir güç geçici olarak işlerine çok yarıyor.

‘KÜRT SİYASİ HAREKETİNİN DE HEDEFİ BU OLMALI’

Devletin çıkarı ortada: Sorunu ABD ile değil Kürtlerle konuşup hal yoluna koymak. Kürt siyasî hareketinin de gözetmesi gereken hedef bütünüyle aynı.

Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin Türkiye için tehdit oluşturmadığını anlamak, devletimizin sahiplerinin, yani güvenlik bürokrasimizin çok uzun zamanını aldı. Aynı hataya Suriye’de düşmemek gerekir. Büyük ölçüde Türkiye’den taşınan Suriye’deki Kürt varlığının ABD güvencelerine ihtiyaç duymayacak duruma gelmesi, yani ABD’nin elinden bu kartın alınması lâzım.

‘BU BASINCIN İÇERİDE DE DÜŞÜRÜLMESİ GEREK’

Suriye’deki Kürt varlığı, bir açıdan Türkiye’nin içinde biriken gazın alınması, düdüklü tencerenin basıncının tahliyesi işlevi gördü. ABD’nin pozisyonu işe yaradı. Şimdi bu basıncın içerde de düşürülmesinin zamanı geldi. İşin en doğru tarafı: Türkiye Cumhuriyeti devletinin yüksek menfaatleri ile Kürt varlığının korunması ilk defa bu kadar güçlü bir şekilde iç içe geçmiş ve uzlaşmış bulunuyor.
Terör tehdidi ve savaş ihtimali her zaman iktidarların güvenlikçi politikalarla daha da güçlenmesine hizmet eder; bu yüzden barışçı politikalar güç peşinde koşanların işine gelmez. Devletin-milletin orta ve uzun vadeli çıkarları ile iktidarların iki seçim arasına sıkışan politikaları karşı karşıya gelir; devlet adına deyip iktidar adına sağa sola ayar verenlerin sesleri yükselir. Ancak bu sefer durum çok ciddi. En gerçeğinden ve en can yakıcı cinsinden bir beka sorunu önümüzde duruyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürt kartını ABD’nin elinden hızla alması, bunun için askerî çözümleri buzdolabına kaldırıp, baharı barış rüzgârları ile karşılaması şart. Yoksa, Dışişlerimizin açıklamasındaki endişe gerçekleşir ve kendimizi cehennemin tam ortasında yanarken buluruz.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com