Kulis: Sırça Külliye sarsılmaya görsün; taş atan çok olacaktır!

Bir dönem Sağlık Bakanlığı’nda genel müdürlük seviyesinde görev yapmış Millî Görüş kökenli bürokrat ev ziyaretinde anlatıyorlar işin aslını... Yarın konuşma sırası kimde ya da kimlerde olacak, zaman gösterecek. Sırçalı Külliye sarsılmaya görsün… Taş atan haliyle çok olacaktır…

BARIŞ ENGİN 23 Mart 2021 GÜNDEM

Aylardan Şubat. Sokaklar buz gibi keskin. Dışarıda adeta in cin top oynuyor. Evsizlerden ve güvenlik görevlilerinden başka kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Başkentin lüks bir semtinde yaşayan emekli üst düzey bir bürokratın evinde hareketlilik hâkim. Birazdan aralarında MİT, emniyet ve İçişleri Bakanlığı’nda aktif görevde bulunan dostları, aile ziyaretinde bulunacak. Dakikalar geçmeden misafirler ardı ardına içeri sökün ediyor. Buz gibi soğuğun gerdiği bedenler, sıcağında etkisiyle aniden gevşiyor.

Bir dönem Sağlık Bakanlığı’nda genel müdürlük seviyesinde görev yapmış Millî Görüş kökenli bürokrat, misafirperverliğin bütün rükünlerini şüphesiz yerine getiriyor. Çalıştığı dönemde de çalışma arkadaşları ona büyük bir saygı ve sevgi beslerdi. Her ne kadar siyasette etkin yerlerde tanıdığı olsa da, o liyakata önem veren yöneticilerden biriydi. Bundan dolayı olsa gerek ki, emekli olduktan sonra da evinde eski dostları yalnız bırakmazdı. Kimler yoktu ki dostları arasında. Bir nevi kara kutu gibiydi. Sır tutmasını bilir, nerede ne konuşacağını çok iyi hesaplardı. Bundan dolayı adı ‘sır küpü’ olarak kalmıştı bürokrasi çevresinde.

Özenle hazırlanmış misafirler için tüm detaylar düşünülmüş olan muazzam bir yemeğin ardından konuklar, salondaki lüks koltuklara çaylarını yudumlamak için yerleşiyor. Geçmişin verdiği uzun soluklu dostluklardan dolayı aralarında her şey rahatlıkla konuşuluyor. Çaylar kahveler derken, konu bir ara 15 Temmuz’a ve devamında Gülen cemaatine yakın şahıslara yönelik meslekten ihraç ve tutuklamalara gelir. Millî Görüş kökenli bürokrat, emekli olduktan sonra bıraktığı hafif beyazlaşmış olan sakalını sıvazlayarak, ortamın da havasını  koklayarak yaşananların çok ağır travmalara neden olduğunu, yapılanların kendi vicdanına ağır geldiğini ve bunları kabul edilemez olduğunu ifade eder. Hatta 15 Temmuz’u  şimdi ‘FETÖ’ denilen kişilerin yaptığına dair tezlere katılmadığını da aktarır.

Bu sözler üzerine salonda derin bir sessizlik hakim olur. Söze genç yaşına rağmen, tecrübesiyle meslektaşlarının da güvenini kazanan Yenimahalle’de etkili bir dairenin başındaki isim katılır. Milli Görüş kökenli bürokratla dostlukları çok eskilere dayanıyor. Görevde bulunurken de makamlarında birbirlerinin kahvelerini içecek kadar dostlukları baki. “15 Temmuz, MİT Kontrterör Dairesi tarafından uzun zamandır planlanan bir operasyondu. Devletin bazı kritik kurumları da bu operasyona bilinçli olarak destek verdi. Devlet, Gülen cemaatini bitirmeye karar verdi. Bunun için de bir eylem gerekiyordu. Askerin içindeki bazı dostlar buna kapı araladı. Neticede darbe girişiminin onlar tarafından yapıldığı tezini Türkiye’de bile tam olarak anlatamadık.” der.

Emniyet müdürü konuşulanları hem baş hareketiyle onaylıyor ve hala zaman zaman ‘paralelciler’ dediği Gülen cemaatinin devlet için bir beka sorunu için bitirilme kararı alındığına iştirak eder. Geçmişte soruşturma da geçirmiş bu isim Ankara’da önemli bir koltuğu kapmış durumda. Bir bilirkişi edasıyla,  ‘FETÖ’nün Türkiye’de faal hale gelmemesi için operasyonların aralıksız devam ettiğini söyler. Milli Görüş kökenli emekli bürokratın suçsuz insanların da zarar gördüğü ifadesine destek de verir ancak, ‘devletin bekası için, kurunun yanında bazen yaş da yanar’ diye ekler.

MİT mensubu yeniden devreye giriyor. Yaklaşık beş yıldır yaşananlara rağmen istenilen sonuçların alınamadığını bu yüzden de devletin bu insanları yeniden kazanmak için de bazı görüşmeler yaptığını söyler. Aksi takdirde toplumsal bazı sorunlardan endişe ettiklerini aktarır.

Milli Görüş kökenli bürokrat, günler sonra bir dostunun odasına kendini atar. Kulaklarıyla iki dostundan duyduğu ve şokunu hala atlatamadığı şeyleri anlatıyor başka bir arkadaşına. Dostu bir yandan kahvesini yudumlar bir yandan da onu can kulağıyla dinler. Konuşması neticeye ulaştığında da şu ikazda bulunmayı ihmal etmez: “Sakın ha, bu duyduklarını her yerde anlatma. Aksi halde seni de FETÖ’cü ilan ederler. Emeklilik sana zehir olmasın. Dediğimi sakın kulak arkası etme olur mu dostum.”

Ankara’yı bilenler bilir. Hep herkesin bildiği sırlar vardır başkentte. Benzer konuşmalar resmi kurumların koridorlarının ötesine taştı. Yarın konuşma sırası kimde ya da kimlerde olacak, zaman gösterecek. Sırçalı Külliye sarsılmaya görsün… Taş atan haliyle çok olacaktır…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com