12 bin yıllık bir mirasın sahibi Hasankeyf. Binlerce yıl öncesine dayanan bu tarih şimdi yok olma tehdidi altında... Hem de sanıldığı kadar uzak olmayan bir zaman içinde...
İlk çağlardan itibaren insanların yaşadığı, ilk yerleşenlerin kim olduğunun hâlâ bilinmediği, keşfedilmeyi bekleyen ve bilineniyle 12 bin yıllık bir mirasın sahibi Hasankeyf. Binlerce yıl öncesine dayanan bu tarih şimdi yok olma tehdidi altında… Hem de sanıldığı kadar uzak olmayan bir zaman içinde…
Baraj mı yoksa tarih mi tartışmasıyla yaklaşık yarım asırdır gündemde olan Hasankeyf’te sona gelindi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre, Ilısu Barajı’nın rezervuar alanında kalacak Hasankeyf’in yeniden inşası kapsamında Batman’ın Hasankeyf ilçesinin yeni yerleşim yerinde 710 konut ile ticaret merkezindeki 98 iş yerinin anahtarları hak sahiplerine dağıtıldı.
Raman Dağı’nın eteklerine kurulan bu yeni Hasankeyf’e kamu binalarının taşınmasının hemen ardından başta Zeynel Bey Türbesi olmak üzere eserlerin yüzde 95’inin taşınması tamamlandı. Su altında kalacak insanlığın ilk medresesi gibi eserler ise toprakla doldurularak üzerleri betonla kaplandı.
Hasankeyf Koordinasyonu ise, baraj kapaklarının kapatıldığına ilişkin uydu fotoğrafları paylaştı. Koordinasyon, mevcut duruma ilişkin “baraj kapaklarının deneme amacıyla değil, kalıcı amaçla kapatıldığı uydu fotoğraflarından anlaşılıyor. Buradaki amacın toplumu ve kamuoyunu bir oldubittiyle karşı karşıya bırakmak olduğu anlaşılmaktadır” açıklamasını yaptı.
‘BİLMEDİĞİMİZ BİR TARİH VAR BURADA’
Kronos, su seviyesinin ne düzeyde olduğu bilinmeyen Hasankeyf’e giderek bölge halkıyla konuştu. Evlerini ve dükkânlarını bırakmamış olan vatandaşlar tedirgin. Kimi evlerinden bir, bir buçuk ay sonra çıkacağını söylerken kimi de hâlâ geç olmadığını söylüyor. Bir yandan köyler boşaltılırken diğer yandan buradaki bağ, bahçe ve hayvanlara ne olacağına ilişkin somut bir bilgi paylaşılmadığı da ifade ediliyor. Su altında da Hasankeyf’in yaşatılabileceğini savunanlardan çok daha fazlası; “Hâlâ bilmediğimiz bir tarih var burada. Burası aslında kazı alanıdır. İnsanlığın ilk medresesini su altında da ziyaret edilebilsin diye betonla kapladılar… Birçok eser taşındı… Dinamitle patlattılar, dolgu yaptılar… Yapayın, etmeyin… Bu tarih yok olmasın. Hasankeyf için gerçekten geç değil. Görmezden gelinmesin” diyor.
Sözü önce Hasankeyflilere veriyoruz. Aileleri de kendileri de doğma büyüme Hasankeyfli 57 yaşındaki Rıdvan Ayhan ve 27 yaşındaki Eyüp Ağalday’la
‘ANILARIMIZIN HEPSİ SULAR ALTINDA…’
Rıdvan Ayhan, eliyle göstererek anlatıyor: “Burasının yüzde 75’i kazılmamış. Sadece yüzde 25’i kazılmış durumda. Yeni yeni göçler başladı. Aslında bu üçüncü göçüdür. İnsanların psikolojisi bozuldu. Anılarımızın hepsi sular altında, toprak altında kalacak… Doğu tarafındaki insanlar olarak bizler çok duygusalız. Meselenin enerji olduğuna inanmıyorum. 12 binlik tarihiyle eşine ender rastlanan bir yerdir. Burayı turizme açsalar o barajdan elde edecekleri paradan daha fazlasını kazanırlar. Sorun enerjiyse; güneşi en çok alan bölgeyiz. Güneş enerjisinden de o enerjiyi elde edebilirsiniz. Demek ki amaç enerji değil. İnsan kültürünü, insan doğasını yok etme zihniyetini taşıyorlar. Burası restore edilse hem ülkede hem de dünyada büyük takdir görür. Su altında bırakacağın yetmiyormuş gibi bir de dinamitliyorsun. Dinamitleyip, dolgu yapıyorlarmış. Bu dinamitlenen bölgenin hemen yanında kazı yapıldı. Daha önce hiç yapılmamıştı. Ve orada 100’e yakın yeni mağara çıktı. Yeni yapılan yerdeki evler için insanlardan niye para alınıyor? Bunun da ticaretini yaptılar! Hasankeyf için geç değil. UNESCO’nın 10 kriterind
‘BU TARİH BÜTÜN İNSANLARIN’
Doğduğu mağarayı şimdi cafe olarak kullanan Eyüp Ağalday devam ediyor; “Duygusal olarak bir çöküştür yaşadığım. Hâlâ belki iptal edilir, belki baraj bozulur, bir şey olur da burayı kaybetmeyiz diye düşünüyorum. Benim çocukluğum, ailemin çocukluğu hep burada. 27 yaşındayım ama benim bile hâlâ girmediğim mağaralar var. Hasankeyf kalesi, dünyada eşi benzeri olmayan bir kaledir. Gaziantep’in yemekleri gibi koruma altına alınsaydı keşke. Bir yemek koruma altına alınabiliyorsa 12 bin yıllık bir tarih haydi haydi koruma altına alınmalıydı. Şu an bile kazı yapılıyor, ama tekrar gömülüyor. Barajdan elde edilecek gelirden çok daha fazlası turizmden kazanılır. Burası için gerçekten geç değil. Şu anki aşağıdaki şehirde yüzlerce medeniyetin kalıntıları var. Eski döneme ait döşenmiş su, kanalizasyon boruları var. Şu anki teknoloji bile o zamankine eş değer değil. 10 mu 11’inci yüzyıldan kalma mı belli değil. Buraya ilk kimlerin geldiği belli değil. Biz elimizden geldiğince sahip çıkmaya çalışıyoruz. Herkesin sahip çıkmasını istiyoruz. Bu tarih sadece Batmanlıların tarihi değil, tüm insanlarındır.”
