Sabahattin Ali’den mektup: Gazetelerde yazdıkları gibi ‘yakalanmadım’

Sabahattin Ali'nin tutukluyken eşine yazdığı mektuptan: "Bu ayın otuzunda muhakemem var. Eğer göz göre göre bir edepsizlik olmazsa ilk celsede beraat eder ve çıkarım.."

KRONOS 28 Şubat 2021 KÜLTÜR

25 Şubat 1907’de doğan ve 2 Nisan 1948’de faili meçhul cinayete kurban giden Sabahattin Ali geçtiğimiz hafta boyunca 114. doğum günü dolayısıyla hatırlandı.

Türk edebiyatının ustalarından Ali’yi, eşine yazdığı bir mektupla anıyoruz. Hapishaneden yazdığı mektupta Sabahattin Ali, eşi Aliye Hanım’a tutuklulukta yaşadıklarını, geleceğe ilişkin umutlarını ve yeni bir gazete çıkarma planlarını anlatıyor.

 

Çok Sevgili Karıcığım Aliye,

Sana bu mektubu Sultanahmet Tevkifhanesi’nden yazıyorum. Herhalde gazetelerde okumuşsundur. Fakat yazdıkları gibi “yakalanmadım,” artık bu işe bir son vermek üzere bulunduğum yerin adresini bildirdim. Zaten son günlerde saklanmıyordum. Ne ise, bu ayın otuzunda muhakemem var. Eğer göz göre göre bir edepsizlik olmazsa ilk celsede beraat eder ve çıkarım. Son günlerde dehşetli sinirlerim bozulmuştu. Nedense hapishane, asabımı teskin ediyor. Olan oldu, artık yapacak bir şey yok, diyor, düşünüp kurmaktan vazgeçiyorum herhalde. Bu hafta Ali Baba çıkmayacak. Sen Mahmut’tan üçüncü ve dördüncü sayıların hesabını al, ay başına kadar idare et. Ay başında bir çaresine bakarız. Olmazsa, sana Mehmet Ali Aybar’la yolladığım mektupta yazdığım gibi, Hariciye’deki Mahmut meşgul olacak. Gazetenin neden çıkmadığını da Mehmet Ali’nin getireceği mektupta izah ettim. O mektubu yazdıktan birkaç saat sonra da tevkif edildim. Mehmet Ali birkaç güne kadar Ankara’ya gelecek, kendisiyle uzun uzadıya görüşürsünüz.

Beni Ankara’da da aramışlar, bulamayınca İstanbul’a ne yazmışlar biliyor musun? Aynen şöyle: “Ankara’dan İstanbul’a gitmiş ise de İstanbul’daki ikametgâhının neresi olduğunu ailesinden öğrenmek mümkün olamamıştır. Fakat zabıtaca yapılan hususi tetkikatta, kendisinin Çengelköyü’ndeki ve kendi malı olan köşkünde bulunabileceği anlaşılmıştır…”

Polisin uydurduğu Çengelköyü’ndeki köşke ne buyurulur? Evrak arasında bu tezkereyi görünce kahkahadan kırılıyordum. Sonra İstanbul polisi de beni her yerde aramış, fakat bir tek yerde, yani bulunabileceğim yerde aramadı, gazete idarehanesine hiç gelmedi. Adliye “Sabahattin Ali’yi neden bulamıyorsunuz?” diye İstanbul polisine sorunca polis, “Bulunamıyor!” diye cevap vermiş. Müddeiumumilik de bunun üzerine şöyle yazıyor: “Sabahattin Ali maruf bir kimsedir. Sonra geceleri Taksim Gazinosu’nda vesair yerlerde görülmekte, hatta Adliye’de iş takip etmektedir. Böyle bir kimseyi, Adliye’yi tahkir etmiş olduğu halde yakalamamanız hakikaten teessüfümüzü mucip olmuştur!..”
Falan filan. Görüyorsun ya, heriflerin zavallılığı, perişanlığı her satırlarında kendini gösteriyor. Her halleri komedi. Yalnız mahkemenin bitaraf ve adil olacağını ümit ediyorum.

Yeni gazete tasavvurları hakkında Mehmet Ali size tafsilat verir. Sen ve Filiz bana derhal mufassal malumat veren uzun mektuplar yazın ve derhal şu adrese gönderin:

22. 12. 1947
23. Sabahattin Ali
24. Sultanahmet Cezaevi / İstanbul
Sabahattin Ali
Canım Aliye, Ruhum Filiz

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com