Hasan Cemal: Erdoğan’dan kurtulmadan Kürt sorununda çözüm yolu açılmaz

Hasan Cemal, Kürt sorununa ilişkin "Erdoğan’dan kurtulmadan bu çözüm yolu açılmaz. Seçim kazanma için Erdoğan, 'Gelin bugün yeniden çözüm sürecine başlıyoruz' dese de hiçbir şekilde inandırıcı olamaz. Kürt sorununun çözümü bir uzlaşma sayesinde olabilir" dedi.

KRONOS 24 Nisan 2023 GÜNDEM MANŞET

Yeşil Sol Parti’nin milletvekili adayı Hasan Cemal, “Erdoğan’dan kurtulmadan bu çözüm yolu açılmaz. Seçim kazanma için Erdoğan, ‘Gelin bugün yeniden çözüm sürecine başlıyoruz’ dese de hiçbir şekilde inandırıcı olamaz. Kürt sorununun çözümü bir uzlaşma sayesinde olabilir” dedi.

Mezopotamya Ajansı‘na konuşan Hasan Cemal, Kürt sorununa yönelik sorulara yanıt verdi.

Hasan Cemal’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren bir devlet şekli var, üniter devlet, uluslaşma… Bu süreçte Kürt kimliği, Kürt dili inkar edildi, yok sayıldı. Bu Kürt sorununun temelini oluşturdu. Fakat zaman içinde bu çözümsüzlük bir yerde Türkiye’de dağın da yolunu açtı. Yaşanmaya başlayan acılar yeniden bu sorunu düşündürmeye başladı insanları, iktidarları, siyasetçileri. Evelce yazılamayanlar yazılmaya başladı. Bir zamanlar Kürt kelimesini telaffuz edemezdik, Kürt sorunu diyemezdik, bunların hepsi yasak konusuydu. Fakat sonuç olarak bunlar aşılmaya başlandı. Ve nihayet Kürt sorununun çözümü dediğimiz olgu sahneye çıktı. En çok da Erdoğan’ın 2000’li yılların başından itibaren çok sahneye çıktı. Erdoğan’ın Kürt sorununu askerin gölgesinden kurtarmaya başlaması, “Kürt sorunu vardır, devletin de hataları vardır” diyerek 2005’teki Diyarbakır konuşması var, bu çok önemli.

‘KÜRT SORUNUNU YENİDEN SAVAŞ YOLUNA SOKTU’

Oslo’ya görüşmelere Kandil’in karşısında, PKK’nin temsilcileri karşısında kendi siyasi temsilcisini de göndermesi Türkiye’de bir başbakanın yaptığı ilk siyasi tavırdır. Hakan Fidan, bugünkü MİT Müsteşarını göndermişti. Bunların hepsi olumlu gelişmelerdi. Sonra işte siyasi süreç başladı. Sonra sonunu getirmedi Erdoğan, masaya tekmesini attı. Hepsi gitti ve Kürtler nezdinde Erdoğan inandırıcılığını ve güvenirliğini kaybetti. Kürt sorununu yeniden savaş yoluna soktu.

O dönem samimi miydi? Hayır samimi değildir, gizli gündemi vardır, takiye yapıyordur, diyemiyorum. O zamanki siyasi konjonktür onu öyle düşünmeye sevk etti. Ama donanımlı değildi bu konuda. Kürt sorunu nedir bilmiyordu. Kürt sorununu yüreğinde hissetmiyordu, Kürt sorunu nasıl çözülür bu konuda bir şey bilmiyordu. Kürt sorununun çözümünü sadece bir affa ve dağdan inmeye bağlamıştı. Bu da hiçbir şekilde yeterli değildi. İnkar siyaseti bir yerde Erdoğan’la da devam etti.

‘ARTIK İNANDIRICI OLAMAZ’

O sorunu tamamen kendi siyasi çıkarları açısından bir araç haline getirdi. Bu sorunu çözer gibi yapıp, oy alacağını düşündü. Oysa oy kaybetmeye başladığını görünce de vazgeçti. Her şeyi oy hesabına bağladı. Yaz bir kenara, Erdoğan’dan kurtulmadan bu çözüm yolu açılmaz. İki; seçim kazanma için Erdoğan, “Gelin bugün yeniden çözüm sürecine başlıyoruz” dese de hiçbir şekilde inandırıcı olamaz.


 

Şunu bir kenara özellikle yazın, Kürt sorununun çözümü bir uzlaşma sayesinde olabilir. Kürt sorununun çözümü diyalogların örülmesiyle, uzlaşmayla, yumuşamayla çözülür. Başka çaresi yoktur. Herkese kendi taleplerini dayatarak Kürt sorununu çözemezsiniz. Bir defa Kürt sorunun çözümü için bir masa lazım. Bu masanın etrafında konunun bir numaralı muhatabı ya da sorumlusu, liderleri oturur. Kürt liderler dahil, siyasi liderler oturur o masada konuşur. Bir de yol haritası olur önlerinde. Uzmanlar da hazırladıkları yol haritasını verirler, ondan sonra da yol haritasına bakarak, en kolayından en zoruna doğru zamana yayarak bu çözüm faaliyetine başlanır. Bu ancak uzlaşma ruhu yakalanarak olur. Kavgayla, dövüşle olmaz. Bugüne kadar kavgayla dövüşle bu iş olmadı. Tam tersine iş gitti çıkmaza saplandı.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com