İTİRAZ EDENE GÖZALTI…
Biz bu sohbetleri yaptığımız sırada Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Gençlik Merkezi üyeleri yaptıkları basın açıklamasının ardından toplu yürüdükleri gerekçesiyle gözaltına alınıyor. Yaklaşık 19 kişinin gözaltına alınmasının ardından HDP’li
Bir, bir buçuk ay sonra evlerinden çıkacaklarını ve ne olup biteceğini bilemediklerinden yakınıyorlar. Kayıt istemedikleri için sohbetimiz kısa kalıyor. Tepkili ve tedirginler. “Az önce görmedin mi olanları kızım bizimde başımız belaya girmesin” diyorlar.
Seyir Alanı olarak adlandırılan yere gidiyorum. Bir ‘ordu taburu’nun orada olduğunu görünce Rıdvan Bey’e soruyorum; “Hep mi böyle yoksa bugünkü açıklama için mi?” Cevabı: “Basın açıklaması içindir.”
HDP’Lİ İPEKYÜZ: HASANKEYF İÇİN GEÇ DEĞİL
Bu ‘ordu’nun önünde daha doğrusu tam ortasında başlıyoruz HDP milletvekilleri Dr. Necdet İpekyüz, Mehmet Tiyaki ve Musa Farisoğulları ile
HDP MİLLETVEKİLİ TİRYAKİ: HASANKEYF ERİYOR
Mehmet Tiryaki devam ediyor: “Kişisel olarak benim gördüğüm şey; 12 bin yıllık tarih diyoruz bu tam 480 kuşak demek demektir. 480 kuşak boyunca bu kent yalnızca Moğollar döneminde bir kez yağmalandı. Onda bile bu kadar zarar görmemiştir. 12 bininci yılında 480’inci kuşak olarak bizler AKP’nin bu talanına tanıklık ediyoruz. Su yeni yeni tutulmaya başlandı. Bu insanlığın ortak mirasıdır. Burasının sadece yüzde 5’inin gün yüzüne çıkarıldığı söyleniyor. Eğer sular altında kalırsa yüzde 95’i hakkında belki de hiçbir zaman bilgi sahibi olamayacağız. İnsanlığın ortak mirasına sahip çıkmak zorundayız.”
Yaklaşık 30 yıldır Hasankeyf’in sular altında kalıp kalmaması tartışılıyor. Tarkan’dan Orhan Gencebay’a kadar birçok ünlü isim ‘Hasankeyf Yok Olmasın’ diye etkinlikler düzenledi, şarkılarını Hasankeyf için söyledi. Kamuoyunda bir duyarlılık yok değil. Buna rağmen hala bu sorunun çözülememesini neye bağlıyorsunuz diye soruyoruz:
Mehmet Tiryaki’ye göre bölgede atılan her adımın gözaltı ya da baskıyla karşılanması temel sorun: “20 genç hayır dediğinde 500 tane polis, asker, işte siz de görüyorsunuz, hiç kimsenin ses çıkarmasına izin vermiyor. Biz yedi, sekiz milletvekili barajın orada basın açıklaması yapmak istedik. Barajın yanına yaklaşmamıza bile izin vermediler. Burada da en fazla basın açıklaması yapabiliyoruz. Bizden öncekiler de çok mücadele edildi ama durduramadık. Gözlerimizin önünde bir kanser hastasının eriyip gitmesi gibi Hasankeyf eriyor.”
‘YENİ SÖMÜRGECİ MANTIK VAR’
Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğullar
Hasankeyf’in yaklaşık 100 kilometre uzağında bulunan Ilısu Barajı, su tutmaya başladığında ilçenin hemen sular altında kalmayacağı, bu sürecin yaklaşık dört ayı bulacağı söyleniyor. Eğer önlem alınmazsa Aralık ayında Batman’ın bilineniyle 12 bin yıllık tarihi ilçesi Hasankeyf su altında kalacak. Ve bilinmeyen yüzde 90’lık tarihi ise hiçbir zaman öğrenilemeyecek.
Hasankeyf’te yaşayanların sözlerini hatırlatarak bitirelim: Hasankeyf için geç değil, sular altında kalmasın!