İstanbul’da ‘Kızıl Goncalar’ eylemi

Sanat emekçilerini temsil eden meslek örgütleri, "Kızıl Goncalar" dizisine uygulanan sansürün ardından Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya geldi.

KRONOS 17 Ocak 2024 KÜLTÜR

Fox’ta yayınlanan Özgü Namal ve Özcan Deniz’in başrolünde yer aldığı Kızıl Goncalar gündemdeki yerini korumaya devam ederken, diziye verilen ceza tepkilere neden oldu. Oyuncular Sendikası’nın çağrısıyla çok sayıda sinema alanındaki emek ve meslek örgütü İstanbul’un Kadıköy ilçesinde “Sansüre hayır” sloganıyla eylem yaptı.

Yayınlandığı ilk bölümünden bu yana hedef gösterilen Kızıl Goncalar dizisi yayınlandı. RTÜK’ün “Punaiselle Goncalar” nedeniyle aldığı cezaya tepki gösteren Sinema Sanayii Emek ve Sendikası Oyuncu ve Oyuncuları, “Sansüre hayır” sloganıyla Kadıköy Süreyya’nın operası önünde protesto eylemi yaptı.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin

“HİÇBİRİMİZ YALNIZ DEĞİL VEYA HEPİMİZ BİR ARADAYIZ VEYA HİÇBİRİMİZ”
Protestoda “Sansüre karşı bedava film” afişi açıldı, “Sansüre hayır” ve “Kapa çeneni, bağır” pankartları asıldı yukarı. , sansüre hayır” ve “Tek başımıza kurtuluş yok, hep birlikte” sloganları atılırken, “Birlikte ya da hiçbirimiz” sloganları atıldı. Hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Oyuncular Birliği yönetim kurulu üyesi Ece Dizdar, bir yeniliğin daha olduğunu fark etti. Ayrıca sansür uygulamalarıyla ilgili de şunları söyledi:

“BU SANSÜR UYGULAMALARINI İLK DEFA YAŞAMIYORUZ”
“Elbette bu tür sansür uygulamalarıyla ilk kez karşılaşmıyoruz. Tiyatro, beyazperde ve televizyon dizileri gibi tüm sanatsal alanlarda sıklıkla gördüğümüz sansürün normalleşmesi, sansürün kendisinden daha tehlikeli sonuçlar doğurmaktadır. Cezalandırma, yasaklama, soruşturma, hedef gösterme, tehdit, korkutma, aşağılama, engelleme, fiziksel ve sözlü saldırı, kriminalize etme, ötekileştirme gibi yöntemlerle sansür yoluyla tüm yaratıcı endüstrilerin varlığı tehdit edilmekte ve korku atmosferi yaratılmaya çalışılmaktadır. Sansür evrensel düzeyde tüm yaratıcı alanların ortak mücadelesi olmuştur. Ülkemizde Anayasa’nın 64. maddesi açık ve nettir. “Devlet sanatsal faaliyetleri ve sanatçıları korur. Sanat eserlerinin ve sanatçıların korunması, takdir edilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yaygınlaştırılması için gerekli adımları atar. Anayasaya göre “sanatsal ifade özgürlüğü” dediğimiz sanatsal faaliyet kanunla korunmaktadır.

“SANATSEL İFADE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALIDIR”
Sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engeller yalnızca uzaklaştırma, para cezası gibi yöntemlerle ortaya çıkmıyor. Örneğin yıllardır süren tadilatlar nedeniyle son anda iptal edilen tiyatro gösterileri, konserler, gösteriler, sergilerin “kamu güvenliği açısından” iptal edilmesi, grupların şehirlere girişinin engellenmesi, bakanlık desteklerinin geri çekilmesi, belgesel ve sinema filmlerinin kesintiye uğraması, iptal edilmesi. festivaller… Sansürün sonuçları sadece performansların ve eserlerin engellenmesiyle bitmiyor. Ekipler hedef alınıyor, binlerce işçi maaş alamıyor ve işini kaybediyor. Bu kadarı yeterli. Sansür, yasak ve kısıtlamalardan dolayı nefes alamıyoruz. İşçi ve meslek örgütleri olarak sahnede, sinemada, ekranlarda, stüdyolarda her yerde ve her zaman sansüre karşı durduk ve karşı çıkmaya devam ediyoruz. Sansür normalleştirilemez. Tüm meslektaşlarımızı sansüre ve onun dolaylı sonuçlarına karşı birlikte durmaya çağırıyoruz. Yalnız değiliz, bu mücadeleyi birlikte veriyoruz. “Sanatsal ifade özgürlüğümüzün önündeki engeller kaldırılmalı, sanatçılar özgür kalacak.”

Oyuncular Sendikası’nın davetlisi olarak sinema sektöründen çok sayıda işçi ve meslek kuruluşu, İstanbul Kadıköy’de “Sansüre Hayır” sloganıyla eylem yaptı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram