‘İstanbul’u İmamoğlu alırsa Türkiye kavgadan yeni çıkmış bir lider kazanacak, Kurum alırsa…’

Akademisyen Seda Demiralp: "Eğer İstanbul’da İmamoğlu kazanırsa Türkiye siyaseti tam da Bonnie Tyler’ın meşhur şarkısında söylediği gibi 'kavgadan yeni çıkmış' bir lider kazanacak. Kurum kazanırsa, Erdoğan yorgun bir savaşçı olarak artık ne kadar devam edebilirse o kadar daha devam edecek."

KRONOS 17 Mart 2024 GÜNDEM

Işık Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Demiralp, şubat ayında İstanPol ile yürüttükleri siyasi ilgisizlik çalışmasının sonuçlarında seçmenin bir tek temel sorunun cevabını aradığına dikkat çekti: “Hangisi benim için daha iyi kavga edebilir?”

Bu arayışın 2024 seçimlerinde kimleri koltuğa taşıyacağına yönelik soruyu Yetkin Report‘taki köşesine taşıyan Seda Demiralp, İstanbul örneğini gündemine aldı. Demiralp, “Öyle görünüyor ki, eğer İstanbul’da İmamoğlu kazanırsa Türkiye siyaseti tam da ‘zamanın ruhuna’ uygun, kolları sıvalı, ve Bonnie Tyler’ın meşhur şarkısında söylediği gibi ‘kavgadan yeni çıkmış2 (fresh from the fight) bir lider kazanacak. Kurum kazanırsa, Erdoğan yorgun bir savaşçı olarak artık ne kadar devam edebilirse o kadar daha devam edecek” değerlendirmesini yaptı.

Seçmenin, iktidarın “merkez-yerel işbirliği olmazsa hizmet aksar” söyleminden etkilendiğini belirten Seda Demiralp, “Oyu çoktan belli olan ideologları bir kenara bırakır, gerçekten bir “seçim” yapacak olan seçmenlere baktığımızda diyebiliriz ki, Murat Kurum’a oy verenler, onu, arkasında bulunan Erdoğan’ın gücünden ötürü tercih ediyorlar. Bu seçmenler aslında ne Erdoğan, ne AKP, ne de Kurum konusunda bir büyülenme içindeler. Fakat iktidarın “merkez-yerel işbirliği olmazsa hizmet aksar” söyleminden etkilenmiş durumdalar” ifadelerini kullandı.

‘SEÇMEN KAVGA EDECEK BİRİNİ ARIYOR’

“İmamoğlu’nu tercih eden seçmen ise aradığı gücü doğrudan İmamoğlu’nda, onun şahsında, sözlerinde, bedeninde gördüğü için onun safında bulunan seçmen” diyen Demiralp, şunları söyledi:

“İmamoğlu, 2019’da Erdoğan’a karşı meydan okuyuşuyla artık sahada Erdoğan’dan başka bir savaşcı daha olduğunu ve bundan böyle arkasına dizilenler için bu yolda ne kavga vermek gerekiyorsa vereceğini vaat etti. Ceketini çıkarıp gömleğinin kollarını sıvadığı görüntü seçmeni tam da bu sembolizm sebebiyle heyecanlandırdı. Bugün yalnız Türkiye’de değil dünyanın pek çok yerinde seçmen kendine “diplomatik” bir figür değil, onun için gömleğinin kollarını sıvayıp kavga edebilecek birini arıyor çünkü.

Muhalefetin daha önce zaman zaman dile getirdiği “engellendik” söylemi, İmamoğlu’nun bu güçlü imajını sarsar gibi olmuş, bir kısım seçmene “madem öyle, ben de engellenmeyecek olanın arkasında konum alayım” dedirtmişti. Bu söylem son zamanlarda dengelenmiş görünüyor. Nitekim İmamoğlu’nun geçtiğimiz gün bir TV programında bu konuyla ilgili sarf ettiği “evet engeller çıktı, ama biz o bileği çok defa büktük” şeklindeki cümleleri ise tam da bu duyguyu dönüştürmeyi hedefler gibi görünüyor.”


 

 

‘İMAMOĞLU KAZANIRSA…’

Üçüncü partilere olan yönelime de dikkat çeken Demiralp, şöyle devam etti:

“Yeniden Refah Partisi, İYİ Parti yahut Zafer Partisi gibi partilerin adaylarına oy veren seçmenler, oy verdikleri adaya seçim kazandırtamayacaklarını pekâlâ biliyorlar. Bu durumda bu oy tercihini yapmalarında bir numaralı neden, “kimin kazandığı çok da fark etmez” şeklinde bir inancı paylaşmaları.

2024 seçimlerine, 2023’teki gibi bir kutuplaşma ortamında girmiyor olmamız, yani, bu kez seçimlerin ne bir “beka sorunu” ne de bir “kader seçimi” olarak görülmemesi, seçmenlerin siyasi ilgisini de onların iki büyük adaydan biri etrafına toplaşma motivasyonlarını da azaltıyor.

İmamoğlu bu dezavantajlı yarışı -2019 seçimlerinden farklı olarak- kendisi ve Erdoğan arasında bir yarış olarak tanımlayarak ve dolayısıyla muhalif seçmenin konuya ilgisini ve tansiyonunu yükselterek gidermeye çalışıyor. Erdoğan ise hem Erdoğan karşıtlığının muhalif seçmeni konsolide etmesine ve CHP adayları çevresinde toplaşmasına engel olmak, hem de kendi seçmeninin YRP gibi üçüncü partilere yöneltmesine mâni olmak için, “bu benim son seçimim” söylemini masaya koyuyor.

Seçime iki hafta kaldı. Seçimler İstanbul seçimlerinden ibaret olmasa da sonuçları itibarıyla en kritik olan da şüphe yok ki İstanbul seçimleri.

Öyle görünüyor ki, eğer İstanbul’da İmamoğlu kazanırsa Türkiye siyaseti tam da “zamanın ruhuna” uygun, kolları sıvalı, ve Bonnie Tyler’ın meşhur şarkısında söylediği gibi “kavgadan yeni çıkmış” (fresh from the fight) bir lider kazanacak. Kurum kazanırsa, Erdoğan yorgun bir savaşçı olarak artık ne kadar devam edebilirse o kadar daha devam edecek.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com