‘Mersin’deki saldırıda öldürülen iki kadınla Dilşah Ercan’ın parmak izleri örtüşmedi’

Mersin'de bir polisin de öldüğü polisevine yönelik saldırıyla ilgili bilgileri aktaran gazeteci Tolga Şardan, "Dilşah Ercan'a ait olan parmak izleri, olay yerinden elde edilen iki kadın teröristin parmak izleriyle örtüşmedi" diye yazdı. İçişleri Bakanı Soylu "İzler örtüştü" demişti.

KRONOS 30 Eylül 2022 GÜNDEM

Mersin’de bir polisin hayatını kaybettiği diğerinin de yaralandığı saldırıyı PKK üstlenirken, saldırganlar arasında adı geçen Dilşah Ercan’ın saldırıda yer almadığı iddia edildi. PKK’dan yapılan açıklamada saldırıyı yapanlar için farklı isimler açıklanırken, olay yerinden alınan parmak izleri ile Dilşah Ercan’ın parmak izlerinin de örtüşmediği ortaya çıktı.

Dilşah Ercan’nın adının CHP’nin 2012’de hazırladığı bir raporda gazeteci olarak geçtiği belirtilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da saldırının ardından yaptığı açıklamada HDP ile CHP’ye şöyle yüklenerek “Bunları takip ederseniz ya HDP’ye, ya CHP’nin gazeteci diye kabul ettiği gruplara ya da Batı ülkelerine çıkar” demişti. CHP, saldırının sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

‘SOYLU BİR TANESİNDE EŞLEŞME ÇIKTI’ DEMİŞTİ 

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Mersin’de polis evine saldırı düzenleyenlerle ilgili “Şimdi çıkın ve teröriste ait DNA raporunu açıklayın” çağrısında bulunmuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Parmak izleri ile yapılan çalışmada bir tanesinde eşleşme çıktı” demişti.

Polis kaynaklarına yakın bir isim olan T24 yazarı Tolga Şardan ise “Mersin Polisevi’ne saldırı düzenleyen kadın teröristin parmak izi doğrulandı mı?” başlıklı yazısında, Soylu’nun aksine Dilşah Ercan’ın parmak izleri ile olay yerinde öldürülen iki kadın militanın parmak izlerinin örtüşmediğini yazdı.


 

Şardan, yazısında şu bilgileri aktardı:

‘NASIL OLDU BU YANLIŞLIK?’ 

“(…) Terör eyleminden hemen sonra eylemci kadın teröristin kimliğinin, olay yerinde elde edilen bir kimlikteki Dilşah Ercan adından yola çıkılarak tespit edildiği anlaşıldı.

Soruşturmanın sıcaklığı esnasında alelacele yapılan bu açıklamada adı geçen teröristin, kadın eylemciler arasında olmadığı gün ışığına iki gün sonra çıkıverdi!

Nasıl oldu bu yanlışlık?

Böylesi olaylarda; olay yerinden elde edilen bütünlüğü bozulmuş diğer deyişle parçalanmış cesetlerden elde edilen parmak izleri, DNA artıkları, patlayıcı madde kalıntıları, savcılık soruşturmalarını doğrudan yönlendirir.

Mersin Polisevi’ne yönelik terör eylemi sonrasında kriminal uzman polisler, olay yerinden topladıkları delilleri laboratuvar ortamında incelemeye tabi tuttular.

İşlem sonrasında ortaya çıkan tablo, İçişleri Bakanlığı’nı pek de mutlu edecek durumda değildi maalesef.

‘PARMAK İZLERİ ÖRTÜŞMEDİ’

Çünkü, Dilşah Ercan’a ait olan parmak izleri, olay yerinden elde edilen iki kadın teröristin parmak izleriyle örtüşmedi!

Ercan’ın parmak izi, tutuklandığı süreçte gözaltına alındığı sırada Emniyet Genel Müdürlüğü Parmak İzi Arşivi’ne girmişti. İki kadın PKK’lıya ait parmak izleri ise, arşivde çıkmadı.

Böylelikle İçişleri Bakanlığı’nca yapılan açıklama adı duyurulan kadın PKK’lının aslında eylemde yer almadığı anlaşıldı.

Zaten, pazartesi gecesinden bu yana PKK’ya yakın sosyal medya hesaplarından Mersin eyleminin üstlenilmesine dair bir açıklama da gelmedi. Fakat dün sabah yine PKK’ya ait bir sosyal medya hesabı, eylemi örgüt adına üstlendi.

Sosyal medya paylaşımda eylemi gerçekleştiren örgüt mensuplarının kimlikleri ve fotoğrafları duyuruldu. Aynı paylaşımda adı gündeme gelen ancak kriminal incelemede eyleme katılmadığı anlaşılan Dilşah Ercan’ın ise halen “örgütteki görevine devam ettiği” kaydedildi.

‘RESMİ AÇIKLAMANIN YANLIŞ OLDUĞU GÖRÜLDÜ’ 

Gelinen noktada, henüz olay yerinden elde edilen delillerin ortaya koyacağı sonuç beklenmeksizin yapılan resmi açıklamaların yanlış olduğu görüldü.

İşin vahim yanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan çarşamba akşamı katıldığı televizyon programında yanlış bilgi üzerinden olayın değerlendirmesini yaptı.

‘CUMHURBAŞKANININ YANLIŞ BİLGİLENDİRİLMESİNİN HESABI VERİLMELİ’ 

Burada hata elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’da değil. Kendisinin yanlış bilgilendirilmesinde, ya da gelişmelerin yenilenerek aktarılmamasında.

Süreçte kimler Erdoğan’ı bilgilendirdiyse artık!

Bu işin mutlaka bir sorumlusu veya sorumluları olmalı.

Cumhurbaşkanı’nın yanlış bilgilendirilmesinin hesabı verilmeli.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram