Moskova Mutabakatı’nın Suriye Arap Cumhuriyeti’ni takdimidir!…

KRONOS 06 Mart 2020 GÜNDEM

Yetkin Report’ta, İdlib’deki baskının ardından sonra yüksek bir beklenti doğuran Moskova Zirvesi’nden çıkan bildirgeyi ele alıyor Murat Yetkin; ‘ Bu kadar uzun ve ayrıntılı görüşmelerden sonra, alınabilecek asgari sonuç sayılması gereken bu ortak açıklamanın üç hedefi olduğu anlaşılıyor:
1- Bu tür bir çatışmanın, en azından Türk ve Rus askerlerini karşı karşıya getirecek bir çatışmanın yaşanmasına engel olacak önlemler almak,
2- Taraflar belli olmasa da bir ateşkes sağlandığı açıklaması yaparak, her iki tarafın da toplantıdan istediğini alamamış halde çıktığı mahcubiyetinden kaçınmak,
3- Her ikisi de daha çok Rusya’nın lehine olan enerji ve silah ticareti ve Türkiye’nin lehine turizm ve tarım ihracatı temelindeki ilişkinin devamını sağlamak.’.

Zirvede Ankara’nın havlu attığını savunan Mehmet Tezkan, ‘Sonuç sadece ateşkes.’ diyor T24’te; ‘Neden şehitler verdik? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam ordusu gözlem noktalarının gerisine çekilmeli, yoksa biz gereğini yaparız, söker atarız, diyordu. Şubat ayı sonuna kadar süre vermişti. Savaş pozisyonuna bu sebeple geçmiştik. Beka meselesi deniliyordu. Şam ordusu gözlem noktalarının gerisine çekilecek mi? Hayır. Eee, ne oldu? Bunca söz, bunca haykırış atmosferde uçup gitti mi? Unutalım mı?’.

İslam Özkan’sa Gazete duvar’da, kırılganlığına vurgu yaptığı mutabakattaki belirsizliklere dikkat çekiyor; ‘Mutabakatta geçen ‘mültecilerin dönüşünün kolaylaştırılması’, “sivillere zarar veren eylemlerden kaçınılması’ Türkiye açısından önemli ve Ankara’nın tezlerine yakın ifadeler. Ancak bu ifadelerin geçmesi, mutabakatı kırılgan olmaktan kurtarmıyor. Zira sivillere zarar vermeme meselesi, terörle mücadeleyle aynı pasajda geçiyor. Kısaca, mutabakatı kırılgan hale getiren asıl unsur, anlaşmadaki belirsizlikler.’.

İki ülke güvenlik güçleri arasında sıkışan, ondan önce savaş nedeniyle evlerinden. memleketlerinden ayrılmak zorunda kalan sığınmacılar… Kronos Haber’de Can Bahadır Yüce, patlatılan botlarda sönen umutlara, kaybolan hayatlara odaklanıyor, kendi geçmşinden hatırladığı dalga sesleriyle; ‘O dinlediğimiz dalgaların çölünde şimdi göçmenler yolunu bulmaya çalışıyor. Orwell’in 1984 romanında kahraman günlüğüne izlediği bir filmi not eder: Akdeniz’de mültecilerle dolu bir gemi batırılmıştır filmde… Bugün film değil bunun gerçeğini telefonlarımızın ekranından seyrediyoruz. Metafor değil bu, düpedüz gerçeklik: 1984’ü yaşıyoruz. Çocuklar dalgaların beşiğinde sallanırken ölüme gönderilişlerini izliyoruz. Ama bu kez katilleri tanıyoruz.’.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/060320-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram