İmamoğlu’ndan Kurum’a Gazze cevabı: Acemi aday, farkında değil, hükümeti eleştiriyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart'ta seçilirse sosyal yardımları keseceğine dair iddialara yanıt verirken, Murat Kurum'un Gazze ile ilgili sözleri hakkında, "Acemi adayın dengesi o kadar bozuk ki, farkında olmadan, aramızda kalsın, Erdoğan'ı eleştiriyor." yorumunda bulundu.

KRONOS 02 Mart 2024 GÜNDEM

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Zeytinburnu İlçe Belediye Başkanı adayı Onur Soytürk, Zeytinburnu 15 Temmuz Meydanı’ndaki halk buluşmasına katıldı.

İmamoğlu, Cumhur İttifakı İBB adayı Murat Kurum’un ‘31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek’ sözlerine şu cevabı verdi:

“Ben bu laftan ne anlarım biliyor musunuz? Aslında farkında değil; hükümeti eleştiriyor burada. Yani koca Türkiye Cumhuriyeti Gazze’ye yardım edemedi, o gelince edecekmiş. Acemi adayın dengesi o kadar bozuk ki, farkında olmadan, aramızda kalsın onu eleştiriyor. Aramızda kalsın, Sayın Cumhurbaşkanı’na diyor ki, ‘Gazze’ye yardım et. Bak sen etmedin. Ben gelirsem, ben edeceğim’ diyor. ‘İBB Başkanı olursam, yardım edeceğim’ diyor. Daha yeni başladık. Kavga etmeyin. Yan yana afişleriniz var. Sonra makası alır, kesmeye başlarlar.”

İmamoğlu, konuşmasında özetle şunları ifade etti:

“HALKIN GÖNÜL İTTİFAKI VAR”
“Artık alanlarımızda, otobüs selamlama yaptığımız caddelerde, tam bir halk ittifakı, halkın vicdan ittifakı, gönül ittifakı var. Ailelerin ittifakı var burada. Herkes var burada. Ben, öyle bir ailede büyüdüm ki, o ailede her siyasi görüş vardı. Her partiden insan vardı. Görüşü, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun, fark etmez; İstanbul’u yanımda o kadar güçlü hissediyorum ki, dünyanın en mutlu insanıyım.

Bu şehrin güzel insanlarının, milletimizin bana verdiği güç bir başka, verdiği enerji bir başka. Yol arkadaşlarım burada. Yönetici dostlarım, milletvekillerim, parti meclisi üyelerim burada. İçten söylüyorum; şu 29 gün geçse de bir an önce yine milletimizin arasına karışarak, bu şehrin her ilçesine, her mahallesine, çocuklarına, gençlerine hizmetlerimizi, katlayarak devam etmeyi yaşasak.”

“BU HEMŞEHRİNİZ SİZİ ALDATMAZ”
“Kalben söylüyorum güzel anneciğim; ben zaten, 24 saat dolmadan söylediklerini yolda giderken bile döndüren, 24 saat dolmadan kendi söylediklerini çeviren ve yalanlayanlara benzemem. Ve içten söylüyorum: Bu kardeşiniz, size verdiği her sözü yapmak için gecesini gündüzüne katan bu kardeşiniz söyler ve inanın yapar. Bu kardeşiniz sizi aldatmaz. Bu hemşehriniz sizi aldatmaz. Zaten siz aldananı da sevmezsiniz, aldatanı da sevmezsiniz.

“HANİ MİLLETİMİZ BİLİR; TORNİSTAN”
Bakın onlar ne yapıyor? Bir gün, ‘Onu davet etmedik. Kendi kendine davet uyduruyor’ diyorlar. Ertesi gün, ‘Koltukta ismi vardı. Niye gelmedi’ diyorlar. Yani sözleri bir gün, sözleri. Ya da bu milletin parasıyla, bu milletin vergisiyle çalışan ama bizim adımızı bile anmayan TRT’ye çıkar, ‘Benimle yayına çıkamaz, benimle proje tartışamaz’ der, bir gün geçer, ‘İstanbul’u konuşacağımız her alanda olmaktan zevk duyarım’ diye ben söyleyince, hemen geri adım atıp… ‘Samimi değil’ der benim için. Yahu ben size bir şey söyleyeyim mi? Bunları tarifleyen, bu arkadaşı ve ekibini tarifleyen bir söz: Hani milletimiz bilir; tornistan.”


“ONLAR SADECE BİR KİŞİNİN BUYRUĞUNDA”
“Bu hallere düşmelerine vallahi billahi üzülüyorum. Çünkü niye biliyor musunuz? Ben bu memleketin, kim olursa olsun, hiçbir ferdine… Onlar düşman tavrı yapıyor ya düşman tavrı. Ben bu memleketin hiçbir insanına öyle demem, demedim. Bakmam, bakmadım. Dolayısıyla ben onları nasıl görüyorum biliyor musunuz? Şu anda her gün bana laf yetiştiriyorlar ya. Ben onları devletteki çalışma arkadaşlarım görüyorum, biliyor musunuz? Ama bunlar, tembel arkadaşlar. Bunlar çalışmıyorlar. Onun için onlara gülüyorum. Ama aynı zamanda üzülüyorum. Fikirleri ve vicdanları hür olmadığı için üzülüyorum. Onlar, sadece bir kişinin buyruğunda, boyunduruğunda ya da tensipleriyle iş yaptıkları için üzülüyorum. Bazen bunlar için boşuna mı üzülüyorum, diye de düşünmüyor değilim.

“MİLLETİN ARASINA NİFAK SOKACAKLAR YA…”
Neden? Hatırlayın lütfen. 2019’da ne diyorlardı Ekrem İmamoğlu için, ‘Binali Yıldırım mı diyeceksiniz, Sisi mi diyeceksiniz’ diyorlardı. Sisi ben oluyorum bu arada. Sisi dedikleri de bu arada Mısır Cumhurbaşkanı. ‘Kötü’ dedikleri Sisi’nin, 15-20 gün önce ayağına gittiler; doğru mu? Allah, öyle bir günde bunu yaptırıyor ki; Sevgililer Günü’nde yaptırıyor. Hatta, ‘Sevgili arkadaşımı Ankara’da misafir ederim’ de diyor. ‘Çok arzularım’ diyor. Ne zaman dedi? 14 Şubat Sevgililer Günü’nde. Kimse ‘hayırdır’ demiyor. O gün onu alkışlayanların hiçbir tanesi, çıkıp da ‘Yahu kardeşim, hayırdır’ demiyor. ‘Nedir bu U dönüşü’ demiyor?”

“‘MEKKE DÜŞERMİŞ’ ALLAH AŞKINA YA…”
“Bir başka örnek daha vereyim. Yine 2019’da ne dediler? Bunların sözlerini hatırlıyorum da Allah esirgesin. Böyle bir söz desem, bu tarz sözleri ben söylesem var ya, bu milletin huzuruna vallahi çıkamam. Bu yüz müdür, meşin midir; anlamadım. Nasıl bir yüz var bunlarda, ben anlamadım. ‘Esenyurt düşerse…’ Bak bak, lafa bak. Lafın ağırlığına bak. Neymiş efendim, ‘Mekke düşermiş.’ Allah aşkına ya. Allah sizi ıslah etsin. Yahu Mekke’yle Esenyurt ne alaka değil mi? Milletin arasına nifak sokacaklar ya; milletin o inancını kullanacaklar ya… Şimdi ben size söyleyeyim. Şurada, yollarda gezerken, bazen, -inanın 100’de 1 görüyorum Allah’ıma şükür. 5000’de 1 görüyorum da ben yine de 1000’de 1 diyorum- bazen surat asık, böyle sert bir şekilde bana bakan seçmenler görüyorum. Ben söyleyeyim.

Kalben biliyorum; beni tanıdıkları için değil, tanıyamadıkları için kızgınlar. Yoksa beni tanısınlar var ya kalbine sokacak, bir daha çıkarmayacak. Onu da biliyorum. Az önce orada, parti binasındaydılar. Tepedeydiler. Onlara selam verecektim, buradan içeri gittiler. Ama evinin camının arkasında beni dinliyorlar şu anda. Bak vallahi beni dinliyorlar. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu bunları anlamıyor. Bana kızgın bakıyorlar. Niye? Bu yalan ifadeleri dinledikleri için, bu yalan konuşmaları, bu yalancıları dinledikleri için.”

“MEKKE DE, ESENYURT DA DÜŞTÜ MÜ? DÜŞMEDİ”
“Şu 12-23 kanal var ya; bizim, paramızla bile reklamımızı almıyor. Senin, benim paramla yayın yapan TRT bile reklamımızı almıyor. O yöneticiler ne yapıyor biliyor musunuz? 86 milyonun kul hakkını yiyorlar. Zehir zıkkım olsun onlara. Bakın o yöneticiler, kul hakkı yiyorlar. Sanıyorlar ki bu millet, bu ucuz numaraları yutacak. Yutmaz. İşte onun için, inançları mesele edip; neymiş? ‘Esenyurt düşerse, Mekke düşermiş.’ Ne oldu? Esenyurt’u da kazandık. Mekke de Esenyurt da düştü mü? Düşmedi. Her şey yerinde kardeşim.

“EY ALLAH’IN ADAMI!”
Şimdi, bu Mekke, Esenyurt meselesini alet ettiler ya. O zaman sanki işe yaramış gibi, bu acemi aday dayanamadı, dün bir laf yetiştirdi. Neymiş efendim? Bak, lafa bak Allah’ınızı severseniz: ’31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek.’ ‘İBB’yi ben kazanırsam’ yani o kazanırsa, ‘Gazze’ye yardım edeceğim’ demiş. Neresinden tutarsan, eline geliyor. Ey Allah’ın adamı, ey güzel adam; ne diyeyim sana? Daha ne diyeyim yani? Allah seni ailene bağışlasın. Git, ailenle yaşa. Ama bu şehri sen bilmiyorsun, bu şehrin insanını hiç bilmiyorsun.”

“ACEMİ AOAYIN DENGESİ O KADAR BOZULDU Kİ…””
“Ben bu laftan ne anlarım biliyor musunuz? Aslında farkında değil; hükümeti eleştiriyor burada. Yani koca Türkiye Cumhuriyeti Gazze’ye yardım edemedi, o gelince edecekmiş. Acemi adayın dengesi o kadar bozuk ki, farkında olmadan, aramızda kalsın onu eleştiriyor. Aramızda kalsın, Sayın Cumhurbaşkanı’na diyor ki, ‘Gazze’ye yardım et. Bak sen etmedin. Ben gelirsem, ben edeceğim’ diyor. ‘İBB Başkanı olursam, yardım edeceğim’ diyor. Daha yeni başladık. Kavga etmeyin. Yan yana afişleriniz var. Sonra makası alır, kesmeye başlarlar.


Bak; Sayın Erdoğan’ın sağı solu belli olmaz. Resimlerden de bir gün sonra seni pat diye çıkarıverir, tek kendi resimleriyle seçime girer İstanbul’da. Öyle yapar mı? Yapar, vallahi yapar. Ben zaten bekliyorum. Bir hafta, bilemedin iki hafta sonra meydanlarda; söyleyeyim. Dayanamayacak. Yine dayanamayacak. Keşke memleketin gerçek sorunlarına eğilse. Ama hani bir laf vardır ya; ‘Boynunu eğri demişler, nerem doğru ki’ demiş. Bunların işi böyle. Ben, bunlara boşuna ‘su kaynattı’ demiyorum. Boşuna ‘kayış attılar’ demiyorum. Vallahi Allah yardımcıları olsun. Ama neyse. Bu zor zamanlarda, emeklilerimizin yüzünün gülmediği zamanlarda, dar gelirlerinin sıkıntılarını had safhada olduğu zamanlarda, enflasyonun tavan yaptığı zamanlarda, Allah razı olsun, İstanbul’da yüzümüzü güldüren bir acemi aday var. Yüzümüzü biraz güldürdü.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com