Güvenlik soruşturması hak ihlalleri raporu yayınlandı

Anayasa Mahkemesi’nin ‘ihlal’ gerekçesiyle iptal ettiği ‘güvenlik soruşturması’ ile ‘arşiv araştırması’nın AKP tarafından yeniden Meclis’e getirilmesi gündemde. HAK İnisiyatifi Derneği'nin yayınladığı raporda, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu kamuya personel alımında yaşanan hukuksuzluklar sıralandı.

YAVUZ GENÇ 22 Haziran 2020 GÜNDEM

ANKARA – HAK İnisiyatifi Derneği, 39 mahkeme kararına dayanarak hazırladığı ‘Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Uygulaması Kaynaklı Hak İhlalleri İnceleme ve Araştırma Raporu’nu yayınladı. Raporda kamu personeli alımında uygulanan haksızlıklar mahkeme kararlarına dayanarak ortaya konurken, gündeme getirilen yeni düzenlemeye dair çekinceler de kamuoyuyla paylaşıldı.

Türkiye’de uzun yıllar yalnızca güvenlik bürokrasisinde görev yapacak kamu personeli için uygulanan ‘güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması’, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, 3 Ekim 2016 tarihinde, bir OHAL KHK’sıyla tüm kamu personeline uygulanacak şekilde genişletilmişti. Kanun Hükmündeki Kararname, OHAL’in bitmesinin ardından, 1 Şubat  2018 tarihinde, TBMM tarafından onaylanarak kanunlaştırılmıştı.

Anayasa Mahkemesi ise 24 Temmuz 2019 tarihinde, uygulamanın genişletilmesinin hak ihlallerine sebep olduğunu belirterek  yeni düzenlemeyi iptal etmişti. Bu tarihten sonra düzenleme yeniden kanunlaştırılması için TBMM gündemine geldi, ancak tepkileri sonucunda geri çekildi. AKP tarafından geçen günlerde yeniden gündeme getirilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması düzenlemesi, birkaç yeni uygulama getirse de OHAL KHK’sıyla sürdürülen düzenlemeden çok da farklı değil.

HAK İnisiyatifi Derneği, 39 mahkeme kararına dayanarak hazırladığı ‘Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Uygulaması Kaynaklı Hak İhlalleri İnceleme ve Araştırma Raporu’nu yayınlayarak, hem kamuya alımda uygulanan haksızlıkları mahkeme kararlarına dayanarak ortaya koydu hem de yeni düzenleme hakkında çekincesini kamuoyuyla paylaştı.

İşte raporun ayrıntıları…

KİŞİLER, YAKINLARININ BİLGİLERİ KULLANILARAK SORUŞTURMALARI GEÇEMİYOR

Raporda, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması uygulamasıyla mevzuat uygulayıcılarının ‘takdir marjını ileri derecede geniş tutmasından dolayı kanunilik ve eşitlik ilkeleri ihlal edildiği’ vurgulandı.

Raporda, “Bu uygulama çerçevesinde, şeffaflık, hukuki öngörülebilirlik, kamu görevine katılma hakkı, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve suçun ve cezanın şahsiliği ilkesinin ihlal edildiği anlaşılmaktadır” tespiti yapıldı.

Raporda, uygulamanın, “mevcut haliyle bürokratik ve siyasi güce ve konuma sahip olanların suiistimaline açık olan ve birçok hak ihlaline kapı araladığı” belirtilerek uygulamanın bir an önce tamamen kaldırılması, buna benzer bir uygulamanın yeniden ihdas edilmesine dair çalışmalara son verilmesi istendi.

Raporda, güvenlik ve arşiv araştırmaların kaynaklık eden bilgilerin yarıya yakınının kişinin doğrudan kendisiyle ilgili olmadığı, yakınlarıyla ilgili tutulmuş arşiv ve soruşturma bilgilerine dayandığı vurgulandı.

“ÜVEY KARDEŞİ HAPİS CEZASI ALMIŞ”

Raporda yakınlarının bilgileri kullanılarak güvenlik ve arşiv araştırmaları olumsuz sonuçlanan iki kişinin mahkeme kararından şu bölümlere yer verildi:

-“… davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde kendisi hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, üvey kardeşinin göçmen kaçakçılığı suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası aldığı, aynı suçtan dolayı daha sonra yine tutuklanıp tahliye edildiği, anılan suç yanında gece vakti silahlı yağma, başkasına ait banka veya kredi kartını kullanarak yarar sağlama suçlarından yargılandığına dair bilgiler bulunduğundan bahisle…”

