Merdan Yanardağ: İktidarın elinden İmralı silahını aldım

Cezaevinde bir ayını dolduran Merdan Yanardağ, "Belli ki hem bu konuda oluşan fiili ve sessiz bir mutabakatı bozmuş oldum hem de iktidarın elinden, ihtiyaç duyduğunda kullandığı İmralı silahını aldım ya da almaya kalkıştım" dedi.

KRONOS 04 Ağustos 2023 GÜNDEM

PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi eleştirdiği için hedef gösterilip tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, bir aydır cezaevinde.

Cumhuriyet gazetesinin sorularını yanıtlayan Merdan Yanardağ, “Belli ki hem bu konuda oluşan fiili ve sessiz bir mutabakatı bozmuş oldum hem de iktidarın elinden, ihtiyaç duyduğunda kullandığı İmralı silahını aldım ya da almaya kalkıştım. Çünkü ‘Siz kamuoyunu İmralı üzerinden tehdit edip ayar vermekten vazgeçin. Ailesi ve avukatlarıyla görüşsün, ne dediğini kamuoyu da bilsin’ dedim. Sorun budur” dedi.

Tutuklanmasının nedenini “Bağımsız ve muhalif medyaya gözdağı vererek geri çekilmeye zorlamak ve topluma korku salarak sindirmeye çalışmak” olarak değerlendiren Yanardağ, “Benim tutuklanmam seçimlerin kaybedilmesinin ilk siyasal sonucudur” ifadelerini kullandı.

Merdan Yanardağ özetle şunları söyledi:

“İktidarın İmralı’yı sürekli olarak siyasal bir araç olarak kullanmaya çalıştığını belirterek, iktidarın siyasette de tartışılan ‘tecrit’ sorununu çözerek Öcalan’ın infaz hukuku gereği avukatları ve yakınlarıyla görüştürülmesi gerektiğini söyledim. Kıyamet de bundan koptu. Biraz da ironiyle söylediğim diğer sözleri, deyim uygunsa, olayın magazin yanıdır. AKP’liler ve yandaş basının daha önce söylediklerine gönderme ile söylenmiştir. Önemi yoktur. Devletin infaz hukukunu/kanununu herkese adil şekilde uygulanmasını istemek nasıl suç olabilir? Ortada tam bir saçmalık var. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun kendisi zaten bu tartışmayı söz konusu söyleşide başlatıyor. Ancak belli ki hem bu konuda oluşan fiili ve sessiz bir mutabakatı bozmuş oldum hem de iktidarın elinden, ihtiyaç duyduğunda kullandığı İmralı silahını aldım ya da almaya kalkıştım. Çünkü ‘Siz kamuoyunu İmralı üzerinden tehdit edip ayar vermekten vazgeçin. Ailesi ve avukatlarıyla görüşsün, ne dediğini kamuoyu da bilsin’ dedim. Sorun budur. Değilse, ‘Çok kitap okuyarak filozof olduğu, siyaseti iyi takip ettiği, zeki olduğu’ gibi, daha önce iktidar yanlılarınca ve mensuplarınca söylenmiş sözler, yukarıda da belirttiğim gibi olayın magazinidir.

‘FIRSAT KOLLUYORLARDI’

Olayın bamteli ‘tecrit’ tartışmasıdır. Şu anda Meclis’te bazı yayın organlarında açıkça yapılan, dahası basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bu tartışmanın, etkili ve izlenen bir televizyon kanalından gündeme getirilmesiydi. Bahaneye bakıyorlardı. Seçimlerden sonra fırsat kolladıkları belliydi. Söz konusu programdan sonra üzerinde tam 5 gün çalışarak 11-12 dakikalık bir konuşmadan 62 saniyelik bir montaj video hazırladılar. Cımbızlayarak hazırladıkları bu videodan, konuşma ve yorumun, bağlamından tamamen koparılarak kurgulanmıştı. 25 Haziran günü sosyal medyaya koyarak bir linç kampanyası başlattılar. Ardından da savcılık resen soruşturma başlattı. Tam bir tezgâh kurulmuştu. Güya halk galeyana gelmiş, iyi mi! Bunun için de halkımız 5 gün beklemiş, sonra karar vermiş! Tam bir komedi. Kimsenin aldırdığı yoktu.

Seçimlerde ortaya çıkan ve fakat muhalefetin içine sürüklendiği derinliksiz ‘değişim’ tartışması nedeniyle değersizleştirilen büyük muhalefet potansiyelini etkisizleştirme girişimidir. Benim tutuklanmam seçimlerin kaybedilmesinin ilk siyasal sonucudur.

AKP iktidarının iki yüzlü ve siyasal sahtekârlık kokan Kürt sorununa yaklaşımını tartışarak eleştirdim. Bir anlamda eleştirdiğim konuyla suçlanarak tutuklandım. Ortada tam anlamıyla bir hukuk komedisi bulunuyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünün, mevcut anayasanın ağır bir ihlali söz konusu.


 

‘İYİ PARTİ İKTİDAR HAVZASINA KAPAĞI ATMAK İÇİN FIRSAT BULDU’

İYİ Parti de benim hakkımda açılan soruşturmayı ülkenin demokrasi cephesinden kopmak ve iktidar havzasına kapağı atmak için bir fırsat olarak kullanmaya çalıştı. O nedenle utanç verici şekilde iktidarın ahlaksız trollerine katıldılar. Yüz kızartıcı şekilde trollük yaptılar. Bu olay kendi tarihinde de siyasal tarihe de medya tarihine de kara bir leke olarak geçecektir. Bunu unutmayacağız. Açık şekilde özür dilenmesi gerekiyor ama bunu beklemiyorum ve artık bir öneminin olduğunu sanmıyorum. Asıl dertleri 6’lı masayı devirmeye kalktıkları için eleştirmemizdi.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram