Savcıya göre SETA’nın gazetecileri hedef göstermesi ‘ifade özgürlüğü’

KRONOS 01 Ağustos 2019 GÜNDEM

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) suç duyurusuna Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu’ndan yanıt geldi. Savcılık, suç duyurusu ile ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

‘DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ…’

Nurettin Öztatar’ın Gazete Duvar‘da yayınlanan haberine göre; suç duyurusunda belirtilen suçlamaların (halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suç işlemeye alenen tahrik, kişilerin huzur ve sükununu bozma, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi) yasal unsurlarının oluşmadığını tespit eden savcılık, şüphelilerin eylemini “düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında” değerlendirdiğinin altını çizdi.

AVUKAT OK: ÇOK İRONİK BİR KARAR ÇÜNKÜ…

MLSA Eş-Direktörü Veysel Ok, savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile ilgili olarak “İfade özgürlüğü kararı verilmesi çok ironik çünkü Türkiye’de mesleğini icra eden gazetecilerin faaliyetlerine sürekli dava açan, çeşitli terör suçları yönelten savcılıkların ifade özgürlüğünün yalnızca hükümet yanlısı kurum ve medya organlarına yaraşır bir hak olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Bu karara karşı itirazımızı yapacağız ve aynı şekilde yerel ve uluslararası tüm hukuk mekanizmalarını işleteceğiz” diye konuştu.

‘SUÇUN YASAL UNSURLARI OLUŞMADI’ 

MLSA’ya tebliğ edilen kararda “belirsiz sayıda kişiyi gazetecilere yönelik şiddette bulunmaya çağırma, belirsiz sayıda kişiyi kanunlara uymamaya veya bir suçu işlemeye davet etme olarak kabul edilebilecek ifadeler içermediğinden,” TCK 214. ve 216. maddelerinde düzenlenen “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” ve “suç işlemeye alenen tahrik” suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı belirtildi.

‘HERKES TARAFINDAN KOLAYCA ULAŞILACAK TÜRDEN BİLGİLER’ 

“Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi” suçunun unsurlarının da oluşmadığını tespit eden savcılık, bu kararı “Gazeteciler hakkındaki bilgilerin herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla ulaşılamayacak türde bilgiler olmaması ve bilgilerin kamuoyunda daha önce yer alan konulara ilişkin olması nedeniyle” verdiğini kaydetti.

‘HUZUR VE SÜKUN BOZMA’ SUÇU DA İŞLENMEDİ 

Kararda ayrıca, “Sırf sükunu bozmaya yönelik hukuka aykırı bir davranış bulunmadığından TCK 123. maddesinde düzenlenen “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, şüphelilerin eyleminin düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle araştırılarak ifadesinin tespitine gerek duyulmadığı” bildirildi.

GAZETECİLER HEDEF GÖSTERİLİYORDU 

Gazetecilik faaliyetinin ve gazetecilerin sosyal medya paylaşımlarının adeta kriminalize edildiği raporda; BBC Türkçe, Deutsche Welle (DW) Türkçe, Voice of America (VOA) Türkçe, Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI (Çin Uluslararası Radyosu) Türk ve Independent Türkçe kurumlarının yayın politikaları ile ilgili fişlemeye varan tespitler ve bu kurumlarda çalışan Türkiyeli gazetecilerin listesi bulunuyordu. Listedeki gazetecilerin özgeçmişi ve sosyal medya paylaşımlarındaki eğilimlerin tek tek listelenerek gazetecilerin sosyal medya sayfalarından ekran görüntüleri de eklenmişti.

RSF TÜRKÇE, EVRENSEL, BİRGÜN İLE GAZETE DUVAR’DA VARDI

Meşru gazetecilik faaliyetinin ve sosyal medya paylaşımlarının gayrimeşru gösterilmeye çalışıldığı raporda RSF Türkçe, Evrensel, BirGün ve Gazete Duvar hesaplarının paylaşımlarını retweet’lemek “hükümet karşıtı bir duruşa sahip olduğunu göstermek” olarak nitelendirilmişti. İçinde gazeteciler hakkında “hükümet karşıtı bir dili olduğu açıktır” ve “spekülatif konular üzerinden hükümete yönelik yaptığı suçlayıcı iddialarla dikkat çekmektedir” gibi ifadelerin geçtiği rapor, uluslararası kurumlarda çalışan Türkiyeli gazetecileri açıkça hedef gösterdiği belirtilerek toplumun pek çok kesiminden tepki çekmişti.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com