Mahkeme kararının birinde güvenlik soruşturmasından geçen bir kişinin annesinin çalıştığı şirket hakkındaki şüphenin de “gerekçe” sayıldığı ortaya çıktı. Güvenlik soruşturmasına karşı dava açan kişinin annesinin, geçmiş yıllarda çalıştığı şirketle ilgili iddia mahkeme kayıtlarına şu şekilde yansıdı:

-“… Bakılan uyuşmazlıkta, emniyet istihbarat bilgilerine göre davacının annesinin geçmiş yıllarda ‘FETO/PYD’ye müzahir … A.Ş’de SGK kaydının bulunmasından ötürü güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığı belirtilmekte…”

“KURUMLAR UYGULAMANIN YENİDEN İHDAS EDİLECEĞİ BEKLENTİSİ İÇİNDE”

Raporda, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına rağmen bazı kurumların uygulamanın yeniden ihdas edeceği beklentisi içinde olduğu ve bu nedenle hak edilmiş atamaların dahi bekletildiği kaydedildi. İlgili yönetmeliğin genel, yoruma ve kötüye kullanıma açık olduğu belirtilerek şu bilgi verildi:

“Kişi, kendisi hakkında gelen araştırma raporunu görememekte, sadece ataması bu nedenle uygun görülmezse bu durumdan haberdar olabilmektedir. Ayrıca ilgili kurumun en üst amiri dahi kişiyle ilgili bu raporun neden ‘olumlu’ veya ‘olumsuz’ geldiğini bilmemektedir. Raporu olumsuz gelip ataması yapılmayan kişi idari dava açma yoluna gittiğinde ilgili mahkemeler raporların içeriğini araştırmayı yapan birimlerden isteyebilmekte ve bu içeriği gerekçeli kararlarından kullanabilmektedirler. Dolayısıyla durumdan etkilenen kişi ancak bu yolla raporunun neden ‘olumsuz’ geldiğini net bir şekilde öğrenebilmektedir.”

ARŞİV ARAŞTIRMASI ÖRNEĞİ: 1500 TL İDARİ PARA CEZASI ALMIŞ OLMAK

Raporda arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması örnekleri ile bu iki yöntemin birlikte kullanıldığı örneklere de yer verildi.

Raporda, “Güvenlik soruşturmalarında; kişilerin kendisi ve yakınları ile ilgili istihbarata dayalı, adli bir sürece bağlı olmayan bilgilerin kullanıldığı, sunulan nedenlerin somut dayanaktan yoksun olduğu, icra edildiği dönemde yasa dışı sayılmayan eylemlerin konu edildiği, sunulan örneklerde görülmektedir. Arşiv araştırması yöntemine dayanıldığında da kişilerin kamu personeli olmasına engel teşkil etmeyen ve/veya kendisiyle alakalı olmayan adli süreçler nedeniyle hak sahibi kişiler hakkında olumsuz sonuç açıklandığı yine örneklerden tespit edilebilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Arşiv araştırması örneği şöyle: “… davacının (…) Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1500 TL adli para cezasına mahkum edilmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle sözleşme feshinin gerçekleşmesi …”

PROTESTO GÖSTERİSİNE KATILMAK, BANKAYA 496 TL YATIRMAK…

-“… PKK/KCK terör örgütü gençlik yapılanması organizesindeki protesto gösterisine katıldığı …”

-“… davacının 2017 yılı muvazzaf subay temini kapsamında yapılan seçim aşaması sınavlarında başarılı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı Üniversitesi Kara Harp Okulu Maltepe Yerleşkesine yerleştiği ancak adaylık işlemlerinin, hakkında yapılan güvenlik soruşturması sonucunda ‘kendisi hakkında bilgi bulunmadığı, ancak babası Cemal Gültekin hakkında Bank Asya’da hesap açanlar arasında’ Hesap Açma Tarihi:18.02.201., 01.01.201. Bakiye: Giriş:…496,07 TL, Çıkış:…063,82- TL, …05.2015 Bakiye’ ibaresiyle yer aldığı’ yönündeki bilgi notuna dayanılarak, Aday Değerlendirme Kurulunun …06.2018 sayılı karar tutanağıyla olumsuz olarak 8 değerlendirilmesi neticesinde iptal edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı …”

“KHK’YLA KAPATILAN KURUMDA SGK KAYDININ OLMASI”

-“… davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu, kendisinin ‘FETÖ/PDY’ soruşturması kapsamında KHK ile kapatılan (…) yılları arasında SGK kaydının bulunduğu, (…) tarihinde gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınarak çıkarıldığı adli makamlarca adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı yönünde istihbari bilgi elde edildiği, UYAP kayıtlarının incelenmesinden (…) Cumhuriyet Başsavcılığının (…) sayılı dosyasında Silahlı Terör Örgütüne Üye olma suçundan adli soruşturmasının devam ettiği görülmektedir.”

-“… davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz düzenlenmesinin gerekçesi olarak kendisi ve kardeşinin ‘FETÖ/PDY’ terör örgütüne müzahir olduğu nedeniyle Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan şirketlerde SGK kayıtlarının bulunduğu hususu gösterildiğinden, uyuşmazlığın çözümü için gerekli görüldüğünden…”

PANSİYONDA KALMAK YA DA BABASININ SORUŞTURMA GEÇİRMİŞ OLMASI DA ‘GEÇEMEME’ SEBEBİ

Raporda, güvenlik soruşturmalarında dayanak olarak ‘terör suçu’nın alındığı kararlara da örnekler verildi. Bunlardan biri KHK’yla kapatılan pansiyonda kalmış olmayla ilgili: “… Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu işlemin nedeni olarak, davacının şahsı hakkında; ‘FETÖ/PDY’ iltisaklı (…) pansiyonunda (…) yılında kaldığı ve pansiyonun KHK ile kapatılmasının gösterildiği anlaşılmaktadır.”

Bir diğer örnek ise soruşturma geçirenin kişinin babasıyla ilgili: “… Sicil amirlerinde oluşan üç kişilik komisyon tarafından ‘olumsuz’ görüş bildirilmesi ve davacının babasının kapatılan ‘fetö/pdy’ yapılanmasına müzahir dernek üyeliği nedeniyle sözleşme feshinin gerçekleştirildiği…”

“NEDENLER KOLAYCA OLUŞTURULABİLİYOR”

Raporda, örneklere bakıldığında öne sürülen nedenlerin ‘kolayca oluşturulabildiği’ belirtilerek, “Örneklerde de görüleceği üzere bu bağlamda öne sürülen nedenlerin kolayca oluşturulabildiği, herhangi bir yargısal süreç sonucunun şart olarak aranmadığı ve/veya kişinin kendisinin değil yakınlarının hakkındaki olguların olumsuz sonuç için yeterli görüldüğü anlaşılmaktadır. Aynı şekilde olumsuz sonuç için adi suçların neden gösterildiği durumlarda da kişinin kamu personeli olmasına engel teşkil etmeyen durumların gerekçe olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır” denildi.

“SUÇ İSNAT EDİLEMEZ OLGULAR, SUBJEKTİF TESPİTLER”

Raporun sonuç kısmında, şöyle denildi:

• Kişilerin kendilerine dair yapılan tespitlerin de çoğunlukla hukuken suç isnat edilemez olgular olduğu veya gayet sübjektif tespitler olduğu görülmektedir. Bu tespitler aynı zamanda kişilerin yargılama sürecinin muhatabı olmadan damgalanmasına ve masumiyet karinesinin aleyhlerine ihlal edilmesine neden olmaktadır.

• Düzenlemede muğlak ifadelerin yer alması, sonucun nihai olarak amirin takdirine bırakılması ve amire çok geniş bir takdir marjı tanınması gibi hususlar uygulamayı keyfi olma tehlikesine sokmaktadır.

• Her bir amir farklı kriterlerle ve beklentilerle kendine göre değerlendirme yapabileceği için hukuki öngörülebilirlik kaybolmaktadır.

• Amirlerin geniş takdir yetkilerini hukuka aykırı bir keyfilikle kullanmaları neticesinde ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi ihlal edilmektedir.

• Sonucun gizli olması ve bu sonuca ulaştıran nedenlerin açıkça ifade edilmemesi gibi durumlar şeffaflık ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

• Süreç boyunca her aşamayı geçerek hak kazanmış olmasına rağmen; muğlak, belirsiz ve gizli bir inceleme ile kamu personeli olması engellenen kişilerin kamu görevine katılma hakkı ihlal edilmektedir.

• Kişinin kamu görevine atanmasının yapılmaması ve ailesi ile çevresinde bu durumun duyulması kişi hakkında bir zan oluşmasına neden olmakta, kişiye sanki suçlu gibi bakılmasına neden olmakta ve bu bağlamda lekelenmeme hakkı ihlal edilmektedir.

• Ayrıca ilgili mevzuatta yer alan “kişinin içinde bulunduğu ortam dikkate alınarak” tarzı ifadeler, kişinin ailesi, arkadaşları, tanıdıkları gibi genişletilebileceğinden ve bu insanlara atfedilen sakıncalar nedeniyle kişinin hakkında “olumsuz” bir sonuca hükmedilebileceğinden suçun ve cezanın şahsiliği ilkesi de ihlal edilmektedir.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram